"Engel değil farklılık"

"Engel değil farklılık"
ABONE OL
Altı Nokta Körler Derneği Başkanı Bayram Özen ile birlikteyiz.

(ŞERMİN ÇOLAK) Bayram Bey 2,5 yaşından beri görmüyor. Görmemesi onun hayatında hiçbir zaman engel de olmuyor. Zaten kendisi de bir ‘engel’e değil bir ‘farklılık’a sahip olduğunu belirtiyor ve bizim körlerle ilgili merak ettiğimiz her şeyi cevaplıyor. Yani bizim (okurlarımızın) bilgi açısından karanlık kaldığımız kısmı o bizler için aydınlatıyor.
Ben mesleğim gereği Bayram Özen’le çok zamanlar bir arada bulundu. Kendisinin düzenlediğin veya başkasının düzenleyip onun da bulunduğu etkinliklerde çok bir araya geldik.  Yani sohbetimiz var ancak buna rağmen soru sorarken çekiniyorum. “Acaba yanlış bir şey der miyim?” korkusu yaşıyorum. Röportaj ilerledikçe ne kadar yanlış bir düşünce içinde olduğumu anlayıp utanıyorum. Zaten Bayram Özen de bunu fark edip, “Lütfen kelimelerini seçme neyi merak ediyorsan dümdüz sor” diyor. Kendisine farklı davranılmasını istemiyor, tüm körler gibi.

“KÖRLER OKULU KOLEJ DÜZEYiNDEDİR”

İlk olarak kör mü denmesi gerekiyor yoksa görme engelli mi?
Kör denmesi doğru olandır. Bizim derneğimizin adı da körler derneği. Ancak toplumumuzda insanlar bir şey görmediğinde ‘kör müsün?’ diyerek karşılık verir. Bunun körlerde travmatik olarak bir duruma yol açmaması için doğru olan kör denmesidir.

Biraz kendinizden bahseder misiniz?
7 Temmuz 1983 Nazilli doğumluyum. 2,5 yaşında görme yetimi kaybettim, ateşli havale geçirdikten sonra. İlkokulu İzmir’de Aşık Veysel Körler Okulu’nda tamamladım ardından devlet yatılı da devam ettim. Hali hazırda hala kamu yönetimini bitirmeye çalışıyorum.
Görme yetinizi çok küçük yaşta kaybettiğiniz için öncesini hatırlamıyorsunuz.

Herkesin mi kör olduğunu sanıyordunuz?
Hiç öyle zannetmedim çünkü ailem bana onu empoze etmedi. Bu durumu yaşayan birçok aile var, yanına ailenin ‘herkes senin gibi görme engelli’ diye büyüttüğü çocuklar var ama ben onlardan olmadım. Zaten görme yetimi kaybettikten sonra tedavi süreçleri, hastaneler başladı. Körler okulu da kolej düzeyindedir ve herkesin kör olmadığı aşılanır.
Peki aileler neden bu şekilde söylüyorlar sizce çocuklarına?
Hani züğürt tesellisi derler ya çocuğunu psikolojik olarak koruduğunu zannediyor ama en büyük kötülüğü yapıyor. Çocuğun herkesin onunla eşit şartlarda olduğunu sanmalarını istiyorlar veya kendi egolarını tatmin etmiş oluyorlar.

“KÖRLÜĞÜN DE BİR ESPRİSİ KALMADI”
Biraz daha özele girelim. Kıyafet ayrımı renk ayrımı bunları nasıl yapıyorsunuz?

Örneğin benim kombin takıntım vardır. Artık teknoloji gelişti, bu herkes için böyle sadece görenler için değil görmeyenler için de teknoloji değişti. Renk tanıma cihazları var barkodu okutup kıyafetle ilgili her şeyi öğreniyorsunuz var veya internete girdiğinizde hangi renkle hangi rengin uyum sağladığını yazdığınızda karşınıza çıkarıyor. 
Teknolojiden bahsetmişken sanırım telefonlarda özel oluyor, tuşlarında bir öbek oluyor.
Hayır hayır akıllı telefonlarda ekran okuyucu programlar var. Telefon zaten normal dokunmatik ekran fakat dokunduğumuzda hangi öğeye dokunursak ekran okuyucu program seslendiriyor. Siz herhangi bir öğeye dokunduğunuzda direkt açıyor ancak biz tek dokunduğumuzda o öğenin ismini söylüyor, ondan sonra çift tıklayıp açıyoruz. Bu da yanlış yapmamızın da önüne geçiyor.

O zaman gelişen teknoloji hayatlarımızı kolaylaştırdı diyebiliriz değil mi?
Yani körlüğünde bir esprisi kalmadır artık (Gülüyoruz)

Sosyal medya aynı mantık mı?
Aynı mantık ben sosyal medyayı, basını takip etmeyi severim. Aynı programlar ekran koruyucu programlar yani hem bilgisayarlarda hem telefonlarda var. Bazen resimleri okumuyor o zaman da ekran görüntüsünü alıp tarama görüntüsüne aktarıp ne olduğunu öğreniyoruz. Körü körüne beğenmiş olmuyoruz. (Gülüyoruz)

Film izliyor musunuz, nasıl oluyor?
Evet film izlemeyi çok severim. SEBEDER diye bir dernek kuruldu. Hem görme engelliler için hem de işitme engelliler için filmleri betimliyor. Örneğin filmin içerisindeki nesnel öğelerin tamamını altta sesli olarak betimliyor. –Kadın çantasını aldı koşarak odadan çıktı şeklinde.

En sevdiğiniz film hangisi?
Beren Saat’in oynadığı körlüğü anlatan Benim Dünyam ve Çağan Irmak’ın Babam ve Oğlum.

Odaya biri girdiğinde ses çıkarmasa dahi hissedebiliyor musunuz?
Evet, ihtiyaçlar icatları doğuruyor. Görme yetisini kullanamıyorsunuz ister istemez farklı yetilerinizin gelişmesi için çaba sarf ediyorsunuz. Dokunma, hissiyat hepsini geliştirmeye çalışıyorsunuz. Mesela sizin ayağınızda ayakkabı bile olmasa zaman içerisinde sizin yürüyüşünüzden sizi tanıyorum. 

“BEN ÇOK RÜYA GÖRÜRÜM”
Rüya görüyor musunuz?
Benim gibi doğuştan ekran kartı yanmış birisi de rüya görebiliyor evet (Gülüyoruz) Nasıl şimdi sizinle sohbet ediyoruz, rüyada da aynı şekilde ses var görüntü yok. Ben çok rüya görürüm mesela.

Toplumun davranışları nasıl, beklentileriniz neler?
Başarı basamaklarını tırmanırken önümüzde duran en büyük engel maalesef önyargılar. Bunu bazen toplumun en ileri gelenleri yapabiliyor. Mantık şu ‘körler tek başına hiçbir şey yapamaz’ körler eşittir etkisiz eleman. Biz zaten körlüğü bir engel olarak görmüyoruz bir farklılık olarak görüyoruz. Biri kör olduğunu duyuyor ‘kıyafetlerini kendin giyebiliyor musun?’ diye soruyor. Karşıdan karşıya geçeceksiniz size sormadan pat diye koluna giriyor ‘Dur ben seni karşıya geçiririm’ diyor. Yemek yapabilen arkadaşlarımız var mesela. Bu tamamen kişinin kendisini geliştirmesiyle alakalı.
Korumacı himayeci değil bu yaşamı nasıl eşit hale getirebiliriz diyerek yaklaşmak gerekiyor. En büyük engel paylaşamamak ve empati yapamamaktır. Empati yaparsak o zaman hayat hepimiz için eşit olur.


İnsanlar bunu art niyetli yapmıyor ama körlerde özgüven eksikliğine mi neden oluyor?
Kesinlikle bu sefer sürekli birilerinin yanınızda olmasını bekliyorsunuz.  Siz insanlara neyi yüklerseniz insanlar o şekilde hareket ediyor. 

engel-degil-farklilik-93736-822a40223d778f0398336c5f030d8330.jpgengel-degil-farklilik-93736-a88f2792477860e4c87ec644a01201c4.jpgengel-degil-farklilik-93736-d538ed8bdd15d38bb6a009ad78d7ba69.jpgengel-degil-farklilik-93736-f46eeacbb12931e8a4a27b1d890a115f.jpg


 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.