LÜTFİ ÖZKAL

LÜTFİ ÖZKAL

SEÇİMİ DİN TÜCCARLARI KAYBETTİRDİ

SEÇİMİ DİN TÜCCARLARI KAYBETTİRDİ

   Son iki seçimdir Ak partide aşırıya kaçan söylemleri olan bir kesim var. Özellikle yenilenen İstanbul seçimlerinde bu kesim, zaman zaman kantarın topuzunu hayli kaçırarak toplumun her kesiminde ciddi rahatsızlıklara sebep oldular. 
    Bir açıklama ile dinini yaşayan insanlarımızın yanlış anlamasının önüne geçmek isterim. Dinini yaşayan insanla din satan tüccarlar birbirinden ayrı kişilerdir efendim. Dindar insan (hangi dinden olursa olsun) inancı gereği ibadetlerini yapar, (ya da yapmaz, kendi seçimi) bir takım emir ve yasaklara riayet ederek huzurlu bir yaşam sürmeye çalışır. Başka insanların yaratıcı ile olan ilişkisine karışmaz. Onun derdi kendi yaşamıdır ve onu inançları doğrultusunda en güzide şekli ile yaşamak için mücadele eder. Din tüccarı ise dinleri pazarlama aracı olarak kullanarak bir takım menfaatler elde etmeye çalışır. Zaman zaman elde ettiği başarılar dolayısıyla işine bağlılığı artabilir. Din tüccarlarını dindar insanlardan ayıran özelliklere değinecek olursak,
1-    Her dini inanışı pazarlama aracı olarak kullanabilirler.
2-    İnsanlara hoş gelecek cennet vaadi, kabir azabı hafifletme gibi vaatlerde bulunabilecekleri gibi, zaman zaman cehennemle, dünyevi işlerin kötüye gitmesiyle ve helak olmak gibi korkutucu argümanlarla insanları kandırmaya çalışabilirler.
3-    Aleni ibadet edip, bu ibadeti ispat etme ve gösterme çabasına girebilirler.
4-    Zorda kalırlarsa kehanet gösterme çabasına girebilirler, gaipten haber geldiğini iddia edebilirler. Hatta peygamberin kendisi ile iletişime geçerek mesaj gönderdiğini dahi iddia edebilirler.
5-    ….
Daha bunun gibi bir çok özelliğe sahip olan din tüccarlarından vatandaşımız yıllarca çok mustarip olmuştur. Bazen paramızı, bazen malımızı, bazen oyumuzu çalmak için sahaya çıkan bu tüccarlar maalesef ki çoğu zaman da başarılı olmuşlardır. İstanbul seçimlerinde sosyal medyada gördüğüm birtakım paylaşımlarda Ak partinin mücadelesini ümmet mücadelesi olarak gösterme çabası, karşı tarafa atılan oyun mukaddes şehri ümmetten alıp zillete teslim etmek olacağını, bu davanın sahibinin Allah olduğunu ve mutlaka davanın amacına ulaşacağını, İstanbul’un Konstantinopolis olmaması için bu davaya oy verilmesi gerektiği gibi akılla, mantıkla ve din ile izahı olmayan birçok ifadeye şahit oldum. 
Sözüm şu ki, Ak parti davasının kurucularının ve tabanının da bu ve benzeri söylemlerden rahatsız olduğu bir gerçek. Fakat olay öyle bir noktaya ulaşmış durumda ki yavuz hırsız ev sahibini bastırmayı başardı. Arsız din tüccarları, partinin gerçek sahiplerini dışlamayı, kapının dışına koymayı başardılar. Fakat bu değişim tabanda kötü bir algı oluşturdu. 31 Mart seçimlerinde ve devamı olan 23 Haziran seçiminde bu durum sandığa yansımış vaziyette.
Dindarların din tüccarları ile mücadele edecekleri sinyalleri veriliyor. Fakat dindar vatandaşlarımız Ak partiye oy vermenin ahireti kurtarmayacağı gibi CHP’ye ya da başka bir partiye oy vermenin de imanı zedelemeyeceğinin farkında. Din, sahibinin de buyurduğu gibi kul ile yaratıcı arasındadır. Mükafatı da cezası da sahibinin rızasıyladır. 
Son olarak şunu ifade etmezsem eksik kalacağımı düşünüyorum. Cumhur ittifakı tabanda karşılık görmemiştir. Bunun daha ötesi de yoktur. Zorlamanın da manası yoktur.
Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LÜTFİ ÖZKAL Arşivi
SON YAZILAR