Uzm. Psk. Sibel Bilir

Uzm. Psk. Sibel Bilir

SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞUNDA YIKICI GURUR

SINIRDA KİŞİLİK BOZUKLUĞUNDA YIKICI GURUR

Sınırda kişilik bozukluğu dürtüsellik, duygusal dengesizlik, düşük benlik saygısı ve boşluk hissi gibi birçok semptom ile karakterize edilen bir akli durumdur. Ancak yıkıcı gurur gibi diğer semptomlar çok sık görülmek ile beraber klinik semptomlar olarak değerlendirilmezler. Sınırda kişilik bozukluğundan muzdarip olan insanlar fazlasıyla hassas olma eğilimindedir. Çoğu insan küçük negatif deneyimlere sadece sinirlenirken sınırda kişilik bozukluğu olan insanlar yoğun ve yıkıcı duygusal acı yaşayabilir. Bazı durumlarda bu bozukluğu yaşayan insanlar kendilerini koruyabilmek için bir “yalan benlik saygısı” ile gizlerler. Ancak bu kostümün içindeyken kendilerinin bir mutlak doğruya erişimi olduğunu düşünmeye ve geriye kalan herkesin yanlış olduğuna inanmaya başlarlar. Ancak bu kostümün altında gerçekten saklanan şey birinin farklı bir fikir veya bir anlaşmazlık ile onları inciteceğine dair yoğun bir korkudur. Bu, onların insanları yanlış olduklarına ikna etmeye çalışmasına yol açar. Ayrıca, birinin bakış açısını değiştiremediklerinde hayal kırıklığına uğrarlar. Diğer bir deyişle, basitçe muhalif fikirler ile başa çıkamazlar çünkü esnek olma becerileri yoktur. Bundan dolayı, etraflarındaki insanlar onların kendilerini diğer herkesten daha iyiymiş gibi değerlendirdiğine inanmaya başlarlar, çünkü kendi dünya görüşlerini başkalarına dayatmaya çalışırlar. İnsanların kendi fikirlerine sahip olması ile ilgili bu reddetme durumu aile ve arkadaşlarını kolayca onlardan uzaklaştırabilir.
BU YIKICI GURUR NEREDEN GELİR?
Bu tip maskeler geçmişten, özellikle de çocukluk döneminden gelen yaraları saklama eğilimindedir. Sınırda kişilik bozukluğu olan insanlar genellikle trajik çocukluklara sahiptir. Örneğin, ebeveynlerinin onları umursamadığını hissetmiş, sık sık yalnız bırakılmış ya da sık sık eleştirilmiş olabilirler. Bundan dolayı başkalarını aşağılayarak kendilik değerlerini arttırmaya çalışırlar, çünkü geçmişte diğer insanlar bunu onlara yapmıştır. Bir çocuk kritik bir ortama birçok farklı şekilde asimile olabilir. Net bir şekilde bildiğimiz şey şudur ki, bazı çocuklar aşağılanışlarını telafi etmek için bir yıkıcı gurur maskesi kullanmaya başlarlar. Bu, kimsenin onları acıtmasına tekrar izin vermeyecekleri fikrini sözsüz bir şekilde yansıtmanın bir yoludur. Sınırda kişilik bozukluğu olan birinin dönüştükleri gururlu ve saldırgan yetişkinin yaralanmış, yalnız bir çocuktan başka bir şey olmadığını anlaması önemlidir. Öfkenin yaralarını iyileştirmeye yardımcı olmayacağını kabul etmeleri gerekir.
ŞİMDİ BU KONUDA NE YAPABİLİRSİNİZ?
Sınırda kişilik bozukluğundaki yıkıcı gururun nereden geldiğini anlamak ilk basamaktır. Bunu aşmak için çok çalışmanız gerekir. Neyse ki, yıkıcı gurur ile başa çıkarken size yardımcı olabilecek iyi bazı stratejiler bulunmaktadır. Hastanın tanıdıkları insanlardan mektup, mail ve mesajlar istemesi sık kullanılan bir taktiktir. Ancak herhangi bir mektup değil. Kişi bu insanlardan kendilerinin pozitif ve negatif özelliklerinin ne olduğunu söylemelerini istemelidir. Sürekli olarak kendini onaylama ihtiyacı olan bir insan diğer insanların kendisi ile ilgili düşündüklerini de aktif bir şekilde dinleyemez. Bundan dolayı, bu strateji kişiyi kendisine bazı sorular sormaya davet eder. Ana fikir hastanın mutlak ve katı fikirlerini sorgulayabilmesidir. Bu noktadan sonra diğer insanların fikirlerinin de geçerli olduğunu kabul etmeye başlayabilirler.
DEĞİŞİKLİK YAPMAK
Günlük hayatta ortaya çıkan beklenmedik durumlar da yıkıcı gurur üzerinde çalışmak için iyi birer fırsattır. Hedef, biri sizi eleştirdiğinde zihninizin ve vücudunuzun verdiği tepkilerin (örneğin gerilmek, saplantılı düşüncelere dalmak ya da kalp atışlarınızın hızlanması) farkına varmanızdır. Bir sonraki hedefiniz, tepki vermeden önce birkaç dakika beklemeyi öğrenmektir. Bunu da başardığınızda konuşmalarınıza agresif ya da gergin bir vücut dili ile başlamamayı hatırlamalısınız. Yüzünüzü esnek tutmalı, yumuşak bir şekilde gülümsemeli ve karşınızdaki insanı korkutmadan göz kontağını devam ettirmelisiniz. Ayrıca kollarınızı ve bacaklarınızı çok fazla hareket ettirmemek ya da çok hızlı konuşmamak da daha iyidir. Cümlelerinize “Bence/bana göre…” gibi ifadeler ile başlamayı deneyebilirsiniz. Ayrıca “Sana katılıyorum…” gibi şeyler söyleyerek ortak bir zemin bulmaya da çalışabilirsiniz. Uzak durmanız gereken şeyler sert ses tonları ve insanların sözünü kesmektir. Onlar ile aynı fikirde olmasanız bile asla insanları tamamen silmemelisiniz. Sınırda kişilik bozukluğunuz varsa ve gerçekten bir efor gösterirseniz insanlar ile etkileşimlerinizin ne kadar değişeceğini göreceksiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Uzm. Psk. Sibel Bilir Arşivi
SON YAZILAR