Ahmet Çetinbilek

Ahmet Çetinbilek

DEPREM SONRASI ZARAR GÖREN BİNA KONUSUNDA HUKUKİ SORUMLULUK VE RÜCU HAKLARI 

DEPREM SONRASI ZARAR GÖREN BİNA KONUSUNDA HUKUKİ SORUMLULUK VE RÜCU HAKLARI 

Kuşkusuz ülkemizin karşı karşıya olduğu en önemli tabi afetlerden birincisi depremdir. Kuzey Anadolu Fay Hattı, dünyanın en hızlı hareket eden ve en aktif sağ-yanal atımlı faylarından biridir ve Yurdumuzun hemen hemen her bölgesinde deprem riski bulunmaktadır. En son 24 Ocakta Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 6.8 büyüklüğünde depremde son verilere göre 41 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. 

Peki deprem sonrasında inşaat mühendisinin ya da müteahhitin hukuki olarak sorumluluğuna gidilebilir mi? Gelin bu soruya kanun ve Yargıtay kararları çerçevesinde göz gezdirelim.

Öncelikle zarar gören binaya ilişkin inşaat mühendisinin depremde meydana gelebilecek hasardan kaynaklanan hukuki ve cezai sorumluluğudur. Bu yazımızda hukuki sorumluluk ele alınmıştır.

 6098 sayılı Türk Borçlar kanununun Yapı Malikinin Sorumluluğu başlıklı 69. Maddesi;

“ Madde 69- Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” Şeklindedir.
Burada, bina sahibini ya da yapının sahibini sorumluluğuna gidebilmek için binanın yıkılması gerekli değildir. Binanın yıkılmasından önce de çürük olduğu tespit edilirse bina sahibi hukuki bakımdan sorumlu olmaktadır.

Yüksek mahkemenin haksız fiillerde müteselsil borcun uygulanacağına ilişkin içtihatları istikrar kazanmış durumdadır. Yüksek mahkemeye göre zarara sebep olan haksız fiili birlikte işleyenler arasında tam teselsül ilişkisi söz konusudur. Deprem nedeniyle meydana gelen hasarlarda, yüksek mahkeme haksız fiil sorumluluğunu kabul ettiğinden sorumluluk açısından da, müteselsil sorumluluğu kabul etmektedir. Diğer bir ifadeyle yüksek mahkemeye göre binanın müteahhidi ile proje müellifi, hasarın meydana gelmesindeki kusur oranları ne olursa olsun, zarar görenlere karşı, oluşan zararın tamamından sorumlu olacaktır.

Yüksek mahkemenin uygulamaya hakim olan görüşüne göre, bir yapı inşasının belirli bir bölümüne dahil olan inşaat mühendisi, bu yapının deprem gibi tabi afetler neticesinde hasarlanması halinde, binayı yaptığı tarihin herhangi bir önemi olmaksızın sorumlu olabilecektir. Örneğin 1950 yılında inşa edilmiş bir yapının depremde hasar görmesinden dolayı 2008 yılında dahi sorumlu olabilecektir

BU NOKTADA Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 2001/2636 E., 2001/2900 K. ve 19.11.2001 tarihli kararında “Deprem nedeniyle bina yıkılmasında suç tarihi binanın yıkıldığı tarihtir.” ibaresi ile zamanaşımı hususundaki tartışmalara da açıklık getirmiştir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet Çetinbilek Arşivi
SON YAZILAR