Türkçe, anamızın ak sütü gibi helal olan Türkçe… Öyle zengin ve öyle meram anlatmaya muktedir bir başka dil var mıdır, bu cihanda..? Nice atalar sözü, deyimler, özdeyişler, maniler… Bu derya deniz sözler içinde biri var ki, naif mi naif ve bir o kadar da masumane bir tavırla ferdin ifade etmek istediğine öyle samimi bir şekilde tercüman oluyor ki: Kulak misafiri olmak... Evet, bugün üzerinde hasbıhal etmek istediğim konuya beni iten sebep de hemen yakınımda konuşulanlara kulak misafiri olmam ile başladı. Şimdi anlatacaklarıma sizler de ‘kulak şahidi’ olun ister misiniz?

Bir kooperatif toplantısı ve yaşını almışlar da var henüz yaşken eğilmesi vacip olanlar da… Muhabbet, saygı ve hürmet çerçevesinde ilerliyor, ne münakaşa ne de söz kesme, laf biçme katiyen mevzu bahis değil. Konu, toplantıya iştirak edenlerin ismi ve neden o ismin tercih edildiğine geldi. Anılara temas ediliyor, sohbet havası ısıtıcı mı ısıtıcı ama benim dikkatimi celbeden kilit cümle şu oldu: “Ahmet; Arap’ın ismi, daha modern bir isim koysanız ya.” Toplantı cemaatinden Ahmet Bey’in bir torunu olmuş da torununa kendi isminin konulacağını öğrenmiş. Bu duruma kati surette karşı çıkan Ahmet Bey, akabinde yeni bir isim teklifiyle karşı karşıya kalır; o da şudur, Ahmet Can… Bunu da reddettiğini öğrendiğim Ahmet Bey, en son çare olarak işte dikkatimi celbeden şu cümleyi kullanır: “Ahmet; Arap’ın ismi, daha modern bir isim koysanız ya.”

Şimdi, irdelenmesi icap eden şu iki soru ile meşgul olalım istiyorum: 1) Modern nedir ve nasıl olunur? 2) İsim; modern ya da modern olmayan, diye ayrılabilir mi? Köken olarak Fransız olan bir ‘modern’ kelimesi var, karşımızda. Türkçesi, ‘çağdaş’ ya da eski adı ile ‘muasır’. Ahmet Bey, kendi ismini Arap’a ait diye hor görerek milliyetçi bir tavır takındı ise aynı hassasiyeti ‘modern’ kelimesini ‘çağdaş’ kelimesine tercih ederek de göstermeli idi, diye düşünmekte bendeniz. Peki, ya modern nasıl olunur? Bu soruya güzel bir alıntı ile cevap vermek niyetindeyim. Şöyle diyor Ziya Gökalp, “Bugün bizim için muasırlaşmak demek, Avrupalılar gibi zırhlılar, otomobiller, uçaklar yapıp kullanabilmek demektir. Muasırlaşmak, şekilce ve yaşayışça Avrupalılara benzemek değildir.” Düşünsenize, tam 103 sene olmuş bu cümle kurulalı…

Şimdi, ikinci soru ile meşgul olma vakti: İsim; modern ya da modern olmayan, diye ayrılabilir mi? İsim, çok genel bir kavram ve bunun altında pek çok farklı alt başlıklar var: Somut isim, cins isim, nitel isim, çoğul isim, türemiş isim vs. ama ne modern isim ne de modern olmayan isim gibi bir ayrım, mevzu bahis olamaz. Doğmamış çocuğa isim takmak, ne kadar manasız ise ismi modern ya da modern olmayan gibi bir yol ayrımına sokmak da o derece yersiz, kifayetsiz ve hadsizcedir kanaatinde bendeniz. Bahsi geçen ayrımı savunanlar ne milliyetçi ne de modern olduğunu iddia edebilir keza Türk milliyetçiliği ve çağdaşlaşması hareketine öncülük verenlerin en büyüğü olan Atatürk’ün iki ismi de Arapçadır. Şimdi, bir daha soruyorum: Aranızda ismi modern olmayan var mı?