Afetler unutulduğu an gelir

Afetler unutulduğu an gelir
ABONE OL
Afetlerde hayatını kaybeden vatandaşları rahmetle anan Aydın Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Hasan Kuru, günümüz teknolojisi ile yaşanan bütün afetlerin önüne geçilebileceğini söyledi.

ABDURRAHMAN FIRAT - Kuru, Aydın’da da olası afetlere karşı önlemlerin önceden alınması gerektiğini dile getirdi. 

17 Ağustos 1999'da saat 03:02'de merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklüğünde ve 45 saniye süren deprem meydana gelmişti. 18 bin 373 kişinin yaşamını yitirdiği, 23 bin 781 kişinin yaralandığı, 505 kişinin sakat kaldığı, 285 bin 211 ev ve 42 bin 902 işyerinin hasar gördüğü Gölcük depreminin ardından 22 yıl geçti. “Unutmayın! Afetler unutulduğu an gelir!” diyerek hatırlatmada bulunan Aydın Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Hasan Kuru, “Deprem sonrasındaki bu ağır ve yıkıcı tablo; standartsız, sağlıksız ve yasadışı yapılaşma, ranta dayalı hızlı ve niteliksiz kentleşme, gelişigüzel arazi kullanımı, bilimsel normlara uymayan yer seçimi kararları, denetimsizlik ve yasal boşlukların bir araya gelmesinin sonucudur.” dedi.

Fay hatlarının birçoğunun yerleşim birimlerinin içinden geçtiğini belirten Kuru, “ Aksaray, Aydın, Balıkesir, Bingöl, Bolu, Bursa, Denizli, Erzincan, Eskişehir, Erzurum, Hakkari, Hatay, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Osmaniye, Sakarya, Yalova gibi kentlerimiz doğrudan fay zonları üzerinde yer almaktadır. 22 kentimiz, 80’i aşkın ilçemiz ve 502 köyümüzün altından diri fay geçmektedir. Bu fay hatları üzerinde ve etkisi altında olan yerlerde 100 binin üzerinde bina bulunmakta, yaklaşık olarak 600 bine yakın vatandaşımız yaşamaktadır. Son 120 yıllık deprem istatistiklerine baktığımızda her altı yılda bir büyüklüğü 7 veya daha büyük bir depremin, her yıl iki adet 6 veya daha büyük bir depremin Türkiye’yi etkilediği ve bu depremlerin önemli can ve mal kayıplarına neden olduğu görülmektedir.” ifadelerini kullandı. 

“FAY YASASINA EKLEME YAPILMALI”
Potansiyel afet olacak bölgelerde ön simülasyonların yapılıp önceden olası afetlere karşı önlemlerin alınabileceğini dile getiren Başkan Kuru, Afet yasasına eklemeler yapılması gerektiğinin altını çizdi. 
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yerel yönetimler tarafından yürütülen kentsel dönüşüm çalışmalarının depremlerin en fazla etkileyeceği fay hattının geçtiği bölgelerden başlaması gerektiğini belirten Kuru, “Bunun için de öncelikli olarak ‘Afet Kanunu’ diye bilinen yasaya bir madde eklenerek fay yasasının çıkarılması ve bu bölgelerdeki riskli yapıların süratli bir şekilde yıkılarak bu bölgelerde yeniden yapı yapılmasının yasaklanması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı. Aralarında Aydın’ın da bulunduğu ve fay hattının geçtiği 22 kentte çok acil olarak jeolojik araştırmalar yapılması gerektiğini vurgulayan Kuru, “Diri ve aktif olduğu tespit edilen fay hatlarında yapı yapılamaz şeklinde bir düzenlemenin yapılarak fay yasasının çıkarılmasıyla deprem risklerinin azaltılması çalışmalarına önemli bir katkı sağlanacaktır.” dedi.

AFETLER ORTAK KAYGIMIZ
Afetlerin doğal ve doğal olmayan afetler olarak ayrımının yapılmasının önemine dikkat çeken Kuru, “Aradan geçen bunca yıla rağmen, ülkemizde deprem, sel, taşkın, heyelan, kaya ve çığ düşmesi, yangınlar, kuraklık ve susuzluk gibi doğal yada doğal olmayan olayların insan eliyle geniş çaplı afetlere dönüşmeye devam ettiğini görmekteyiz. Yıl içerisinde meydana gelen depremler, seller, taşkınlar ve yangınlar sebebiyle insanlarımızı, doğamızı ve yaşam alanlarımızı kaybettik. Fay hatları üzerinde yapılaşmış şehirlerimiz, dere yatakları üzerine inşa edilen kentlerimizin yanı sıra, yanlış ıslah çalışmaları ve enerji projeleri,  yanlış tarımsal, sanayi ve evsel su kullanımı ve buna bağlı olarak artan su ihtiyacı, kuraklık ve havza bazlı çevre kirlilikleri problemlerini vb. sorunları ülkemizde birkaç aylık periyotlarda yaşar olduk. Artık hepimizin ortak bir kaygısı var. Bu afetlere karşı bütün kurum ve kuruluşların elini taşın altına koyup çalışması gerekiyor” dedi.

AKLIN VE BİLİMİN YOKLUĞU AFETİN TA KENDİSİDİR!
Bölgesel afet riskleri değerlendirilerek, önceden etki değerlendirmeleri modellenerek olası zararları ortaya konularak mühendislik çözümleri üretilmesi gerektiğini dile getiren Kuru, alınması gereken tedbirleri şöyle sıraladı: “Dere yatakları üzerine kurulmuş yerleşim yerlerinin risk analizleri yapılmalı, risk durumlarına bağlı olarak bu yerleşim yerlerinin bir kısmı veya tamamı boşaltılmalıdır. Sel ve taşkınlar dikkate alındığında dere yataklarına müdahalelerden vazgeçilmeli, dere yatakları üzerindeki baraj-HES projeleri gözden geçirilmeli, şeffaf ve yeterli mühendislik proje ve afet çözümleri olmayanlara yeniden üretim izini verilmemelidir. Tüm akarsu Islah projeleri tekrar belli senaryolara göre değerlendirilmeli, gözden geçirilen bu senaryolar için uygun mühendislik çözümleri sunulmalıdır.  Aktif fay zonları üzerinde yer alan baraj akslarının ve inşaat - imalat hatası söz konusu olan nehir santrallerinin kontrol ve riskleri ortadan kaldırılmalıdır. Heyelan ve kütle hareketleri açısından her türlü olasılıklar düşünülerek, yapılaşmalar kontrol edilmeli, alt ve üst yapıları tehdit edebilecek afet risklerine karşı süratle mühendislik çözümleri üretilmeli, afet müdahale planları hazırlanmalıdır.  Yangınlar açısından hassas noktalar belirlenmeli, çevre temizliğine önem verilmeli, insansız hava araçlarıyla kontroller yapılmalı, mevsimsel açıdan nem ve sıcaklık gibi değerlendirmeler yapılarak bu noktalarda her türlü önlem ve afet planları önceden yapılmalıdır.  Katılımcı su yönetim modeli oluşturulmalıdır. Bilimsel su yönetimi, ülke, şehir, havza ölçeğinde ayrı ayrı belirlenerek kurum ve kuruluşların katılımı, katkılarıyla ele alınmalıdır. Su havzalarımız korumalıdır. Bunu gerçekleştirebilmek için yeni bir tarım ve tarımsal su planlaması yönetimi gerekmektedir. Başta tarımsal sulama ve sanayi olmak üzere düşük su kullanımıyla yüksek gelir elde edilen ekonomik modeller tasarlanmalı ve kullanımı teşvik edilmelidir.”

Kuru, Jeoloji Mühendisleri Odası Aydın İl Temsilciliği olarak "Su varlığı ve Sürdürülebilirliği" konulu çalıştayı Aydın Valiliği, DSİ ve Aydın Büyükşehir Belediyesi ASKİ Genel Müdürlüğü ile yapmayı planladıklarını söyledi. 

AYDIN’DAKİ YAPILARDA ETKİN KONTROL YAPILMIYOR
Aydın’ın Efeler ilçesinden geçen Tabakhane Deresinin dahi kent için risk teşkil ettiğini ifade eden Kuru, tedbir alınması gerektiğini söyledi. Aydın’ın birinci derece fay hattı üzerinde olduğunu belirten Kuru, yeni yapılan yapıların dahi depremde yıkılma riski taşıdığını söyledi. 
Aydın’da yapılan yapılarda etkin bir zemin kontrolünün yapılmadığını belirten Başkan Kuru, “Hazırlanan projelerin kontrolü söz konusu değil. Aydın’daki yapıların etütlere uygun yapılıp yapılmadığını bilmiyoruz. Yeni yapılan yapılar bile sıkıntılı. Neden diyeceksiniz, zemine uygun bina yapılmasını sağlayacak etütü kontrol edecek ve buna uygun statik projelerin hazırlanıp yapı yapılmasını kontrol edecek mühendisi yapı denetim sistemi içerisinde barındırmıyorlar. Çünkü Aydın’da heyelan bölgemiz var, sıvılaşma bölgemiz var. Burada yeni yapılar yapılıyor. Belli bölgelerde iyileştirme çalışmaları yapılıyor. Belli bölgelerde iyileştirme çalışması yapılmıyor. Buradaki deprem anındaki durumun ne olacağını depremde görebiliriz. Fakat mükemmel bir simülasyon, mükemmel bir çalışma yapabilsek durum çok daha farklı olur. Fakat bunu yapabiliriz diyemiyoruz. “ ifadelerini kullandı. 

afetler-unutuldugu-an-gelir-230849-c0d9e38086a4f154914e1f157dd2bd0d.jpgafetler-unutuldugu-an-gelir-230849-94c6c6abd3daadc1245086721fd0748d.jpg


 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.