Diyetisyen Buğra Öztürk, doğru besinlerden, doğru miktarda tüketerek kış aylarında sıkça görülen salgın hastalıklara yakalanmamanın yollarını anlattı. Ayrıca Öztürk, “Kış aylarında meyvelerden alacağınız vitamini aslında sebzelerden de alabilirsiniz.” dedi.
SU TÜKETİMİ ÖNEMLİ
Kış aylarında tüketilen su miktarının azaldığını belirten Buğra Öztürk, “Havaların soğuması ile terleme de azaldığı için su tüketimi de azalıyor. Yazdan kışa bir geçiş var ve su tüketiminin azalması demek benim birçok hormonal ve sistemsel düzenimin içinde en çok katalizör etki yapan ve olayların içinde en çok var olan sıvı azalması benim ister tüm süreçlerimi aksatabiliyor. Kilo vermek istiyorsam veremiyorum, kilo almak istiyorsam alamıyorum. Bağışıklığımı güçlü tutup hasta olmamak istiyorsam ister istemez bununla da mücadele etmek zorunda kalıyorum. Çünkü vücudun belli bir sıvı oranı var bu oranın optimal olduğu düzeyde vücut tam olarak olarak doğru bir şekilde çalışıyor. Mesela bir makine gibi düşünebiliriz. Makinenin yakıtı, yağı yeterli miktarda olmazsa o makineden tam performans bekleyemem. O yüzden sıvı tüketimi sıvı tüketimi benim için öncelikli bir durum. Günlük su tüketimi belirlenmeli ve bu su miktarı Sabit bir şişeden veya bir sürahiden günlük olarak takip edilmeli. Mesela bir kişinin günde 2 litre su tüketmesi gerekiyorsa bir şişeyle bunu çok kolay takip edebilir.” dedi.
KAN DEĞERLERİNE BAKTIRMAK GEREKLİ
Yazdan kışa geçerken kan tahlili yaptırmanın oldukça önemli olduğuna vurgu yapan Öztürk, “Vücuttaki kan düzeylerini de öğrenmemiz gerekiyor. Mesela demir mi eksik, D vitamini düzeyimiz ne durumda ya da magnezyum ve çinkom yerinde mi diye bilmemiz gerekiyor. Çünkü mesela demir eksikliğinin en büyük semptomlarından bir tanesi üşümek. Yani kişi yazın da üşüyor evet ama bunu çok fark edemeyebilir. Kışın ise hava soğuk zaten üşümem gerekiyor deyip bunu geçiştirebiliyor. Bu bağışıklığa ister istemez negatif etki yapıyor. Ben genellikle danışanlarımdan 6 ayda bir kan tahlili istiyorum. O yüzden kışa girerken veya yaza girerken iki dönem kan tahliline bakılabilirse vücudun neye ihtiyacı olduğunu daha kolay anlarız. Buna göre de eksik olanlara göre bir takviye veya beslenmeyle destekleyebiliyoruz.” sözlerini kaydetti.
“VİTAMİNİ SEBZELERDEN DE ALABİLİRSİNİZ”
Vitamin deposu olduğu düşünülen meyvelere fazla yüklenmemek gerektiğini aktaran Buğra Öztürk, “Yapılan büyük yanlışlardan bir tanesi meyveye abanmak. İnsanlarda kış aylarında meyve yiyeyim, vitamin bol olsun diye bir algı var. Ama ben meyvelerden alabileceğim tüm vitaminleri sebzelerden de alabilirim. Meyve alımındaki amaç vitamin ama vitamin alırken fruktoz yani meyve şekeri de alabiliyorum. Sebze ise lifinden kaynaklı ve fruktoz içeriği bakımından sıfır olduğu için ben sebzeden de aynı vitamini ve minerali alabiliyorum. Mesela bir insan kış ayında kendini kötü hissediyor ve oturuyor bir tepsi mandalinayı soyuyor ve yitiyor. Ama mesela o kadar mandalinadan alacağı vitamini üç tane biber ve bir tane peynirden alacaktı. Yani bilinçsiz bir şekilde işte enerji olsun diye yiyorsam bana ne getirdiğini de bilmek zorundayım. Sonuç olarak meyve de sebze de topraktan geliyor. İkisi de topraktaki içerikler alıyor. O yüzden kalori bazında sebzeler her zaman daha avantajlıdır. Ama bu ‘Kesinlikle meyve tüketmeyin!’ demek değildir. Hayat sebze yiyerek geçmez. Meyve tüketimini doğru porsiyonlama ile kullanabiliriz. Tatlı ihtiyacını karşılasın, lif ihtiyacını karşılasın, sevdiğim meyve bana mutluluk versin diye tüketmek daha öncelikli benim için. O yüzden beslenmeme bir porsiyon meyve ve 2-3 porsiyon sebze koyduğum durumda kış aylarında hiç arkama bakmadan bağışıklığımı kuvvetli bir şekilde geçirebilirim.” ifadelerini kullandı.
ALTIN SÜT TARİFİ
Bağışıklığı güçlendiren bir tarif veren Öztürk, şunları kaydetti: “Genellikle danışanlarıma, kış aylarında bağışıklığı güçlendirmek için her gün akşam yemeğinden sonra ya da sabah evden çıkmadan önce tüketebilecekleri bir tarif öneriyorum. Altın süt olarak adlandırdığım bu karışım, içinde bir su bardağı sade kefir ya da süt, bir çay kaşığı toz zerdeçal, bir çay kaşığı toz zencefil ve yarım çay kaşığı karabiber içeriyor. Ancak belirtmeliyim ki, bu uygulama hastalıklara kesin bir koruma sağlamaz; sadece vücudu önceden hazırlıklı hale getirir.”
