Aydın deprem gerçeğine hazır mı? 

Aydın deprem gerçeğine hazır mı? 
ABONE OL
Jeoloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Koray Önalan, Aydın için de büyük tehlike taşıyan ve 120 yıldır deprem üretmeyen fay hattı ile ilgili bilgi verdi.

Son bir ayda artan depremlere ilişkin Jeoloji Mühendisi ve Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Koray Önalan Manisa kaynaklı gerçekleşen, Aydın için de büyük tehlike taşıyan ve 120 yıldır deprem üretmeyen fay hattı ile ilgili bilgi verdi.

 

“120 YILDIR KIRILMAYAN FAYLARIN ŞU AN STRES BİRİKTİRDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

Jeoloji Mühendisi Koray Önalan Aydın’ın içinden geçen ve son 120 yıldır kırılmayan fayların şu an stres biriktirdiğini düşündüklerini ve bu nedenle "Deprem farkındalığı oluşturmak ve depremle yaşamayı öğrenmek durumundayız" diyerek depreme karşı Aydınlıların tedbirli olması gerektiğine dair vurgu yaptı.

Koray Önalan, “Son bir ay içinde, Akhisar-Soma-Kırkağaç hattında, 2600 ün üzerinde 3 ve 3'ten büyük deprem meydana geldi. 24 saat içerisinde bile 4,5-5 aralığında 2 sarsıntının olduğu günler yaşandı. Bu sarsıntılar, JMO tarafından dikkatle izlenmektedir. Kentimizde de hissedilen bu depremlerin yıkıcı etkisi olmamasına karşın paniğe sebep olduğunu düşünüyorum. Akhisar-Kırkağaç hattında meydana gelen depremler, henüz yüzey kırığı oluşturmayan yanal atımlı bir fayda meydana geliyor. Bu fayın Bigadiç’e uzanan kesiminin tek parça halinde kırılması, 7 ve üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip. Aydın ve civarı için henüz hiçbir sismik aktivite saptamadık. Ancak, ilimizin Akdeniz (Hellen yayı) ve Akhisar arasındaki genişlemeli tektonik kuşakta yer alması dikkatli olmamızı gerektiriyor. Kentimizin içinden geçen ve 120 yıldır kırılmayan fayların şu an stres biriktirdiğini düşünüyoruz. Bu nedenlerle, deprem farkındalığı oluşturmak ve depremle yaşamayı öğrenmek durumundayız” dedi.

“HER GEÇEN SÜRE BİZE DEPREMİ YAKLAŞIYOR”
Son zamanlarda artan depremlerin stresli bir hatta işaret ettiğini belirten Koray Önalan bu bölgedeki özellikle bölgenin kuzeyindeki Akhisar, güneyinde de Helen yayı Ege denizi içerisinde meydana gelen depremlerin o bölgedeki gerilimi arttırdığını ifade etti.

Önalan,  “Aydın’da Söke dışında bizim bulunduğumuz kentin civarında en son iki tane büyük deprem var. Bunlardan birisi 1895 depremi diğeri ise 1899 depremi. Bu 1899 depremi çok önemli bir deprem. 1895 de önemli ama 1899 çok daha önemli bir deprem. O zamanlar aletler kayıtlar yok ancak Osmanlı’nın tuttuğu kayıtlardan biz görüyoruz.  Depremler dolayı 30 kilometre uzunluğunda bir fay hattı kırıldı bu depremin ürettiği. Yani bu depremin büyüklüğünün de 6.8 ya da 6.9 arasında olduğunu düşünüyoruz. Yani bu büyüklükte bir deprem ürettiğini düşünüyoruz. Bu da şunu gösteriyor. Demek ki aradan bir 120 yıllık bir periyot geçmiş. Bu 120 yıllık periyot içerisinde bu fayın ne zaman kırılacağını şu anda kestiremiyoruz ama her geçen süre bu fayın kırılma periyodunu bize daha fazla yaklaştırıyor. Şu anda bu fayların ne zaman kırılacağıyla ilgili elimizde herhangi bir veri yok ancak bu bölgedeki özellikle bölgenin kuzeyindeki Akhisar, Güneyinde de Helen yayı Ege denizi içerisinde meydana gelen depremler o bölgedeki gerilimi arttırıyor. Bu gerilimin artmasının buradaki faylara etkisi ne olur hep birlikte görüp yaşayacağız” dedi.

Bölgesel bir gerginlik söz konusu olduğuna ve bunun bir şekilde bir yerde boşalması gerektiğine dikkat çeken Önalan, 120 yıllık bir sürenin geçtiğini ve bu fayların hangi sürelerde kırıldığını çok fazla bilmediklerini dolayısıyla her geçen süre bize depremi yaklaştırdığını belirtti.

AYDIN’IN YERLEŞİMİ ŞU ANDA ÇOK TEHLİKELİ BİR KONUMDA

Aydın’ın yerleşim olarak tehlikeli bir konumda olduğunu dile getiren Önalan, “Biz ovaya yerleşiyoruz. Depremlerin en çok zarar verdiği binalar tarım alanı olarak kullanılması gereken ve bizim değerlerimiz olan ovalardır. Ovalara deprem en büyük zararı veriyor. Dolayısıyla yerleşimler ovada mı devam edecek? Bu soruyu sormalıyız. İkinci soru ise Aydın’ın kuzeyinde ve güneyinde iki kırık hattı var. Bu kırık hatta deprem üretilmiyor. Bu kırık hatların üzerinde, bu fay hatlarının üzerinde bina var mı? Yerleşim var mı? Bu yerleşimler var ise herhangi bir depremde bu yerleşimlerde etkilenecek mal ve can kaybından kimler sorumlu olacak? Üçüncü sorumuz ise yapı denetim şirketleri içerisinde depremlerde en çok rol üstlenen jeoloji mühendisleri niçin yer almıyorlar? Çünkü binaların denetlenmesi şu anda yapı denetimler vasıtasıyla oluyor. Yapı denetim şirketleri içerisinde eğer biz jeoloji mühendislerini istihdam etmiyorsak bu yapının zemin ve temel etütlerini kontrol etmiyoruz demektir. Bir diğer soru da şu; belediyelerde yeterince deneyimli konusuna hakim jeoloji mühendisi arkadaşımız istihdam ediliyor mu?
Bunlar bizim deprem öncesinde sormamız gereken sorular. Bu soruların yanıtları bulunduğu zaman daha güvenli bir gelecek bizleri bekliyor olacak” dedi.

 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.