Soruyorum siz değerlilere: Avcılık, toplayıcılık, mağara hayatı, vahşi hayat, korkunç doğal felaketlerden korkmanın artık lüzumsuz olduğu bu çağda zihnen güçlenmeye ihtiyaç var mı? Elbette var çünkü 21. yüzyılın bir musibet var ki çağın tüm fertlerine musallat olmuş: Dopamin. Evet, gün içinde çok yersiz ve anlamsız bir şekilde dopamine maruz kalıyoruz. Belli bir eşikten sonra kesilen ya da yetmez olan dopamin, iradenin yıkımına çanak tutuyor. Böyle bir duruma karşı yapılacaklar arasında zihnî gücün farkındalığı ve gelişimi, işte tam da bu musibet karşısında önem arz ediyor.

ABD bünyesinde deniz komandosu olarak bilinen bir birim var: Navy SEALs. Hem bedenen hem de zihnen çok güçlü olmaları istenen deniz komandoları, kendilerinden feragat ederek tüm motivasyonları ile eğitime odaklanırlar. Böyle ağır ve zorlu şartlarda komando olmayı başaran adaylar, zihnen güçlü olabilmek için de bazı eğitimler alır. Zihnî gücün hayatımızdaki yerini anlamak ve iyice içselleştirmek için ABD donanmasına dâhil olan bu özel kuvvetlerin uyguladığı stratejilerden bahsedeceğim. Sadece 6 adımda Navy SEALs gibi zihnen güçlü olmak ister misin?

Zihinsel gücümüzü geliştirmek adına yapılması gereken ilk adım, fili yemek ile başlar. Evet, bir fili tek seferde mideye atmak ne bizim ne de aslanın harcıdır. Yapılması gereken fili, tek seferlik küçük lokmalara göre ayırmaktır değil mi? Tıpkı fil örneğinde olduğu gibi sorunlar, ne kadar büyük olursa olsun bütünü görmeden ufak adımlarla sorunun tamamının çözümünü zamana yaymak, en ideal olanadır. Böylece sorunlar karşısında daha güçlü kalabilmek mümkün olacaktır.

Geldik ikinci adıma: Başarıyı zihnen hayal etmek, görselleştirmek. Arzu, gaye, murat, emel ya da benim tabirimle "kızıl elma" adı her ne ise onu zihninizde başarmış bir halde, ona ulaşmış bir vaziyette kendimizi düşünmek zorundayız. Ancak bu şekilde Navy SEALs komandoları gibi güçlü bir zihne sahip oluruz.

Üçüncü adım, basit ama sabırlı olmayı gerektirir: Duygusal kontrol. Duygularına hele de anlık değişen duygularına hâkim olmak, deniz komandolarından en çok beklenen yetkinliktir. Bunu başarmak için Navy SEALs komandoları şu taktiği kullanır: 4'te 4'e 4. Nedir bu? Anlık olarak baskı ve taciz altında toplam 4 dakika boyunca 4 saniyelik nefes alış ve 4 saniyelik nefes veriş egzersizini uygulamak. Duygusal kontrol çok önem arz eder çünkü karar mekanizmasından geçmeden verilen tepkiler, ayağa sıkılan kurşundan farksızdır.

Gelelim dördünce adıma: Sıfır tepki. Evet, tepkisiz kalmak, zihnî gücün göstergesidir. Peki, tepkisizlikten kasıt ve medet ne? Şöyle ki, hâlihazırda karşımıza çıkan bir problemi tam bir bukalemun gibi göğüslemeliyiz. Bizim dışımızdaki dünyada olan biten ne varsa hepsine hâkim olamayız. Bu gerçekle tepkisizlik stratejisi ile meydana çıkan sorunu layığınca okuyabilir ve zihnen güçlü olduğumuz için de yorumumuzu daha sağlıklı yapabiliriz. Bedenî refleksler bizi biz yapan bir husus olsa da zihnî reflekslerimizi törpülemek, hayatta kazanacağımız en mühim yetilerden biri olacaktır.


Biraz uhrevî yanı olsa da beşinci adım şu: Küçük zaferleri küçümseme. Aynen öyle; minik ama haz verici, küçük belki ama söz sahibi hususları görebilmeli ve şükran duymalıyız. Zihnî güce sahip olmak yolunda belki de en önemli adım olan bu farkındalık ile zaferin küçük, orta ya da büyük boyunun olmadığını göreceğiz. Bir örnekle açıklarsak; arzuladığınız terfi, tüm çabalarınıza rağmen size layık görülmüyor olabilir ve bu zihnen de yorucudur. Terfiye layık görülmemenize odaklanmak yerine terfi yolunda sarf ettiğimiz emeği görmek, bize çok şey katacaktır.

Ve evet... İşte, altınca adım: Takım olabilmek ya da dâhil olabileceğimiz en uygun takım içinde olmak. Her birimiz, birçok yönüyle diğer tüm insanlardan ayrılarak biriciklik özelliğine sahip olsa da mevcut potansiyelimizi ortaya çıkarıp bizi geliştirecek bir takıma sahip olmayı hangimiz istemez? Ailemizi, akrabalarımızı hatta adımızı bile hür irademizle seçemesek de dâhil olduğumuz sosyal ya da mesleki grubu seçebilmeliyiz. Bizden, bizim gibi bir takım, zihinsel olarak güçlenme yolunda önem arz eder. Çok ama çok sevdiğim bir söz ile bu adımı noktalamak istiyorum: " Bir fert, en çok zaman ayırdığı 5 kişide var olan potansiyelin ortalamasına sahiptir."