Kadınlar, anne, eş, kardeş, iş ortağı, çalışma arkadaşı. Ülkenin birçok yerinde farklı konumlarda olan kadınlar ekonomik, sosyal ve hukuki alanlarda yeni haklar elde etmekteyken bazı coğrafyalarda kadının insan olduğunun bile farkında değil. İtilmişiliğin, hor görüşmüşlüğün ve eziklikte kıvranır o masum kadınlar.
Ülkemiz kadınları, Cumhuriyet ile beraber yeni haklara sahip olsalar bile hala daha eziyet görmeye, öldürülmeye, saygısızlığa, sevgisizliğe ve haksızlığa uğramaya devam etmekte. Her gün duyduğumuz kadın cinayetleri, kadına şiddet maalesef ki toplumumuzun kanayan yarası. Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün kadınlar için sağladığı haklara rağmen, yobaz algısı ve töre saçmalığı ile beraber kadınlarımız toplum hayatında ne yazık ki yer edinememiştir. Dayak yiyen eziyet gören nice kadının başına gelenler ‘kadın alın yazısı‘
denilerek doğal karşılanır hale gelmiştir.
Gözden kaçırdığımız aslında kadının konumu nedir? Kadın ilk önce annedir, evdeki bütünlüğü koruyan gece gündüz demeden ailede tüm fertlerin derdine deva olan Kadın annedir. Evdeki ekonomiyi en iyi bilen ve idare eden annedir. Okulda kadın öğretmendir, pazarda kadın bahçe çalışan pazarda mahsulünü satandır, siyasette kadın Başkan’dır, inşaatta kadın mühendistir, kadın her yerde çalışan çabalayandır.
Kadın ve kadın haklarına dinimizce baktığınızda, dinimizin kadın haklarına geniş bir yer vermesine rağmen, din adamlarımızın kadınlarla ilgili dini esasları anlatmasına rağmen biz hala daha eksik ve çaresiz olaylara şahit olmaya devam ediyoruz. Kadın Hakları ile ilgili yasaların ise kağıt üzerinde kaldığını hepimizin adı gibi bildiği ise bir gerçek.
Her zaman olduğu gibi basında, genelde ve yerelde 8 Mart Dünya Kadınlar günü ile ilgili konserler, reklamlar, aktiviteler yapılacak ve bu düzenlenen etkinlikler büyük bir alkış alacak. Siyasetçiler çıkıp kadınlarımız ile ilgili övgülü konuşmalar yapacaklar. Ticarette, ekonomide kendini ispatlamış yurt dışında ve yurt içinde birçok başarıya imza atmış kadınlar ödüllendirilecek.
Ve sonuç, bunların hepsi bir günde olup bir günde unutulacak. Sonrasında hayatına son veren, hayatına son verilen kadınlarımızı yazmaya okumaya devam edeceğiz. Neredeyse her gün içinden çıkılmaz bir hal almış ‘kadına şiddet ’haberlerini yetersiz yaptırım ,yetersiz yasalardan dolayı duymaya, okumaya devam edeceğiz.
Başta annem olmak üzere Türk ve Dünya kadınlarının bu anlamlı gününü kutluyorum. İnşallah ‘Kadın Hak’larının daha çok hissedildiği, yasaların hafifletici sebeplerinin daha çok caydırıcı hale geldiği günlere kavuşabiliriz.