Böylesi pişmiş tavuğun başına gelmez! Her şeye rağmen ayakta kaldı

Sivaslı 4 çocuk babası Sümmani Karakuş, Bodrum'a gelerek site inşaatlarında para kazanmak için elektrikçilik yapmaya başladı. Ancak Karakuş son 2 yılını sağlık problemleriyle geçirmek zorunda kaldı. Halsizlik, yorgunluk ve nefes darlığı problemleri baş gösteren Karakuş, Bodrum'dan ayrılarak Sivas’ın Suşehri ilçesindeki ailesinin yanına döndü.

HASTANE HASTANE DOLAŞTI

Burada şikayetleri artınca ilçe devlet hastanesine gitti, tahlillerinde kan değerlerinin düşüklüğü tespit edildi. Sivas Üniversite Hastanesine yönlendirildi ‘ilik tembelliği’ tanısı konuldu. 4 ünite kan verilen Karakuş, Sivas’ta 1,5 ay daha kaldı, 10 ünite daha kan verilerek daha kapsamlı bir hastaneye gitmesi tavsiye edildi. Karakuş'un sonraki durağı Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi oldu.

HİÇ DUYMADIĞI HASTALIĞIN TANISI KOYULDU

Tahlilleri yapılan Karakuş'a Miyelodisplastik Sendrom (MDS) tanısı konulurken 3 ay boyunca haftada bir iğne tedavisi gördü. Sonra Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Hastanesinde tedavisi sürdürüldü. 7 ay kadar tedavi gören Karakuş’a, ilaçların yetmediği belirtilirken, kemik iliği kök hücre nakli yapılması tavsiye edildi. Nakil için İzmir'de özel bir hastaneye başvuran Karakuş için nakil süreci başlatıldı.

TÜRKİYE'DE BULUNAN DONÖR SON ANDA VAZGEÇTİ!

Karakuş, 2 yıl boyunca 120 ünite kan almak zorunda kaldı, sürekli kan alması demir birikimine yol açtı. Lösemi tehlikesi üzerine Karakuş için Sağlık Bakanlığına endikasyon dışı kök hücre nakli için başvuru yapıldı. Bakanlık tarafından onay çıkınca donör araştırması başladı. Karakuş'un akrabalarından uygun donör bulunamadı, TÜRKÖK’e başvuru yapıldı. Bu kanalla uygun donör bulunurken sonrasında bu vatandaş son anda vaz geçince, aileye kötü haber verildi.

ALMANYA'DAN DONÖR BULUNDU

Durum böyle olunca araştırmalar yurt dışına kaydırıldı. Almanya'dan uygun donör bulunması üzerine kök hücre nakli gerçekleştirildi, hasta takibe alındı. Hastanın iyileşmesi için umutlar arttı. Karakuş, yaşadığı tüm tedavi süreçleri ve aksiliklere rağmen umudunu kaybetmediğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Kendimi karamsarlığı hiç bırakmadım. Bu canı bana Cenab-ı Allah verdi, şifası da er ya da geç bir yerden bulunacak dedim, buna inandım. Sonunda da oldu. Bunda doktorumun ve güler yüzlü ekibinin çok büyük emeği var, hepsine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.