Zehirli deniz canlılarına dikkat

Zehirli deniz canlılarına dikkat
ABONE OL
Efeler'de yaşayan Uzman Doktor Nurşen Durukan, yaz aylarında zehirli deniz canlılarından kaynaklı yaralanma vakalarına karşı uyarıda bulundu.

TUĞBA AYDIN - Yaz günlerinde denizde yaşayan canlıların ısırma ve sokmalarına bağlı alerji, yaralanma ve zehirlenmeler çok sık görülmesiyle bu tür durumlardan korunmanın nasıl mümkün olduğu soruları sorulmaya başlandı. Herhangi bir deniz canlısı sokması ya da teması sırasında neler yapılabileceğine ilişkin açıklamalarda bulunan Uzman Doktor Nurşen Durukan, bu tür durumlarda meydana gelen belirtilere ve ilk müdahaleye ilişkin tavsiyelerde bulundu. 


“ALERJİK VAKALARA NEDEN OLURLAR”

Deniz canlılarının savunma mekanizmaları sırasında gösterdikleri reaksiyonun kişilerde alerji gibi rahatsızlıklara sebep olabildiğini belirten Durukan; “Zehirli deniz hayvanlarının çoğu; ya diplerde bir yere bağlı olarak ya da yavaş yavaş hareket ederek yaşarlar. Deniz yaralanmaların çoğu farkına varılmadan üstlerine basılması ile veya temas yoluyla olur. Belirtiler ve bulgular ısıran hayvanın özelliğine göre değişir. Vatoz, trakunya, iskorpit gibi çarpan balıklar daha çok balıkçı ve dalgıçlarda yaralanma ve zehirlenmelere, bazı denizanaları ise yüzen kişileri çarparak alerjik vakalara neden olurlar” dedi.


“ALERJİK REAKSİYONLARI TETİKLER”

Özellikle kayalıklı alanlarda bulunan denizanalarına karşı uyaran Durukan; “Denizanalarının gövde kenar ve uzantılarında bulunan dokungaçlar avlanmada kullandıkları bazı toksik maddeler içerir. Bu dokungaçlar temas ile kolayca patlayan baloncuklar şeklindedir ve ciltte toksik maddelerin teması ile alerjik reaksiyonları tetikler. Hastaların çoğunda dokunaçların ayrılmasından sonra şiddetli ağrı vardır. Dokunaçların izleri kahverengi mor görülür.  En sık başvuru şikayeti temas bölgesinde ağrılı, kızarıklık ve kabarıklıklardır. Lezyonlar dakikalar içerisinde sonlanabilir. Progresyon gösterir ise veziküler hemorajik, nekrotizan lezyonlara dönebilir” ifadelerini kullandı.  


“DENİZSUYU İLE NAZİKÇE YIKANMALIDIR”  

Böyle bir durumla karşılaşıldığında neler yapılması gerektiğine ilişkin bilgi veren Durukan şu ifadelere yer verdi; “Yaralının, kan akım hızının artışının önlenmesi açısından sakin ve hareketsiz olması son derece önemlidir. Toksin salınımını tetikleyebileceği için tatlı su kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır. Denizanası ile temas etmiş vücut bölgesi, denizsuyu ile ovalamadan nazikçe yıkanmalıdır. Deniz suyunun acil müdahalelerdeki yararı ve ağrıyı azaltmadaki etkinliği kanıtlanmıştır. Toksin salınımını arttırdığını gösterdiğinden, bölgenin bandajlamasından kaçınılmalıdır” dedi.


“ETİL ALKOL VE METİL ALKOL KULLANILMAMALIDIR”

42-45 derece sıcak su uygulamasının, toksin salınımını önlemede ve oluşan ağrıyı hafifletmede buz kompresyonuna göre daha fazla fayda sağlayabildiği bildirildiğini ifade eden Durukan; “Yine etil alkol ve metil alkol, toksin salınımını büyük oranda arttıracağından kesinlikle kullanılmamalıdır. Eğer bulunabiliyorsa 5 dakika boyunca soda (kabartma tozu, sodyum bikarbonat)-deniz suyu kombinasyonu (yüzde 50 NaHCO3 ve yüzde 50 deniz suyu karışımı) kullanılabilir, oluşan ağrı, acı, yanma ve kaşınmayı azaltacak ağızdan veya lokal bazı ilaçların kullanılması gerekir” diye konuştu.


“DENİZKESTANESİ ENFEKSİYONA NEDEN OLABİLİR”

Zehirli deniz canlıları ile temas sonrasında ortaya çıkan belirtilere ilişkin bilgi veren Durukan, vakit kaybetmeden bir sağlık kuruluşuna gidilmesi gerektiğini dile getirdi. Durukan; “Denizanası ile yoğun temas neticesinde bulantı, kusma, ateş, halsizlik gibi sistemik belirtiler de görülebilir ki bu durumda mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna gitmek gerekir. Denize girilen bölgede denizanalarının varlığını kontrol etmek basit ama işe yarar bir yöntemdir. Denizkestanelerinin dikenleri battığında cilt içinde kırılabilir. Birkaç gün süren ağrılı lezyonlara neden olabilir. Kaynar olmayan suya konulup ağrı hafifleyene kadar 30 dakika beklenmelidir. Dikenler temiz bir cımbızla çıkarılmalıdır. Temizlenemezse o bölgelerde enfeksiyon gelişebilir. Mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır” dedi.


“TATİLİNİZ KABUSA DÖNÜŞEBİLİR”

Denizde bulunan diğer zehirli ve tehlikeli deniz canlılarına değinen Durukan; “Çarpan balık olarak trakon, lipsoz, iskorbit, vatoz gibi çeşitli balıklar bulunur. Bu balıklar baş, kuyruk veya yüzgeç bölgelerinde toksik maddeler içeren iğneler taşır. İğnenin batması ile derinin o bölgesinde saniyeler içinde başlayan ve günlerce süren şiddetli ağrı, kızarıklık, şişlik, sıcaklık, kaşıntı şeklinde bir reaksiyon oluşur. Ağrı kesici ve alerji tedavisinde kullanılan ilaçlar hafif reaksiyonları kontrol altına alırken şiddetli reaksiyon durumunda mutlaka hekime gidilmesi gerekir. Denizanaları, çarpan balık türleri ile temas sonrasında oluşabilecek alerjilere karşı önlem alınmadığında, deniz canlıları tatilinize kabusa dönüştürebilir” diyerek tatile giden vatandaşları zehirli deniz canlılarına karşı uyardı. 

zehirli-deniz-canlilarina-dikkat-224946-4b0d0c7cc049f8edf055b171a59ff80b.jpeg

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.