LÜTFİ ÖZKAL

LÜTFİ ÖZKAL

AYDIN YATIRIMA “BOĞULACAK”

AYDIN YATIRIMA “BOĞULACAK”

Geçtiğimiz günlerde Aydın Ak Parti milletvekilleri tarafından Aydın geneline toplam 5 noterlik kurulacağı bilgisi paylaşıldı. Büyük bir heyecanla karşılanan bu haber sonrasında bir müjde de Nazilli’ye geldi. 5. Noter’in Nazilli’de sanayi sitesine kurulacağı önden müjdelendi. Henüz bu şoku üzerimizden atlatamamışken bir müjdeli haber de TOKİ’den geldi. Bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan açıklamada 100 bin sosyal konut projesinde Aydın iline düşen sayı 400 konut oldu. 
2020 bütçesinin hazırlıklarının devam ettiği şu günlerde gözümüz de kulağımızda Ankara’da. Belki bir otoyol olur, bir havalimanı olur, bir demiryolu olur şöyle esaslı bir proje var mı diye beklerken şapkadan 5 noter, 400 daire çıkageldi. 
İnsan düşünmeden edemiyor, biz ne yaptık da bu hallere düştük diye. Biraz düşününce aslında şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor. “Birlikte değiliz ve hiçbirimiz aynı yöne bakmıyoruz.” 
Bitmeyen bir Aydın’ın doğusu ve batısı tartışması var. Nazilli kendi başına bir vilayet olma derdinde, batısı desen Kuşadası ayrı, Söke ayrı, Didim ayrı telden çalıyor. Bu ilçeler ve Efeler kendi içerisinde bir daha ayrışıyor. Esnaf odaları, ticaret odaları, dernekler ve diğer STK’lar kendi ilçeleri için bile birlik olamıyor. Ankara ziyaretleri hal hatır sormaktan, mecliste resim paylaşmaktan ileri gidemiyor. 
Birisi havalimanı ister, diğeri yok olmasın der. Bir diğeri onun yeri şurası değil, burası olsun der. Bir başkası demiryolu daha öncelikli diye iddia eder. Bu serüven böyle sürer gider. Fikir ayrılıkları elbette ki olacaktır fakat bu ayrılıklar kapalı kapılar ardında yapılacak toplantılarla giderilmeli ve Aydın için ortak paydalarda buluşulmalıdır. 
Aydın deyince bile ifade aşamasında ayrıldık bile şimdiden. Nazillililer, Didimliler ve Kuşadası sakinleri bu ifadeye daha başından karşı çıkacaklar. 
Daha birlik olup projeler üretmemiz lazım ki sorsan elde proje var mı diye, o da yok. Varsa da kimsenin “sen – ben” davası gütmekten haberi yok. 
Mesela Nazilli için düşünelim. Polis okulu, SSK hastanesi ve Devlet Hastanesi yıkıldı. Yerine bir şey yapılacak… Yapılacak ama ne? Hiç proje yok, hep eleştiri var. Elde üç metruk arazi kaldı gitti yıllardır iyi mi? Ben bu metruk arsaların yatırımsızlıktan değil, anlaşmazlıktan kaldığını iddia ediyorum. Ortak akılla oluşturulmuş bir proje yok ki yatırım yapılsın. Ne yapalım dersen birileri karşı çıkıyor. Peki, sence ne yapalım diye sorsan öylece kalıyor. 
Bu durumda Aydın yatırım alamayınca aslında en büyük eleştiri payından iktidar vekillerinin nasiplenmesi lazım gelir. Fakat iktidar vekillerini de yönlendirecek olan kurumlar da (STK’lar, dernekler, belediyeler vb.) bu olumsuz durumun önemli birer parçasıdır. Ve hatta en önemli eleştiri muhalefet vekillerine gelmelidir. 
Neyse şimdilik 5 noter 400 konut elde var. Çok eleştirilecek konu var fakat kimi ve neyi eleştirsem diğerine eksik kalıyor. Kime ne söylesem aynılarını bir başkasına da söylemem icap ediyor. Hal böyle olunca ne sayfalar yetiyor, ne de zaman…
Toplam kalite yönetimi diye bir yaklaşım vardır işletmecilikte. Bu yaklaşımı şehirciliğe uyarlarsak şöyle bir tanım ortaya çıkabilir. “Bir şehrin ihtiyaçlarının en iyi şekilde karşılanması için her alanda ve her düzeyde temsilcilerin kaliteli olması gerekmektedir. Bir şehrin ihtiyaçları ve bu ihtiyaçların karşılanma oranları (memnuniyeti) o şehrin toplam kalitesine eş değerdir.” 
Hepimiz payımıza düşeni alalım, sağlıcakla kalalım.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LÜTFİ ÖZKAL Arşivi
SON YAZILAR