12 Eylül 1980 Askeri Darbesini gerçekleştirdikten sonra, tüm siyasi partileri ve TBMM’yi fesh eden Kenan Evren, kendisini Cumhurbaşkanı da seçtirerek tek başına iktidara sahip oldu. Artık, hayallerindeki Türkiye’yi oluşturması için hiçbir engel kalmamıştı. Bir çok kararı, TBMM olmadığı için, tek başına alarak uyguluyor ve istediğini yapıyordu.

***

Kenan Evren‘in tek başına iktidarda oluşu, başta ABD olmak üzere, batının işine geliyordu. Türkiye’yi çok yakından ilgilendiren Türkiye‘nin ve Yunanistan‘ın da taraf olduğu bir çok sorunu Kenan Evren sayesinde, batı ve özellikle de Yunanistan lehine çözülmesini sağlıyordu.

***

Yunanistan ile aramızdaki sorunları yazmaya başlamadan önce Batı ve Yunan Kültürleri hakkında kısa bilgiler vermek istiyorum.

***

Bugünkü Batı Kültürünün temellerini, Antik Dönem Yunan ve Roma oluşturur. Avrupa’yı Hristiyanlıktan sonra en çok etkileyen de Antik Dönem Yunan ve Roma Kültürleri olmuştur. Hristiyanlığın önce Roma’da, sonra da tüm Avrupa ülkelerine kabul görerek hızla yayılması, antik dönem kültürünün Avrupa’da ilerleyişini bir bakıma geri bıraktırmıştır.

***

Aristokrat sınıfın, papalık ve kilise ile yaptığı işbirliği sayesinde, dini kullanarak Avrupa toplumunu yüzyıllar boyu süren çok ağır baskı dini altında tutması, yıllarca süren din ve mezhep savaşları sonucu, halk iyice yoksullaşmıştı. Bu duruma daha fazla seyirci kalamayan aydınlar ve yazarlar, antik Yunan döneminin kaynağını doğadan alan hür, aydınlık ve coşkulu düşünceleri ve eserleri ile topluma yeni bir yön vererek güçlü bir ivme kazandırmıştır.

***

Batı, hayranlık duyduğu Yunan toplumuna ayrı bir değer vermeye başlamış Antik Roma’nın ve Antik Yunan’ın dillerini bilim dili olarak kullanmaya başlamıştır. Kendisini antik dönem Helen Kültürünün mirasçısı olarak gören Yunanistan, bu ruh hali ile kendisini adeta “Avrupa’nın Şımarık Çocuğu“ olarak görmeye başlamıştır.

***

1828-1829 Osmanlı–Rus Savaşında yenilen Osmanlılar, 1829 yılında imzalanan Edirne Antlaşması ile Yunanistan‘ın bağımsızlığını kabul etmek zorunda kaldı. İlk olarak Epir-Mora’da başlayan isyan sonrası küçük bir bölgede kurulan Yunanistan, giderek genişledi ve genişlemeye bugün de devam ediyor.

***

1980 Yılında Kenan Evren sayesinde, NATO’ya geri dönmüş, FIR Hattı sorununu lehine çözmüş, ardından sıra Kıt’a Sahanlığı Sorununun çözümüne gelmişti.

***

Yunanistan, 1960’lı yılların başında, bazı şirketlere Ege’de petrol arama izni vermiş, arama bölgelerini Türk Karasularına kadar genişletmişti. Türkiye’de buna misilleme yaparak, 1973 yılında TPAO ‘Ege Kıt’a Sahanlığında, 27 farklı bölgede, petrol arama yetkisi verdi.

***

Bunun üzerine TPAO’na (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı) ait HORA adlı sismik araştırma gemisi Ege Denizi Saros Körfezinde arama faaliyetlerine başladı. Ardından 1974 Kıbrıs Barış Harekatının gerçekleşmesi nedeni ile de Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler iyice gerilmiş oldu.

***

Önce Yunanistan’ın ve ardından da Türkiye’nin karşılıklı olarak attığı bu adımlar, Ege Denizinde bir “Kıt’a Sahanlığı Sorunu” oluşturdu.

***

Yunanistan, Türkiye’nin bu eylemini engellemek için BM ve Lahey Adalet Divanı’na başvurdu. Ancak, Lahey Adalet Divanı, Yunanistan‘ın Türkiye’nin Ege Denizinde petrol arama faaliyetlerinin durdurulması yönündeki talebini red etti.

***

Lahey Adalet Divanında kaybedeceğini anlayan Yunanistan çok ani karar değiştirerek masaya oturmaya karar verdi. Yunanistan’ın bu kadar hızlı şekilde karar değiştirerek masaya oturmasını gerektiren sebep ne olabilirdi başka? Osmanlıdan bu yana olageldiği üzere, yine cephede kazandıklarımızı masa başında kaybetmiş miydik?

***

1976 tarihinde İsviçre’nin Bern Kentinde toplanan taraflar, Bern Mutabakatı imzaladılar ve ortak bir deklarasyon yayınladılar. Bu kararın açıklanan maddelerinin yanı sıra, gizli maddeleri de vardı. Taraflar, görüşmelerin içeriğinin kesinlikle gizli kalması konusunda da uyuşma sağlamışlardı.

***

Avrupa, şımarık çocuğunu yine kanatlarının altına almış ve korumuştu. Yensek de yenik sayıldığımız her savaşta olduğu gibi kaybeden taraf yine biz olmuştuk.

***

Bunun gerçek nedenleri, 1980 Askeri Darbesinden sonra anlaşılacaktı. Ege Kıt’a Sahası sorununu cesaret ve kararlılıkla Lahey Adalet Divanına taşıyanların dik duruşu karşısında geri atılan bir adımın acısını birkaç yıl sonra Kenan Evren sayesinde misli ile çıkardılar.

***

1980 Askeri Darbesinden sonra Kenan Evren, general Haigh ve general Rogers arasında sürdürülen çok samimi dostluk nedeniyle, Lahey Adalet Divanındaki haklı talep ve davamızdan vazgeçerek dosyamızı geri çektik.

***

Yıllar önce atılan hesapsız ve ölçüsüz adımların faturasını bugün çok ağır bir şekilde ödemekteyiz. Avrupa’nın kollarına sığınmış şımarık çocuk Yunanistan, Misak – ı Milli Sınırlarımız içerisindeki Batı Trakya’ da, sınırımıza sıfır noktada, Dedeağaç’ ta ABD’ye ait 1000 tank, 200 helikopter, 100 bin asker ve Midilli Adasında bir uçak gemisi ile tahkim edilmiş durumdadır. Ayrıca Lozan’ a aykırı olarak adalara silah yığınağı yapılması da çok düşündürücü ve maksatlıdır.

***

Bu aşırı silah yığınağı kime karşıdır? Rusya’ya karşı ise bu iddia tamamen gerçek dışıdır. Çünkü arada Bulgaristan, Romanya ve Moldava vardır.

***

Önceki yazımda Kıt’a Sahanlığının ne olduğundan bahsetmiştim. Yeniden hatırlatma gereği duydum.

***

Bir ülkenin, derinliği 200 metreye kadar olan deniz altındaki uzantısına Kıt’a Sahanlığı denir, Bu durum, BM Deniz Hukuku Sözleşmesi ile düzenlenmiştir.

***

Esen kalın Değerli Okuyucular.

***

DİĞER YAZILARI