(MURAT TAN) 2018 yılında Tarım ve Orman Bakanlığından sera yatırımı için başvurdukları destekleme taleplerinin onaylanmasının ardından Söke-Bağarası karayolundaki 12 dönümlük arazide, geçtiğimiz Mart ayında sera kurulumunu tamamlayan Kaya kardeşler, yılda üretecek oldukları 600 tonluk domatesle dış ve iç pazarda söz sahibi olmak için kolları sıvadı. Üretecekleri 1. ve 2. kalite ürünleri iç ve dış pazarda satışa sunmaya hazırlanan Kaya kardeşler, seranın yanında kurmayı planladıkları tanzim satış mağazasıyla Sökelilerin de uygun fiyata domates temin etmelerini sağlayacaklar.

Söke’de ‘Fincan Cafe’ yatırımıyla 2011 yılında girişimcilik serüvenine başlayan Sökeli iş adamı Hüseyin Kaya, Kuşadası’nda turizm danışmanlığı ve taşımacılık, DAGİ iç giyim Söke-Kuşadası-Didim bölge bayiliği, Kuşadası ve Söke’de de inşaat sektörü yatırımları, Söke’de gübre, tohum ve ilaç bayiliğinin ardından Söke-Bağarası karayolundaki sera yatırımıyla tarımsal girişimcilikte de ezber bozma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Ege’nin pamuk deposu olarak bilinen 400 bin dekarlık Söke Ovası’nda irili ufaklı bazı seralar olduğunu ancak halihazırda 70 bin dekar seracılığa çok uygun olduğuna dikkati çeken Hüseyin Kaya, sera domatesi yetiştiriciliğinin ileride pamuk yetiştiriciliğine alternatif olabileceğini belirtti.

"SERANIN MALİYETİ 1 MİLYON 800 BİN LİRA"

Söke’de ve bölgede uzun yıllar dünyaca ve Türkiye çapında ünlü tohum, gübre ve ilaç firmalarının bayiliğini yapan, ortağı ve aynı zamanda kardeşi Ziraat Mühendisi Uğur Kaya ile birlikte sera yatırımı için düğmeye basan Sökeli iş adamı Hüseyin Kaya, 20 Haziran itibariyle sezonun ilk periyodunda 300 ton ürün hasat edeceklerini söyledi. Denizli Sarayköy’de kurulacak olan Jeotermal İhtisas Sera Bölgesi’nde de 20 dönümlük arazide yatırıma hazırlandıklarını söyleyen Kaya, Aydın ve Söke’de seracılık yatırımlarının yaygınlaşması noktasında yetkilileri göreve davet ederken üreticilere de çağrı yaptı. 4 Nisan’da dörder dönümlük üç ayrı serada Nurdan, Battal, Pempem ve Çeri olmak üzere dört çeşit domates dikimi gerçekleştirdiklerini söyleyen Hüseyin Kaya, “Seramızı damlama sulama sistemi, elektrik ve su tesisatı, demir aksan ve naylon projeleri dahil toplamda 1 milyon 800 bin liralık maliyetle kurduk. Bu maliyetin 250 bin lirasını devletimizden hibe olarak aldık, 250 bin lirasını da Ziraat Bankası’ndan yüzde 5 faiz oranıyla 2 yıl ödemesiz, 7 yıl geri ödemeli kredi olarak kullandık. Toplamda 500 bin liralık desteğin ardından kendi öz sermayemizle birlikte bazı krediler de kullanarak maliyeti karşıladık. İlk hasadı 20 Haziran’da yapacağız. Rusya, Avusturya, Türkmenistan, Azerbaycan ve Özbekistan için Türkiye’nin Antalya bölgesinde oluşturmuş olduğu bir ihracat pazarı var. Bununla birlikte iç pazarda İzmir ve İstanbul halinde ciddi bir pazar söz konusu” dedi.

“TANZİM SATIŞ MAĞAZASI DA KURACAĞIZ”

“Ürettiğimiz domateslerin 1. kalite olanlarını dış pazarda, 2. kalite olanlarınıysa iç pazarda değerlendireceğiz” diyen Kaya, 3. kalite ürünleri Söke-Bağarası karayolunda bulunan seranın yanında kuracakları tanzim satış mağazasında tüketiciyle buluşturacaklarını söyleyerek, “Bunun için onaylarımızı ve projelerimizi ilgili mercilere sunduk. Temmuz ayının içinde kurmayı planladığımız tanzim satış mağazasında, Sökeli halkımıza ucuz domatesi satmayı hedefliyoruz. Antalya’dan 3 liraya alınan domates örneğin Söke’de pazarda 6 liraya satılıyor. Biz ürettiğimiz domatesi doğrudan halka Antalya fiyatı üzerinden en uygun şekilde satışa sunacağız. Tanzim satış mağazasını bu döneme yetiştirmeye çalışacağız ancak yetişmezse de önümüzdeki dönem mutlaka hayata geçirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

“SÖKE’DE PAZAR OLUŞMASI İÇİN YATIRIMLAR ÇOĞALMALIDIR”

12 dönümlük serada altışar aylık periyotta iki kez ürün hasadı yapacaklarını söyleyen Kaya, “Toplamda ilk hasatta 300 ton, ikinci hasatta da 300 ton olmak üzere yılda 600 ton ürün alacağız. İlk hasadımızı bu yıl 20 Haziran itibariyle yapmamızın ardından, Aralık-Ocak döneminde de ürün hasat edeceğiz. 12 dönüm arazimizi dörder dönüm olmak üzere üçe ayrıldık. Pempem ve Çerçi domateslerimizi aynı sera içinde ikişer dönüme, diğer Nurdan ve Battal domateslerimiziyse dörder dönümlük ayırdığımız iki seramıza ektik. Bizim Söke’de de pazar oluşturmamız için sera yatırımları anlamında çoğalmamız gerekiyor. Halihazırda Antalya’da Elmalı ve Kumluca’daki hal fiyatları bizim de fiyatlarımızı oluşturuyor. Bu fiyatları baz alıyoruz. Ürün borsası Antalya’da bulunuyor. Fiyat politikamızı da oradaki borsaya göre belirleyeceğiz ama ürettiğimiz domatesin ikinci ve üçüncü kalite olması kötü olmasından kaynaklanmıyor. İkinci ya da üçüncü kalite olması büyüklüklerin çeşitliliğinden dolayıdır. 1. ya da 3. kalitenin tadında da bir değişiklik olmayacak ancak standart büyüklüğe göre kalitelendirme yapılıyor” dedi.

“AVANTAJLAR AÇISINDAN ANTALYA’DAN KATBEKAT ÖNDEYİZ”

Aydın ve Söke çiftçisinin 3 ay çalıştığını oysa toprak verimliliğinin 12 aya yayılması gerektiğini belirten Kaya, “Biz, 200 dönüm ya da 400 dönüm arazisi olan üreticilerin Aydın ve Söke’de de pazar oluşması için en az 10 dönüm sera yapmasını talep ediyoruz. Türkiye’de domates, biber ya da salatalığın ucuzlaması için bizim üretim yapmamız lazım. Çiftçi 9 ay yatmayacak, yıl 12 ay çalışarak üretecek. Söke’de 400 bin dekar verimli arazi var. Araştırmalarımıza göre Söke’de 70 bin dekar seracılığa çok uyumlu. Söke’de rüzgar var. Rüzgar nemi düşürür. Düşük nem, zararlıların domatesten uzak durmasını ve ilacın daha az kullanılmasını sağlayarak girdi maliyetini azaltır. Normalde nem oranının düşmesi için Antalya’daki seralarda fan çalıştırırlar. Bu ekstra bir yük ve üretim maliyeti demektir. Söke’de rüzgar olduğu için nem kendiliğinden düşük. Biz nemi düşürmek yerine, nemi artırmaya çalışıyoruz. Arıkların kenarına su sistemi döşeyip iki günde bir o bölgeye su vererek nemi artırıyoruz. Bu bizim maliyetimizi örneğin Antalya’ya göre iki üç kat azaltıyor. Yine topraklı üretim yaptığımız için de topraksız üretime gerek kalmıyor. Verimimiz çok iyi ve toprağımız çok kaliteli. Sera yatırımı için avantajlardan açısından Antalya’dan katbekat öndeyiz” dedi.

“SERALARIN ARTMASI DEMEK İSTİHDAMIN ARTMASI DEMEKTİR”

Aydın’da Tarım ve Orman Bakanlığı’nın il ve ilçe müdürlüklerinin sera yatırımlarının yaygınlaşması için öncü bir rol üstlenmesi gerektiğine dikkati çeken Kaya, “Bölgedeki milletvekillerimiz, mülki idari amirler, yerel yönetimler ve ziraat odalarının da buna önayak olmaları gerekiyor. Üreticilerimizi bu konuda teşvik etmeliyiz. Aydın ve Söke’de üretimi artırıp söz sahibi olmalıyız. Seraların artması demek istihdamın artması demektir. Bizim bugün 12 dönümlük seramızda günde 25 kişi çalışıyor. Bu işçiler 2 ay haricinde hasat dahil devamlı çalışacaklar. Biz kendilerine şu anda işi öğretiyoruz. Düşünün 12 dönümde 25 kişi çalışıyor, bu demek oluyor ki Söke’de seracılığa çok uygun olan 70 bin dekarda ilerleyen süreçte sera yatırımları hayata geçerse çok ciddi bir istihdam olanağı da açılmış olacaktır. Hollanda bugün Avrupa’nın tüm sebze ve meyve ihtiyacını sağlıyor. Hollanda’nın Konya kadar yüzölçümü var ancak orada iklim şartları, güneşin olmayışı, nemin fazla olması gibi olumsuz şartlar da söz konusu. Söke’de, Hollanda’dan on kat daha verimli tarım yapabilmek mümkün” diye konuştu.

DEVLET HER TÜRLÜ İMKANI SAĞLIYOR”

Söke’de çiftçinin yatırıma teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizen Kaya, “Devlet bu konuda bütün kapılarını açmış durumda. Şu anda devletimiz yüzde 2.5 faiz oranıyla seranın tüm maliyetini kredilendiriyor. Maliyetinizi faturalandırdığınız an bu imkan Ziraat Bankası aracılığıyla çiftçilerimize sunuluyor. Hibe desteğinden yararlanmak isteyenlere hibe desteği, makine ve teçhizattan yararlanmak isteyenlere de devletimiz her türlü olanağı sağlıyor. Biz sera maliyetimiz olan 1 milyon 800 bin lirayı faize ya da dövize yatırsaydık, aylık 50 bin lira gibi bir gelir elde edecektik. Biz öz sermayemizi, garanti paraya değil istihdama dönüşecek, üretime katkı sağlayacak belki de riskli denilebilecek bir yatırıma harcayıp ön ayak olduk. Bu çabamızın meyvesini de yılda yaklaşık 1 milyon liralık gelirle alacağız. Bu anlamda önemli olan, paranın bankada kalması değil yerli ve milli anlayışla istihdama ve üretime dönüşmesiydi. Seramızı kurduğumuz arazinin bulunduğu noktada, 36 dönüm daha ilave alanımız var. İleride bu 36 dönümde de sera kurmayı planlıyoruz. İnşallah seracılık konusunda Söke’de öncü bir rol üstlenmeye devam edeceğiz” dedi.

“SARAYKÖY’DE KENDİMİZİ GELİŞTİRECEĞİZ”

Denizli’nin Sarayköy ilçesinde bulunan Jeotermal İhtisas Sera Bölgesi’nde 20 dönümlük alanda topraksız tarım yatırımı yapacaklarını da söyleyen Kaya, “Ben aynı zamanda Sarayköy Jeotermal İhtisas Sera Bölgesi’nin de yönetimindeyim. Sarayköy’deki sera bölgesinde 400 dönümlük arazi yatırım için ayrılmış durumda. Söke’de yatırımcı bir arkadaş ile birlikte yirmişer dönümlük yer aldık, şu an kredilendirme onaylarını bekliyoruz. Sökeli iki yatırımcı olarak Sarayköy’de de sera yatırımı girişiminde bulunacağız. Sarayköy’de dönümde 65 ton domates üretimi bekliyoruz. Aydın’da Efeler Kadıköy’de kurulacak olan 650 dönümlük Jeotermal İhtisas Sera Bölgesi’nde de yatırım yapmak için Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’ne başvuruda bulunduk. Eğer başvurumuza onay verilirse orada da öncü olmaya hazırız. Kadıköy’deki yatırımın tam manasıyla hayata geçmesi üç dört yılı bulabilir. Biz ilk önce Sarayköy’de kendimizi geliştireceğiz ve 3 yıl sonra da Aydın ve Sökeli girişimci arkadaşlarla ilimizdeki organize sera bölgesinde de yatırıma girişeceğiz. Kadıköy’de sera bölgesinin bir benzerinin Söke’ye de acilen kurulması için de ön ayak olacağız. Denizli, Manisa ve Aydın’da kurulacak olan Jeotermal İhtisas Sera Bölgesi projelerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da çok önemsiyor” diye konuştu.

“ÜRETİCİLERE YARDIMCI OLMAYA HAZIRIZ”

Söke’deki çiftçileri sera yatırımı girişiminde bulunmaya da davet eden Kaya, “Devletimiz her türlü imkanı sağlıyor. Bizler de seranın kurulum sürecinden üretime kadar her safhada gönüllü olarak yardımcı ve destek olmaya hazırız” diye konuştu.

sokede-seraciligin-oncusu-oldular-110241-9acfebfca1154422eff3413610c6fafb-001.jpegsokede-seraciligin-oncusu-oldular-110241-40fa2e8fcd48032ed560103550697037-001.jpegsokede-seraciligin-oncusu-oldular-110241-e26b5b1d953994ddea0315fc95fa8646-001.jpeg

Kaynak: MURAT TAN