Bir kimseye en büyük iyiliği de kötülüğü de ya kendisi ya da en yakınındakiler yapıyor. Okul yıllarında yeterince ders çalışmayan, ders anlatan öğretmenini dinlemeyen ve haylazlık eden bir öğrenci, kendisine en büyük kötülüğü yapmış olur. Öğretmenini dinleyen, gerektiği gibi ders çalışan öğrenciler bilgi sahibi olarak sınıflarını geçerken, ders çalışmayan ve ders dinlemeyen öğrenciler hiçbir şey öğrenemez ve sınıfını geçemez. Dolayısıyla bu kişi kendisine kötülük etmiş olur.

Evine para getirmeyen, eş ve çocuklarına gerekli olanakları sağlamayan, bakmayan bir baba da kendisine, eş ve çocuklarına en büyük kötülüğü yapmış olur.

Okulda ve çevresinde kötü kişilerle arkadaşlık eden kimseler de kendisine en büyük kötülüğü etmiş olur. İyi bir arkadaş, bir insana daima doğru ve iyi olan işleri yaptırırken, kötü bir arkadaş ise, insanı yanlış yollara yönlendirerek kötü işler yaptırır. Bu durumları çok güzel anlatan atasözlerimiz vardır. Ciltler dolusu kitabın anlatabileceği konuları bir iki cümle ile anlatır atasözlerimiz. “Söyle bana arkadaşını, kim olduğunu söyleyeyim sana.“ Sözü bize, kötü insanlardan daima uzak durmamız ve öyle kimselerle arkadaşlık etmememiz gerektiğini anlatmaktadır.

Uyuşturucu konusunu yazarken bahsettiğim gibi, tütün ve sigara, alkol gibi kötü alışkanlıklara da, gene kötü arkadaşlar tarafından alıştırılır gençler. Herkesin ufak tefek bazı sorunları ve bir şeye kızdığı ve sinirlendiği anlar olabilir. İşte, o anda size sigara paketini uzatarak: “Yak bir sigara, efkar dağıtır. Bir kaç nefes çekersen sakinleşir ve rahatlarsın.” Diyen arkadaşınız teklifini asla kabul etmeyin. Arkadaşınıza inanarak ve güvenerek, onun uzattığı paketten bir sigara alıp yakarsınız. Bir nefes çeker ve öksürmeye başlarsınız. O anda arkadaşınız, sizi teselli edici tavsiyelerini sürmektedir. Bir iki nefes daha derken öksürüğünüz geçer ve sigaraya alışmış olursunuz.

Artık, birisine kızarak sinirlendiğinizde, sizi teselli ettiğini sandığınız kötü arkadaşınız sigaraya sarılmaya ve teselliyi sigarada aramaya başlarsınız. Yıllar sonra sigaranın, sandığınız gibi iyi bir arkadaş, sizi teselli eden bir dost olmadığını, size çok zarar verdiğini anlarsınız. Ancak, iş işten çoktan geçmiş ve kötü arkadaşınıza bağımlı hale geldiğinizi, onsuz yapamayacağınızı anlarsınız. Ama, artık geri dönüşü yoktur sizi felakete götüren bu yolun.

Alkol de aynı sigara ve tütün gibidir. Arkadaş ve dost ortamlarında, insana aşırı güven duygusu ve cesaret veren alkolün ve sigaranın, bedeninize ve ruhunuza vereceği zararları anlatmaya gerek yok sanırım. Çünkü günümüzde, her ne kadar anlatılmasa da uyuşturucu, tütün ve alkolün verdiği zararları hepimiz, hepiniz biliyor ve görüyoruz. Tütünün, başta nikotin olmak üzere, 4000‘ne yakın zararlı madde içerdiğini, bu maddelerin başta akciğer kanseri olmak üzere çok çeşitli hastalıklara neden olduğunu sağlık uzmanları ve doktorlar söylemektedirler.

Alkolün, şişede durduğu gibi durmadığını, içenlerin midesine girip kana karıştığı andan itibaren, içenlere aşırı bir cesaret ve özgüven verdiğini, giderek bilinç kaybına, bilinçsiz davranışlara, kontrol bozukluklarına düşünme ve muhakeme yetisinde kayıplara neden olduğunu herkes bilmektedir. Alkol alan insanlarda bilinç kaybı oluşması ve muhakeme yeteneğindeki azalma nedeniyle insan ne yaptığının farkında olmayabilir. Giderek kontrolü kaybederek alkol duvarını ve sınırları aşanlarda, alkol koması hali görülür.

Aşırı alkol alarak bilincini ve kontrolünü yitiren kimseler, akli selim düşünebilme yetisini de yitirdiği için,sarhoş durumda iken araç kullanmaya kalkar. Bu durumda olan kimse kendisine söylenenleri duymaz ve anlamaz. Aracın direksiyonuna geçer ve ya şarampole devrilerek taklalar atar ya da başka araçlara çarparak telafisi asla mümkün olmayacak can ve çok ağır mal kayıplarına neden olur. Kaza anında eğer ölmeden sağ kaldı ise, alkolün etkisi geçerek kendisine geldiğinde çok büyük bir yanlış yaptığını anlasa da artık çok geçtir.

Hiç kimse: “Bu can benim değil mi? İstediğim gibi yaşar, istediğim zaman, istediğim yerde, istediğim gibi ölürüm.” Ya da: “Bu araç benim. İstediğim gibi kullanırım, istersem parçalarım, yakarım“ Deme hak ve yetkisine sahip olamaz. Her insanın görev ve sorumlulukları vardır. Herkes bu sorumluluk bilinci ile hareket etmek zorundadır. Bir insanın anası, babası, eş ve çocukları olmasa bile en azından arkadaşları ve tanıdıkları vardır. Kimsenin ana babasına, eş ve çocuklarına, yakınlarına, arkadaşlarına ve tanıdıklarına acılar yaşatmaya ve üzmeye hakkı olamaz. Her insanın en azından yurttaşlık görevleri vardır. O halde, herkes bu anlayış ve bilinçle hareket etmek zorundadır. Araç ya da bir mal sana ait olabilir, bedelini sen ödemiş olabilirsin. Ancak, o malın bir üretim ve maliyet değeri vardır.

Bu değer milli servettir. Bir kişinin uğrayacağı can ve mal kaybı, aynı zamanda o ülkenin ve o ülke yurttaşlarının tümünün de can ve mal kaybına uğraması demektir.

Kutsal Kitabımız Kur’anı Kerim’de de alkol almanın zararları anlatılarak alkol almanın günah olduğu bildirilmektedir. Allah, asla yarattığı hiçbir canlının kötülüğünü ve zarar ve ziyana uğramasını istemez.

Allah, her sure ve ayetinde biz insanlara aklımızı kullanmamız ve her işimizde akılcı hareket etmemizi öğütlüyor.

Bunun nedeni elbette gayet açıktır. Neyin ne zaman ve nasıl, hangi koşullarda olacağını, bazı tahminlerde bulunsak da, asla önceden bilemeyiz. Eğer, her şeyi önceden bilen Allah, bizden, alkolden uzak durmamızı istiyorsa, bunda biz insanların yararına olan öğütler vardır.

Depremlerin kesin olarak ne zaman olacağını asla bilemeyiz. Deprem anında, içki içmeyen ayık insanlar bile, sarsıntıların etkisi ile doğru dürüst yürüyemez ve kaçamazken, içkili ve sarhoş bir kimse nasıl yürüyebilir ve kaçabilir?

Ya da evde aile bireylerimizden veya komşularımızdan birisinin kaza geçirmesi ya da rahatsızlanması halinde, onu acilen en yakın sağlık kuruluşuna yetiştirmemiz gerektiğinde, içkili ve sarhoş bir kimsenin araç kullanması ne derece doğru bir davranış olur?

Neyin ne zaman ve nasıl olacağını önceden bilemediğiniz için, Allah bizden her an, her şeye hazırlıklı ve akli selim düşünerek bilinçli hareket edebilecek bir durumda olmamız gerektiğini bildiriyor ve istiyor.

Değerli Gençler, eğer yazılarım sizlere sıkıcı geliyor ve başka konuları yazmamı istiyorsanız lütfen düşünce, görüş ve önerilerinizi bildiriniz. Düşünce, görüş ve önerileriniz, bana azim, şevk ve heyecan verecektir.

Gelecek yazımda, Siz değerli Gençlerimizi bekleyen bölücü, yıkıcı ve zararlı faaliyetler konusuna değinmek istiyorum.

Esen kalınız Değerli Okuyucularım.

DİĞER YAZILARI