Halihazırda Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 15’ten fazla, ilçe belediye başkanlıkları içinse 60’a yakın adayın yarışacağı yerel seçimlere sayılı zaman kala irili ufaklı türlü proje ve vaatleri yavaş yavaş görmeye başladık.

Gelinen noktada lokma ve pilav hayırlarında arzı endam eden adaylar azalsa da proje ve vaat duymaya başlanılması açıkçası seçmen nezdinde kısmen de olsa bir heyecan uyandırdı diyebiliriz ama yeterli değil!

Zira son yıllarda yaşanan gelişmeler ve değişimler, kentin önünde hem fırsatlar hem de zorluklarla dolu bir sürece işaret ediyor. Özellikle, yerel seçimlerin yaklaşmasıyla birlikte, Aydın'ın geleceğini şekillendirecek olan yeni bir döneme de giriyoruz.

Yerel seçimlere sayılı zaman kala, şehrin çeşitli sorunları ve potansiyelleri gündemimizi meşgul ederken, bu seçim döneminde de sıkça duyacağımız vaatler ve sloganlar, Aydın'ın gerçek ihtiyaçlarına ne kadar cevap verebiliyor, işte burada da türlü soru işaretleri de beliriyor.

Aydın’daki mevcut ilçe belediyelerin kimilerinin Osmanlı Devleti dönemi kimilerininse Cumhuriyetin ilk dönemlerinde kuruldukları günlerden bugüne gelinen noktadaki tüm performansını esaslıca irdelediğimizde elbette iz bırakılan, eser siyasetinin vücut bulduğu süreçler elbette yok değil; Ancak 21. Yüzyıl’da ‘Yapay Zeka Çağı’nın başladığının konuşulduğu bu dönemde halen birer imar faciası olan ilçelerden tutun, günden güne göç veren, alt ve üst yapı eksiklikleri doğrudan doğruya göze çarpan, bir köy görünümünden sıyrılmayan, kısır ve sığ kasaba siyasetinin ön planda tutulması nedeniyle ihmal edilen ilçelerimizin acıklı durumu da öylece ortada.

Her seçim döneminde başkan adaylarının vaatlerini süsleyen sloganik söylemlere baktığımızda, kalkınacak, büyüyecek, kabuğunu kıracak, altın çağa ulaşacak, çağ atlayacak, değişimin mührü vurulacak, kanatlandırılıp uçurulacak bir Aydın için bana sorarsanız türlü olumsuzluklara rağmen yine de geç kalındığını söyleyemeyiz.

Netice itibariyle de Aydın’ın kurumsal ölçekte ‘Büyükşehir Belediyesi’ olarak Buharkent’ten Didim’e kadar geniş bir hinterlandı kapsayan alanda etkin ve koordineli bir hizmet ağını tam olarak sağlayabilmesi ‘Büyükşehir Yasası’ ile birden bire tüzel varlığı değiştirilen diğer illerde olduğu gibi tam olarak mümkün olmasa da ilçelerinin de ciddi anlamda kronik sorunlarının çözüme kavuşması adına esaslı projelere ihtiyaç duyulduğu da aşikar.

Aydın’ın değişmesi için de bu anlamda bakıldığında yeni seçilecek belediye başkanlarının radikal ve yenilikçi adımlar atmaları ilimizin yarınları adına da hayati bir önem arzediyor.

Bunların yanında şunu da söylemek isterim ki; ‘Belediye Başkanı’ olmanın doğrudan bir eğitimi yok. Bu nedenle daha önce de söyledim ve bu kez tekrardan yineliyorum; Yeni seçilen başkanlar bence 6 ay kendi kendilerini belli bir disiplin içerisinde eğitime de tabi tutulmalıdır. Ancak bu eğitimin sadece teorik bilgiyle sınırlı kalmaması gerekir. Pratik uygulamalarla desteklenerek, gerçek belediyecilik sorunlarına dair saha çalışmalarını da yerinde içermelidir.

Örneğin bir belediye başkanı aynı zamanda çok iyi bir iletişimci olmak zorundadır. Kent planlamasından kısmen de olsa anlamalıdır. Bahsettiğim eğitim kapsamında dünya genelindeki belediyecilik örneklerinden feyz alarak kendisini de geliştirmelidir.

Peki, Aydın’da yeni seçilecek bir belediye başkanı ilk olarak nereden başlamalı? İşte bu sorunun cevabı, kentin en önemli sorunlarına odaklanmak ve çözüm yolları geliştirmekten geçiyor. Öncelikle, alt yapı ve üst yapı eksikliklerinin tespit edilmesi ve bu eksikliklerin giderilmesi için somut adımlar atılmalıdır. Ayrıca, kentin trafik sorunları, çevre kirliliği gibi konular da öncelikli olarak ele alınmalı ve çözüm yolları bulunmalıdır.

Ancak, sadece fiziki sorunlara odaklanmak yeterli değil. Kentin sosyal ve ekonomik açıdan da gelişmesi için projeler geliştirilmeli ve hayata geçirilmelidir. Eğitim, sağlık, kültür ve turizm gibi alanlarda yapılacak yatırımlar, Aydın'ın kalkınmasına büyük katkı sağlayacaktır.

Sonuç olarak, Aydın'ın geleceğini şekillendirecek olan yeni belediye başkanlarının, kentin potansiyellerini en iyi şekilde değerlendirmeleri ve çözüm odaklı projelere odaklanmaları gerekiyor. Ancak bu şekilde, Aydın'ı altın çağlarına ulaştırabilir ve ilimizin her alanında gelişmeyi sağlayabiliriz.

Seçimler gelip geçecek, önemli olan seçimden sonraki süreçte, “Batık bir belediye devraldık”, “Belediyeyi borç içinde bırakmışlar” gibi kendisinden önceki yönetimlere türlü eleştirilerle vaktini harcayacak belediye başkanları yerine işi yapacak dirayetli, vizyoner ve ufku geniş başkanların derhal kolları sıvayıp Aydın’ın yarınlarına sahip çıkmalarıdır.

Yıllardır sahipsiz olduğundan dem vurulan Aydın, ancak yarınlarının daha aydınlık olması ideali doğrultusunda esaslıca ele alınırsa kabuğunu kırabilecek ve eğer kader çizgisinde de varsa yalnızca bu sayede yepyeni bir başlangıca adım atabilecektir.