Ahmet Çelik

Ahmet Çelik

'ONUN DA HAYALLERİ VARDI'

'ONUN DA HAYALLERİ VARDI'

Henüz 14 - 15 yaşlarında, esmer, uzun boylu ve zayıftı.. Yüzün de sanki yılların yorgunluğu vardı. Çökmüş bir ruh haline eklenmiş, beden ifadesi onu ele veriyordu. 
Her zaman ki gibi sabah erkenden uyanmış bisikletime binmiş, haftanın yorgunluğunu atmak üzere, sabah sporuna çıkmıştım. Küçük bisikleti ve arkasında zorla çekmeye çalıştığı bir kasası vardı. Belli ki o spora çıkmamıştı. Hayat onu spor yapmaya zorluyordu. Alnında ki terler dudaklarına doğru süzülüyor, o ise çöp konteynırına doğru tüm gücüyle sürüyordu bisikletini. Belli ki acelesi vardı. Hemen bakmalı ve  toplamalıydı işine  yarayacak şeyleri. 
Üzerinde ki kırışmış ve yırtılmış eski Fenerbahçe forması onunla konuşmam için bir sebep olabilirdi. Fırsatı kaçırmadım. Eline aldığı bir kaç küçük  plastik parçasını bisikletinin arkasındaki küçük kasaya atarken yanaştım. Kendi elimde ki küçük su şişesini atmaya utandım. Bir hışımla sırtımda  ki çantaya atıverdim. Belki o plastik onun gelir kaynağıydı  ama benim kalbim  buna izin vermedi. Ben atarken o çöpü küçücük  çocuğun  alacak olması ruhumu da  kalbimi de kanatacaktı anlaşılan. 
'Fenerbahçe'li misin? dedim usulca.. 
Gülümsedi, cevap vermeye utandı. Başını salladı. Adını sordum. Yine ses vermedi ama bu kez daha hızlı toplamaya başladı eşyalarını. Konuşmayacaktı belli ki. Tek derdi kazanacağı plastik çöplerden kazanacağı  2 - 3 kuruş  paraydı. Belki ailesine verecek, belki de küçük bir şeker alacaktı.. 
O parayı  kendi için kazanmayı düşünmediğine emin olsam da bir çocukla şekeri ayrı tutmak benim de işime gelmiyordu. Ürkek halini anlamıştım. Hemen köşe de ki bakkala sürdüm  bisikletimi. Bir kaç bisküvi ve şeker aldım. 
Bakkala girdiğimde küçük  çocuğu  gözetliyordum. Gözden kaçırmak istemiyordum. Ama biz hesabı yapana kadar o minik ayakları var gücüyle pedallara basmış olmalı ki, çıktığımda onu gözden kaçırmıştım. 
Onu kaybetmenin verdiği hüzün, sabah sporumun yorgunluğuna karışmış, ne tadım kalmıştı ne de huzurum.. 
Hayat onu bu işlere zorlamıştı. Çünkü 'Kader' doğarken kimsenin kendi seçimi değildi. 
Üzerinde trilyonlar kazanan futbolcuların giydiği forma vardı ama onun tek sevinci üzerine giyecek bir şey bulmuş olmasının mutluluğuydu sadece.. 
Kim bilir belki onun da hayalleri vardı. Hep mutlu ol çocuk hep mutlu ol.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Çelik Arşivi
SON YAZILAR