Yörük kızı Türk kültürüne sahip çıkıyor

Yörük kızı Türk kültürüne sahip çıkıyor
ABONE OL
Sultanhisar'da yaşayan ve yaylak kışlak kültürüyle yoğrulan Yörük kızı Mine Tosun, büyüklerinden öğrendiği Türk geleneği atçılığı kendi imkanlarıyla sürdürmeye çalışıyor.

(SİMGE ATA) Eyer üzerinde tek düze at koşturan ve ilçede tek kadın binici olarak bilinen Tosun'un hayali, bir kulüp kurarak rahvan at yarışı organizasyonuna önderlik etmek.
Mine Tosun. 27 yaşında güçlü mü güçlü bir Yörük kızı. Bu kültürle yetişen ve Yörüklüğün ayrılmaz bir parçası olan atlarla ayrı bir bağı var. O bağı Sultanhisar'da bilmeyen yok. Bu ilçeye yolunuz düşerse ve karşınızda atla yol yürüyen bir kadın görürseniz bilin ki o Mine'dir. Atla yolunuz düşerse demek isterdim ancak ilçe merkezinde bu konuda bir kulüp ya da dernek yok. İşte Mine Tosun'un hayali de bu. Mine'nin dikkat çeken yaşantısını ve hayallerini konuştuk. 

Mine Tosun kimdir?
Ailem yaylak kışlak kültürüyle yetişmiş. Kökş'ün Cumayanı köyünden buraya gelmişiz. Ben de böyle bir kültürün içinde büyüdüm. Pamukkale Üniversitesi Tarihi Öğretmenliği mezunuyum. KPSS'ye hazırlanıyorum. Bu süreçte de bir markette mağaza müdürü olarak görev alıyorum. Üniversite eğitimimin hayatımı şekillendirmekten büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Atçılığın yanı sıra Türk savunma sanatı olan Bagatur ile ilgileniyorum.

"SERÜVENİM 3 YAŞIMDA BAŞLADI"
Atlarla olan bağından bahseder misin? Mesela kaç yaşından beri at koşturuyorsun? 
At biniciliğinin Türk kültürünün en eski simgelerinden biri olduğunu biliyoruz. Aileden gelen bir kültür. Ananem de babaannem de biniyordu. Ben de onlardan görerek at binmeye heves ettim ve dedem bu konuda yardımcı oldu. Dedemin öğrettikleriyle ata binme serüvenim 3 yaşımda başladı. 

"AT TÜRK'ÜN KANADIDIR"
Hep dörtnala at binmek istemişimdir ama bugün tek başıma bile ata binemem. Sahi dörtnala at koşmak neler hissettiriyor?
24 yıl geride kaldı. Ata binmek benim için bir yaşam biçimi diyebilirim. 'Onsuz yaşayamam' dediğimiz şeylerden biri benim için at binmek. Bunlardan da öte artık benim için terapi gibi bir şey ve Kaşgarlı Mahmut'un da dediği gibi 'At Türk'ün kanadıdır'. 

"HER AT BİNİCİSİNİ SEÇER"
Atlarını kendin mi yetiştiriyorsun?
Genelde bindiğim atları kendim yetiştiriyorum. Daha sağlıklı bağlar kuruluyor ve bana alışması daha kolay oluyor. Her sözümü her hareketimi anlayabiliyor. Onun bana itaat etmesi, koşuya çıktığımızda, beraber bir yarışa katıldığımızda bütünleşmemiz daha kolay oluyor.

At yetiştirmenin incelikleri nelerdir? 
Atlar çok asil ve hisli havanlardır. Karşısındaki insanın onun için düşündüklerini hissedip, seçici olurlar. Her at binicisini seçer. Onlara yaklaşırken bazı konularda dikkatli olmak gerek. Çok hırçın değillerdir ama niyetinizi hissedecekleri için kötü niyetli bir yaklaşımda bulunmamak gerek. İyi niyetli bir yaklaşımda zaten sizi kabul edeceklerdir. At yetiştirmek çocuk yetiştirmekle eş değer gibi görülebilir. Çocuğa karşı gösterilen hassasiyet atlara karşı da gösterilmeli. Sert ve hırçın yaklaşımlar onu kaybetmenize sebep olabilir. Tanıyarak kibar bir şekilde yaklaşmak daha doğru olacaktır. Bu anlattıklarımın en somut örneği şu an dostluk bağı kurmayı başardığım Ateş'tir. Bu yıllar içinde de yaklaşık 10 tane at büyütmüşümdür.

TEPKİLERİ TAKDİRE DÖNÜŞTÜRDÜ
Bir kadın olarak atını alıp çıktığında ilçede tepkilerle karşılaşıyor musun?
İlk başlarda evet. Çok fazla tepkiyle karşılaştım. 'Kız çocuğu ata biner mi?' gibi söylemler hakimdi. Özellikle genç kızlık çağımda 'Gelinlik kız oldun. At üstünde ne işin var?' gibi tepkiler aldım. Son 5 yıldır tepkilerin takdire dönmeye başladığını gördüm. 'Aferin kızım, seninle gurur duyuyoruz' gibi söylemler yaygınlaştı. Bunda da inatçı olmamın etkisi olduğunu düşünüyorum.

Kendini yalnız hissettiğin oluyor mu? Kadınlar ne kadar bu kulvarda yer alıyor?
Yakın çevremde ata binen bir arkadaşım yok. Ama örnekleri yavaş yavaş çoğalmaya başladı. En son Ödemiş rahvan at yarışında kadınlara özel parkur açıldığını biliyorum. Orada sadece kadın jokeylerin at koşturduğunu biliyorum.

"BİR KULÜP KURMAYI DÜŞÜNÜYORUM"
Rahvan at yarışı demişken ilçe merkezimizde böyle bir organizasyon yapılmadığını biliyoruz. Sanırım diğer ilçelerdeki yarışlara katılıyorsundur.
Evet. Maalesef ilçemizde rahvan at yarışı düzenlenmiyor. Ben de yakın çevrelerdekilere katılmaya çalışıyorum. Daha önceleri şeref koşularında yerimi aldım. Dereceler de ettim. 

Peki bu konuda öncülük yapıp bu tür girişimlerde bulunmayı düşünüyor musun?
Aslında bunu uzun süredir planlıyorum. Bir kulüp kurmayı düşünüyorum. Özellikle kadın binicileri atçılığa özendirmeyi düşünüyorum. Çocuklara yönelik eğitim verilecek bir kulüp de yok. Önümüzdeki bir kaç yıl içerisinde bu düşünceleri girişimlerimle somutlaştırmak istiyorum. Tabi yerel yönetimlere de çok iş düşüyor. Kulüp kurabilirsek rahvan at yarışı  düzenlenmesi daha kolay olacaktır. Çocukların buna heves ettiğini biliyorum.

"ATA BİNMEK GENLERİMİZDE VAR"
Günümüzde bu Türk geleneğinin çok yaygın olmadığını görüyoruz. Spor olarak adı geçiyor ancak çağımız insanları spor için binicilik kulüplerini değil spor salonlarını tercih ediyor. Bunun yaygınlaşması için tavsiyen var mıdır?

Ne yazık ki öyle. Oysa ki ata binmek hem ruhen hem de bedenen insana iyi gelen bir spor. Fiziken bakıldığında ayak, kol ve karın kaslarını güçlendiriyor. Ruhen de terapi gibi görüyorum. Dünyanın en iyi psikologlarıyla yapılan terapiden daha iyi geleceğini düşünüyorum. Zaten genlerimizde olan bir kazanç. Çok yabancı olmadığımızı sadece bu duyguların ve yeteneklerimizin üzerini örttüğümüzü düşünüyorum. Bu farkındalık oluştuğunda gerisi gelecektir diye düşünüyorum. 
Mine konuştukça ben yine dörtnala at bindiğimi hayal ettim. Röportajımızın başında Kaşgarlı Mahmut'tan verdiği örnek de sohbetimizin sonunda hala aklımdaydı. Sahiden de at Türk'ün kanadıydı. Nice zaferlerin, özgürlüklerin kazanıldığı bu topraklarda atların da büyük payı vardı. Dilerim bu kültür sadece Sultanhisar'da değil Aydın'ın tüm ilçelerinde yaşatılır. Popüler kültürün esiri olan bizler, elimizi taşın altına koyarak kendimiz için olmasa da çocuklarımız ve onların geleceği için bu kültüre sahip çıkarız.

yoruk-kizi-turk-kulturune-sahip-cikiyor-ozel-110289-af7e97966088cd5817043c2e3b0cc4b6.jpegyoruk-kizi-turk-kulturune-sahip-cikiyor-ozel-110289-c3f21a2d724b6139a7cab127bcb7b4bb.jpegyoruk-kizi-turk-kulturune-sahip-cikiyor-ozel-110289-f6ea2ec39bc45d1da9c4f3a9b77c9081.jpeg


 

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.