AYDIN SARI

AYDIN SARI

Ben değil, biz

Ben değil, biz

İnsanı en fazla zarar veren davranış biçimlerinden birinin ben egosunun yüksek olması sanırım. Her şeyde ben diye başlayan birinin kendine verdiği zararın farkına varabilmesi olası mıdır onu da bilmiyorum.
Bildiğim bir şey varsa; insanlar hiçbir şeyi kendi başlarına başaramazlar. Mutlaka birileri onlara yardımcı olmak zorundadır. Öyle ‘ben yaptım, ben başardım’ gibi sözler ise kibirlilikten başka bir şey değildir ki, kibir de insanın içini bir kurt gibi kemirir. 
Seksenli yılların ikinci yarısıydı. Aydın’da yaşanan bir olay sonrasında İzmir’den, İstanbul’dan çok sayıda gazeteci Aydın’a geldi. Günlerce Aydın’da kaldılar. Olayı takip etmek için. Olay neydi? E tipi cezaevine Eskişehir’den nakiller sırasında açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülerden ölenlerin olması.
Türkiye adeta ayağa kalkmıştı. Ben o zamanlar Cumhuriyet Gazetesi’nin Aydın temsilciliğini yapıyorum. Tabi Cumhuriyet gazetesinden de gelenler oldu. İzmir Bölge Müdürü Hikmet Çetinkaya, İzmir Muhabirlerinden Zafer Aknar, Mustafa Balbay ve Hakan Kara. Günlerce Aydın’da kaldılar ve birlikte çalıştık.
Ben genelde Zafer Aknar ile birlikte çalışıyordum. Hikmet Çetinkaya bürodan olayları takip ediyor ve ekibi yönlendiriyordu. Bir gün Zafer ile birlikte Cezaevinin önüne gidip tutuklu ve hükümlü yakınları ile görüştük. Devlet Hastanesi’nde tedavide olan tutuklu ve hükümlülerin durumları hakkında bilgi aldık. Sonra büroya döndük.
Çetinkaya; ‘Ne yaptınız?’ diye sordu.
Zafer Aknar başladı anlatmaya.
‘Cezaevine gittim, tutuklu ve hükümlü aileleri ile konuştum. Fotoğraf çektim, oradan Devlet Hastanesine geçtim. Orada da fotoğraf çektim, tedavi altındaki tutuklu ve hükümlülerin durumları hakkında bilgi aldım’ diye devam etti.
Çetinkaya; ‘Peki sen bunları tek başına mı yaptın?’ diye sordu ve ‘Aydın yanında değil miydi’ dedi.
Sonra şöyle söyledi. 
‘Ben değil, biz diyebildiğin ölçüde başarılı olursun’

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
AYDIN SARI Arşivi
SON YAZILAR