Afrodisias'taki tarihi Kunak evi eski haline kavuşturulacak

Afrodisias'taki tarihi Kunak evi eski haline kavuşturulacak
ABONE OL
Karacasu’daki UNESCO dünya Mirası listesine alınan Afrodisias Antik Kenti içindeki Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan tarihi Kunak evi, 200 yıl sonra restore ettirilerek eski ihtişamına kavuşturulacak.

GÜLAY ÖZTEKİN - İhalesi yapılan tarihi evin önümüzdeki günlerde çalışmalara başlanacağı müjdesi verildi. 
Karacasu’nun Geyre Mahallesinde bulunan dünyaca ünlü Afrodisias Antik Kentindeki Osmanlı Mimarisinin izlerini taşıyan ve son yıllarda bakımsızlıktan yıkılmaya yüz tutmuş iki asırlık tarihi Kunak evi, nihayet kurtuluyor. 

40 YILDIR ATIL DURUYORDU
Bir zamanlar Antik Kentle köylülerin iç içe yaşadığı Geyre Beldesinde bir dönem belediye başkanlığı yapan ve aynı zamanda Afrodisias Müzesinden emekli olan Hüseyin Kunak’ın dedesi Molla Hüseyin Hoca Efendiden miras kalan tarihi ev, 1981 yılında boşaltılıp 40 yıldır atıl vaziyette olması nedeniyle harabeye döndü. Üç yıl önce Karacasu MYO Mimari Restorasyon Bölümü öğrencileri rölöve derslerini uygulamalı olarak tarihi evde görmüştü.  

İHALESİ YAPILDI, İMZALAR ATILDI
Karacasu Kaymakamlığı tarafından 2017 yılında başlatılan çalışmalar neticesinde Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunca 2018 yılında onaylanan restorasyon ihalesi geçtiğimiz günlerde yapıldı. İzmir Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürlüğü tarafından yapılan ihaleyi alan yüklenici firma  arasında sözleşme imzalanıp yer teslimi yapıldığı bildirildi. Belediyenin onarım ruhsatı vermesiyle birlikte restorasyon çalışmalarına hemen başlanıp bir yıl içinde tamamlanması planlanan tarihi ev turizme kazandırılmayı bekliyor.  

ÖNCE ÜZÜLDÜ SONRA SEVİNDİ
Tarihi evde doğup büyüyen 65 yaşındaki evli ve iki çocuk babası Hüseyin Kunak, kendi mimari yapısını koruyan tarihi evin, 200 yıl sonra restore edilerek eski haline kavuşturulacak olmasını sevinçle karşıladı. Büyükşehir yasası çıkmadan evvel belde konumunda olan Geyre’de 2004-2009 yılları arasında bir dönem belediye başkanlığı yapan Kunak, 1979 yılında elektrik teknisyeni olarak işe başladığı Afrodisias Müzesinde 26 yıl çalışıp emekli olduğu müzenin hemen arkasındaki çatısı çökmüş son halini görüp çok üzüldü. 

26 YAŞINA KADAR O EVDE YAŞADI
Kunak, “İki yıldır gelmiyordum. Şu anki halini görünce içim acıdı. Çok üzüldüm. Ancak restore edilecek olmasına da çok sevindim. Doğup büyüdüğüm bu evden 26 yaşında iken ayrıldım. Çok anım hatıralarım var. Restorasyonu tamamlanarak tarihe ışık tutacak hem de gelecek nesillere aktarılacak. Emeği geçenlere teşekkür ederim” dedi. 

KÖYDEN EN SON BİZ TAŞINDIK 
Yakın tarihe ait önemli bir eser olduğunun altını çizen Kunak, evden kamulaştırma nedeniyle 1981 yılında taşındıklarını kaydetti. Kunak, “Biz 4 kardeştik. Babam Mehmet Ali Kunak hayatta idi. 1978 yılında kamulaştırıldı. Kemer barajından dönerken yolunu kaybeden ünlü fotoğraf sanatçısı Ara Güler’in geldiği 1958 yılıydı. Ardından 1960 yılında büyük bir deprem oldu. Daha sonra Kenan Erim buraya geliyor ve kazıya başlıyor. Depremin ardından devlet köyü taşımak istiyor. Bir kilometre uzağına 120 deprem evi yaptırılıyor. Gitmek isteyenler isimlerini yazdırıp evlerini boşaltarak yeni kurulan Geyre köyüne taşındı. Babam buradan gitmek istemediği için deprem evlerine yazılmadı. 1979 yılında kamulaştırma yapıldı. Mahkemeye verdik. 1981 yılında boşaltmak zorunda kaldık. En son biz taşındık Geyre köyüne” diye konuştu.

BAŞKANLIĞI DÖNEMİNDE AKIN AKIN TURİST GELİYORDU
İlk göreve başladığı yıllarda bu tarihi evde yaşadığını dile getiren Kunak, “1960’lı yıllarda gelen turist sayısı 3-5 bin civarında iken kazılar başladıktan sonra 1970’li yıllarda bu sayı 10 bin 20 binlere, benim belediye başkanı olduğum 2004-2009 yılları arasında ise 200 bine kadar çıktı. Baba Bush’un Körfez savaşını başlattığı dönemde turist akını bir durdu. 50-60 binlere geriledi. Daha sonra yükselse de o rakamlara bir daha asla ulaşılamadı. Afrodisias taşı topağı buram buram kokan Roma’sından Bizans’ına, Selçuklusundan Osmanlısına ve son olarak Cumhuriyete kadar çeşitli medeniyetlere beşiklik etmiş bir kültür varlığı. Hak ettiği değeri görememiş. Dünya mirası listesine alınmış. İnşallah bundan sonra hak ettiği değeri görür ve dünya çapında tanınır” ifadelerini kullandı. 

ANILARI TAZELENDİ
Afrodisias’a ömrünü harcayan ve mezarı da kentin simgesi haline gelen dört ayaklı Tetrapylon kapısının hemen güneyinde olan Prof. Dr. Kenan Erim ile olan bir anısını anlatan Kunak, “Evi boşalttıklarında Tetrapylon henüz yoktu. Merhum Özal tarafından Tetrapylon açılışı yapıldıktan 15 gün sonra Kenan Erim vefat etti. Ölmeden önce Ankara’ya giderken evden çıkmayınca bekçi bakmaya gitti. Bir eve giriyor çıkıyor, sebepsiz oyalanıyor. Sanki öleceğini bilmiş içine doğmuştu. Evden çıkmaması oyalanması belki son evden çıkışı idi ona malum olmuştu. Pardösüsünü alıp buralara iyi bakın deyip gitti. Burada insanlar yaşarken cıvıl cıvıldı. Köy kahvesi yanında da deveci hanı vardı. Müzenin olduğu yerde hangar vardı eserler orada saklanırdı. O günler başka güzeldi” sözleriyle anılarını tazeledi.  

afrodisiastaki-tarihi-osmanli-evi-200-yil-sonra-kurtariliyor-165209-1dce748fe295820e6e12fcc291289048.jpgafrodisiastaki-tarihi-osmanli-evi-200-yil-sonra-kurtariliyor-165209-8eabde53ad3c529ed31e9f40c06d3502.jpg

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.