AYDIN SARI

AYDIN SARI

Duvardaki saat

Duvardaki saat

Gözüm duvarda duran eski gonklu saate takılıyor. Ne zamandır çalışmıyor; bozuk. Bir ara yaptırılmış olmasına karşın, yeniden bozulmuş ve öyle duruyor. Günde iki kez doğruyu göstermekten öte dekoratif bir obje olarak duvardaki yerinde duruyor.
Bir zamanlar ne değerliydi; hemen her gün tozu alınır, yine her gün kurma anahtarı ile kurulurdu, durmasın diye. Kurmadan çalışmazdı. Şimdiki duvar saatleri gibi pille çalışmıyordu, zemberekliydi, kurma kolu vardı ve o kurma kolu ile her gün kurulur ve yirmi dört saat boyunca saniye sektirmeden çalışır ve zamanı tam olarak gösterirdi. Yanlış gösterdiği bir an bile olmazdı. 
Bugünkü duvar saatleri ise koyuyorsun bir pil, aylarca hiç ilgilenmene gerek yok. Aylarca çalışıyor, taki pili bitip de tak diye durana dek çalışıyor. Ama o eski zemberekli saatlerin yerini hiç de tuttuğunu söyleyemeyiz. Onlar ayrı bir özen ve ilgi isterdi. Eğer ilgiyi eksik eder, onunla ilgilenmeyi unutursanız sizi zamanı doğru göstermezdi. Şimdiki duvar saatleri de tıpkı bugünün dostlukları gibi, arada bir merhabadan öte bir anlamı yok…
Gözümü duvardan ve saatten alamıyorum. Baktıkça eski günler, baktıkça eski dostluklar, komşuluklar gözümde canlanıyor. Sokaktaki tek televizyonun mahallenin tüm haneleri tarafından tıpkı sinema izler gibi izlendiği günler aklıma geliyor. Çayların içildiği, televizyondaki karakterleri sevgi ya da nefret sözcüklerinin söylendiği günleri anımsıyorum. 
Baktıkça çocukluğumu anımsıyorum. Komşuluk ilişkilerini ve komşu gezmelerinde büyüklerin sohbet ettiği, küçüklerin de oyunlar oynadığı günler aklıma geliyor. Büyüklerin anlattığı masallar, dedem korkut hikayeleri, ya da yaşanmış yakın geçmiş hikayeleri ve onlardan çıkarılan kıssadan hisseler aklıma geliyor.
Bugün kim hikaye anlatacak; kim dedem korkut masallarını genç kuşaklara aktaracak. Zaten pek bilenin de kaldığını söylemek olası değil. Bilen birileri olsa da o hikayeleri dinleyecek gençler yok artık. Onlar da teknolojinin kurbanı esiri olmuşlar, tıpkı duvarda asılı duran pilli saatlerin pile esir olduğu gibi, onlar da cep telefonlarına, bilgisayara esir olmuşlar. Kim dinler ki, büyüklerden masalları?


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
AYDIN SARI Arşivi
SON YAZILAR