Her şey güzel olabilir
Her sabah uyandığımızda bizi yaşamaya, nefes almaya iten şeylerin ne olduğunu düşünüyor muyuz? Her gün nasıl bir motivasyonla güne başlıyoruz? Ya da tüm bunları bir kenara bırakalım.. Nasıl hissettiğimizi hiç düşündük mü? İnsan biyolojisinin en önemli parçasıdır yaşama içgüdüsü. Ne kadar mutsuz, sıkılmış, bunalmış ya da bu duyguların tam tersi mutlu ve heyecanlı olursak olalım bizler yaşamaya programlanmış birer robotuz. Peki hiç uyandığınızda kendinize bu soruyu sordunuz mu? “Beni yaşama daha sıkı bağlarla bağlayan şeyler neler?” Her halükarda yaşayacağız. Peki bu sınırlı süreyi neden güzel anlarla ve güzel sebeplerle taçlandırmıyoruz ki..
Son zamanlarda sosyal medyada karşılaştığım paylaşımların içinde sürekli mutsuzluktan ve sıkılmışlıktan dem vuran insanlar görüyorum. Küresel bir kriz söz konusu evet, belki de hayatımız asla eskisi gibi olmayacak. Ama bu yeni düzeni şekillendirecek olanlar da yine bizleriz bunu unutmayalım. Yaşadığımız olağanüstü durumun vermiş olduğu bir buhran söz konusu olabilir ancak bu buhranı yakınarak ya da şikayet ederek geçiremeyiz.
Her şeyin bir enerjiye sahip olması gibi kelimelerde enerji barındırır. Mutsuzum dediğimizde bu kelimenin evrende bir yerlerde yanıt bulup tekrar bize döneceğini düşünmemiz gerekir. Neyi çağırırsak bize o gelecektir. Bu yüzden her sabah uyandığımızda bizi hayata bağlayan her şeyi çağıralım ama mutsuzluğu ve bunalmışlığı çağırmayalım. Hem ne demiş Sezen; “Diyorlar ki dudular kızım alana kadar, bir hayra açın ağzınızı kelimelerin gücü var” tabi Sezen bunu kendi tarzında sitemkar bir şekilde dile getirmiş olabilir oraya çok takılmayalım.. Yani demem o ki, sözler sihirlidir ve dünyada geçirdiğimiz bir an bile yakınarak geçirilmeyecek kadar değerlidir.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.