LÜTFİ ÖZKAL

LÜTFİ ÖZKAL

MİLLETİN EFENDİSİ ŞEHİR HAYATINA GEÇTİ

MİLLETİN EFENDİSİ ŞEHİR HAYATINA GEÇTİ

Uzun yıllardır önlenemeyen bir göç var malumunuz, köyden kente göç. Bu göç sadece nüfusun yer değiştirmesi değildir aslında. Bir kültürün, bir yaşama biçiminin, bir ekonomik modelin ve hatta bir varoluş simgesinin göçmesi, göçerken de birçok değerin kaybolması anlamına geliyor.
Köylü milletin efendisidir! Demiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk. İyi de demiş, hak vermemek ne mümkün! Lakin son yıllarda şehir hayatının özendirilmesi ile ve izlenen yanlış tarım politikaları sonucunda köylü kendisini şehir hayatına doğru bırakmış vaziyette. Bu göç, köylünün kendi isteğiyle (kentleşme arzusuyla) olabildiği gibi şartların zorlamasından dolayı da olmuş olabilir. Bu mevzu çok uzun ve sosyolojik bir konu. 
Geçtiğimiz kurban bayramı dönüşünde bir akraba ziyaretinde köyde ikamet eden ve rençberlikle (çiftçilikle) uğraşan bir gencin kendisinden iki senede 350 bin lira kazandığını (kâr ettiğini) fakat yakınlardaki makarna fabrikasında çalışmadığı için istediği kızı ailesinin vermediğini işitmiştim. Aşkın (evlenmenin) önündeki engel ailenin SGK’lı asgari ücretli iş hayaliymiş diyelim kısaca.. Senede 150 – 160 gün çalışmayla bu geliri elde edebildiğini söylemişti çiftçilik yapan genç konuşmasında. Dehşete kapılmıştım, şehirde bu kazancı elde edenler kendilerini sınıf atlamış olarak gördükleri için semtini değiştirme ihtiyacı bile hissedebilirler…
Yine annemlerin doğup büyüdüğü dağlık bir köy var. Mahallesinin birisi tamamen baraj altında kalacağı için o zamanlar (2008 – 2009 yılları) tarım konutları olarak bir proje başlatmışlardı. Vatandaşın mağdur olmaması için her bir köylü için 2.500 metrekare alana TOKİ tarafından uzun vadeli ödeme planı ile bir ev inşa edilecek, köylüler burada daha düzenli, modern ve refah bir şekilde işlerine devam edebileceklerdi. Rahmetli Ecevit’in “köykent” ya da “tarım kent” diye nitelendirilen de bir hayalidir aslında. Baraj mağduru köylüler o zamanın değerinde istimlaktan aldıkları hatırı sayılır paralarla şehirden ev alarak şehirleşme yolunu seçtiklerinden tarım konutlarına yeterli talep toplanamadı. Zamanın belediye başkanı İbrahim Bey ve yakın arkadaşım olan oğlu Mustafa Bey tek tek insanları arayarak güç bela ikna etmişler ve yeterli talebe ulaşıp projeyi başlatabilmişlerdi. Daha sonra çok beğenilen projeye şehirlilerden yüksek talep gelince aynı yere çok daha yüksek bedellerle 2. Ve 3. Etap da başlatılmıştı. Şehire taşınmayı tercih eden köylülerin durumunu sormayın lütfen, o konudan bahsetmek istemiyorum diyeyim siz anlayın.
Nereden çıktı bu hatıralar, hikayeler diyenleriniz olabilir. TÜİK tarafından açıklanan rakamlarda 2015 – 2019 döneminde köy nüfusunun 214 bin 202 kişi azaldığı görülüyor. Yalnız bu sefer ufak da olsa bir umut yeşerten bir veri paylaşıldı. 51 ildeki köy nüfusu verilerine baktığımızda 15 ildeki köy nüfusunun arttığı, 36'sında ise azaldığı bilgisi aktarılmış. Neden 51 diye sormayın, 30 büyük şehirimizde malumunuz “köy” kavramı kalmadı, hepsi mahalle oldular.
Tarım politikaları eleştirilebilir, hatta böyle bir politikanın varlığı bile sorgulanabilir fakat köylünün şehirdeki hayatı “güzel” görmesinin altında yatan sebep en az tarım politikası kadar önemlidir bence. Bu konunun da masaya yatırılması, köydeki nüfusun ve şehirdeki potansiyel köy nüfusunun köyde yaşaması sağlanmalıdır. Ve hatta köye yerleşmek isteyen şehirli nüfus için birtakım kolaylıklar bile sağlanmalıdır. Tarım ve hayvancılık desteklerinin köylüler tarafından kullanılabilir hale gelmesi sağlanmalıdır. Bu gün uygulanan desteklere baktığımızda desteklerle kurulmuş büyük çiftliklerin neredeyse tamamının köy dışındaki nüfusun (eczacı, avukat, esnaf vb.) ek ya da ikinci işi olduğunu görürüz. Kırsalda kalkınmayı kırsal nüfusla sağlayacak tedbirleri hayata geçirmeliyiz. 
Mevzu uzun ve derin fakat şunu belirtmeliyim ki taş yerinde ağırdır. Köylü, köyündeyken milletin efendisidir. Şehre taşınınca o efendiler şehirlinin hamalı oluverirler maalesef. 
Sağlıkla kalın, hoşça kalın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LÜTFİ ÖZKAL Arşivi
SON YAZILAR