(MURAT TAN) Konuşmasında AK Parti iktidarının Aydın’a gerekli önemi göstermediğini söyleyen İYİ Partili Sezgin, Aydın’ın türlü sorunlarıyla ilgili verdiği soru önergeleri için herhangi bir işlem yapılmamasını da eleştirdi. Büyük Menderes Nehri’nin çevreye ve insanlara zehir kustuğunu söyleyen Sezgin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın, JES'lerin tarımsal üretim, insan ve hayvan sağlığı üzerinde herhangi bir olumsuz etkisinin tespit edilmediği yönündeki yaklaşımını ise Aydın’da da gözlenen gerçeklerle uyumsuz olarak niteledi.

“MENDERES DÖRDÜNCÜ SINIF KİRLİLİK SEVİYESİNE ULAŞTI”

Geçtiğimiz haftalarda Aydın'da yaşanan aşırı yağışlar sonucunda Büyük Menderes Nehri’nin taştığını söyleyen Sezgin, “Binlerce dekar ekili tarım arazisi sular altında kalmış, Aydınlı çiftçiler büyük zarara uğramıştı. Taşan sular yerleşim yerlerine kadar ulaşmış, bazı evlere zarar vermiştir. Birkaç ay önce Büyük Menderes havzasındaki kirliliğin araştırılmasına yönelik bir komisyon kurulması önergesi iktidar bloku tarafından reddedilmişti. Önerge üzerinde genel kurulda yaptığım konuşmada Büyük Menderes havzasındaki çevresel risklere, bilimsel verilerle dikkat çekmiştim. Büyük Menderes Nehri'nin geçtiği Afyon, Uşak ve Denizli'de denetimsizlik madencilik, deri, tekstil ve kentsel atıklarla nehir kirlenmektedir. Aydın'da ise jeotermal santral atıklarının ve diğer atıkların Büyük Menderes Nehri'ne bırakılması nedeniyle nehir sularının dördüncü sınıf su kirlilik seviyesine ulaştığı belirlenmiştir. Aydın Efeler Ziraat Odasının değerlendirmesine göre, Menderes Nehri, bugün, çevreye ve insanlara zehir kusmaktadır” dedi.

“AYDIN’DA İNSANLAR JES’LERE DİRENİYOR”

Aydın'da jeotermal kaynaklı kirlilik konusunun hem İYİ Parti hem de Cumhuriyet Halk Partisi tarafından defalarca gündeme getirildiğini hatırlatan Sezgin, AK Parti Aydın Milletvekili Bekir Kuvvet Erim’i de eleştirdiği açıklamasında, “AK Partili milletvekili hemşehrim Sayın Erim'in bu konuyla ilgili yaptığı konuşmada ise yeni ve ümitvar bir bilgi edinemedik. Bu konuşmayı, zemini ve inandırıcılığı müphem bir JES propagandası olarak gördüm. Aydın'da her yerde insanlar JES'lere direniyor, Kızılcaköylüler en bariz örnek. Bana kalırsa, sayın hatip söyledikleriyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığını bile ikna edemez. Gerek denetim yetersizliği gerekse yetkililerin ihmali nedeniyle Aydın'daki JES yatırımlarının insan sağlığı, çevre, tarımsal üretim, hayvancılık ve doğal kaynaklara çok ciddi zararlar verdiği bir gerçektir. JES yatırımlarıyla ilgili bugüne kadar vermiş olduğum soru önergeleri hususunda herhangi bir işlem yapılmamış, geçiştirme maksatlı cevaplar verilmiştir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bir yanıtında, JES'lerin tarımsal üretim, insan ve hayvan sağlığı üzerinde herhangi bir olumsuz etkisinin tespit edilmediğini belirtebilmiştir. Bu yanıt hem bilimsel verilerle hem de Aydın'da gözlenen gerçeklikle uyumsuzdur” diye konuştu.

“ÖNERGELERİM İÇİ BOŞ YANITLARLA GEÇİŞTİRİLİYOR”

JES'lerin yarattığı tahribatın tespit edilmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının finansmanıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan projeyi de destekleyeceklerini söyleyen Sezgin, “JES'lerin yarattığı tahribata bu denli itiraz etmiş bir parti olarak bu konudaki bir çalışmayı ciddi, tarafsız ve gerçek anlamda bilimsel olması kaydıyla destekleyeceğimizin bilinmesini isteriz. Objektif ve sağduyulu olduğumuz için bu tutumu benimsiyoruz. Maalesef, Aydın'la doğrudan ilgili olarak verdiğim JES'lerin yarattığı tahribat, Nazilli Polis Meslek Yüksek Okulunun akıbeti, altyapı meseleleri ve diğer birçok konudaki soru önergelerim içi boş yanıtlarla geçiştirilmiştir. İktidar, Aydın gibi potansiyel yelpazesi çok geniş bir vilayete, Türkiye tarihine damgasını vurmuş bir bölgeye gereken önemi atfetmiyor. Böyle giderse tarımı, turizmi ve sanayisiyle ülkemiz için önemli katma değer imkânlarına sahip olan Aydın ilimizin kapasitesi tahrip edilecek, hem bölge halkı hem de ülkemiz ekonomik, sıhhi, sosyal ve kültürel çok çeşitli zararlara uğrayacaktır” dedi.


Kaynak: MURAT TAN