Çeviri, insanoğlu konuşmaya başladığında var olmuş ve asla susmayacak, durmayacak bir eylemdir.

Dünya tarihini yöneticilerin veya halkın belirlediği ve değiştirdiği şüphesiz bir gerçektir. Ancak yaşanan bu değişimlerde çevirmenler de bir o kadar kilit unsurdur.

*

İnsanoğlu dili ilk keşfettiğinde başlamıştır bu yolculuk. Ne kadar ticaret, ırgatlık, avcılık ve toplayıcılık ilk meslekler olarak akla gelse de bunların gelişebilme sebebi çeviridir. Bir toplum diğer toplumlar ile iletişime geçmediğinde bir kabileden ötesine ulaşabilmesi çok zordur. Halklar arasındaki savaş, ticaret ve anlaşmaların var olabilmesi çevirmenler sayesindedir. Ancak iletişim sayesinde halklar gelişim gösterebilir. Şöyle düşünün, eğer çevirmenler var olmasaydı yaşayan her halk tekerleği kendi başına tekrar icat etmek zorunda kalırdı. Hele ki teknoloji patlaması yaşayan 20. yüzyılda çevirmenlerin olmadığını bir düşünün. Her ülke telefonu, elektriği, arabayı, interneti, silahları, uçakları, televizyonu ve daha nicelerini kendisi icat etmek zorunda kalırdı. Çünkü çevirmenin olmadığı bir dünyada halklar arasındaki iletişim ve teknoloji transferi sıfıra iner. Bunun yanında çevirmen bazen bir savaşı, isyanı bazen de bir kitlesel aydınlanmayı doğuran ana olabilir. Bu aydınlanmaya en büyük örneklerden birisi ise 16. yüzyılda yaşayan ve Avrupa’daki Reform hareketinin öncüsü olan Martin Luther’dir. Martin Luther, Kilise ve Papa’nın halk üzerindeki otoritesini kırmak için Kilise’nin sadece Latinceyi dayatmasına karşılık olarak kaynağına sadık ve halkın kolaylıkla okuyabileceği bir İncil çevirisi gerçekleştirmiş, halkın buna kolaylıkla erişebilmesini sağlamış ve Protestanlık mezhebinin kuruluşuna öncü olarak dünya tarihini şüphesiz değiştirmiştir.

*

Peki içinde bulunduğumuz bu teknoloji çağında çevirmenin önemi nedir? Bilgisayarlar ile yerleri çoktan değişmedi mi?

*

Öncelikle ikinci soruya keskin bir “hayır” demek ile başlayalım. Çeviride insan unsuru hiçbir hâlükârda yok olmayacaktır. Bilgisayarlar bazı sorumlulukları eline alsa bile bunun elbette ki kontrolcüsü olacak ve o kontrolcü illaki insan olacaktır.

*

Bu dönemdeki önemimize gelirsek. Her şeyden önce çevirmenler yaşadığımız bu teknoloji dünyasındaki haberciliğin ve bilgi iletişiminin ana unsurudur. Çevirmenler sayesinde halklar bilgilere ulaşır ve yine çevirmenler sayesinde halklar mezenformasyondan ve dezenformasyondan korunur.

*

Çevirmen terörle mücadelede bile önemli bir rol alır. Savaşın olduğu her yerde çevirmen unsuru ister istemez olmak zorundadır. Günümüzde mevcut olan savaşlarda gerek iki düşman tarafın gerek içinde farklı halklar bulunduran bir ordunun iletişim kurabilmesinin nihai yolu çevirmenlerden geçer. Düşmanı sorgulamak ve istihbaratı deşifre edebilmenin (mesaj, ses kaydı vb.) yine tek yolu çevirmendir. Böyle bir savaş zamanında yaşanabilecek her türlü iletişim hatası ölümcüldür.

*

Çevirmen dünyada adaletin sağlanmasında büyük rol oynar. Herkesin her yerde olduğu günümüz dünyasında mahkemeler, karşısında bulunan yabancıları ancak çevirmenler sayesinde yargılayabilir. Taraflar kendisini ancak bir çevirmen ile ifade edebilir. Bu ne kadar kolay görünse de mahkeme ortamında yapılan çeviri aşırı dikkat ve uzmanlık gerektirir. Hataya kabul yoktur ve sonucunda bir insanın hayatı söz konusudur. Gerek şüphelinin gerek şikayetçinin anlatmak istediklerini ve duygularını hatasız iletebilmek çok önemlidir.

*

Gelelim belki de çevirmen unsurunun önemini en rahat görebileceğimiz yere. Birleşmiş Milletler, onlarca ülkeden katılımcılarla on yıllardan beri düzenlediği sayısız konferans, forum, toplantı ve niceleri ile dünya barışının sağlanmasında büyük bir rol oynar. Ülkeler burada kendilerini ifade ederler ve yapılacak yeni aksiyonlara karar verirler. Yine bunun var olabilme sebebi çevirmenlerden başkası değildir. Devlet büyüklerinin yanlış anlaşılabilme korkusu dil uzmanları ve çevirmenler sayesinde yok olur.

Çevirmenler dünyadaki gerek insani gerek başka türlü yardıma muhtaç olan küçük halkların sesidir. Amerika’nın keşfi zamanındaki Kızılderililer ve günümüzde Afrika’da bulunan yerel küçük kabileler gibi toplumlar dışarıya kendilerini tek başlarına ifade edemezler ve dış dünya ile iletişimleri kopuktur. Çevirmenler sayesinde bu toplumlar dış dünyaya ve basına kendilerini gösterebilir.

*

Her ne kadar dünyadaki öneminden bahsetsek de bu mesleğin değerini en çok yapan bilebilir. Bir çevirmen olarak ben görev aldığım her yerde işimden gurur duydum. Yaralı birinin sağlık ekibiyle iletişim kurmasına, yardıma muhtaç birinin sıkıntısını çözmede, bir içeriğin bir halka ve kitleye sunulmasını sağladığınızda, iki yabancının tanışmasına vesile olduğunuzda veya bir yabancıyı ülkenizde dolandırılmaktan kurtardığınızda bu mesleğin ruhunu anlıyorsunuz ve her tecrübede daha çok seviyorsunuz.

DİĞER YAZILARI