İletişim için kullandığımız sözlü olmayan ifadelere beden dili diyoruz. Uzmanlara göre, günlük iletişimimizin büyük bir çoğunluğunu beden dili oluşturur. Yüz ifadelerimizden tutun da vücudumuzun duruş şekline kadar tüm bu sessiz iletişim araçları günlük iletişimimizin yüzde 60 ila 65’i gibi büyük bir parçasını oluşturur. Beden dili tabi ki de tek başına pek bir anlam ifade etmeyebilir. Önemli olan sözlü ve sessiz iletişimin beraber doğru bir şekilde yorumlanmasıdır. “Beden dili doğruyu söyler. Söylenen söz, bilgi ve gerçekleri iletse de -bunların tamamı doğru olmayabilir- bedeninizin hareketleri, jestler ve yüz ifadeleriniz asla yalan söylemez.” Elizabeth Kuhnke. Gülümsemek bile her ne kadar pozitif bir yüz ifadesi olsa da kişinin içinde bulunduğu duruma göre mutluluk, alay ya da kınama anlamına da gelebilmektedir. Beden dilini daha iyi anlayabilmek iletişim becerilerimizi güçlendirir ve bize karşımızdaki insanın duygu durumunu anlamamıza yardımcı olur.
YÜZ İFADELERİ
Bir yüz ifadesi ile onlarca duygu ve düşünceyi ifade edebilmek mümkündür. Örneğin gülümseme onay ve mutluluğu temsil ederken, kaş çatma ise onaylamama ve mutsuzluk belirtisidir. Bazen sadece yüz ifadelerimizin yardımıyla gerçek duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakine yansıtabiliriz. Her ne kadar mutlu olduğumuzu söylesek de suratımızda hoşnutsuz ve somurtkan bir ifade varsa bu durum karşımızdakine mutsuz olduğumuzu düşündürür. Sadece yüzümüzü kullanarak karşımızdakine aktarabildiğimiz duygular şunlardır: mutluluk, üzüntü, öfke, şaşırma, tiksinti, korku, şaşkınlık, heyecan, tutku, küçümseme. Yüz ifadeleri tüm dünya üzerinde aynı anlama gelen evrensel iletişim şekilleridir. İnsanlar tarafından zekamızın algılanma seviyesi bile yüz ifadelerimizden etkilenir. Gülümseyen ve mutlu bir yüz ifadesine sahip olan kişilerin asık suratlı kişilere göre daha zeki göründükleri araştırmalarla kanıtlanmıştır.
GÖZLER VE AĞIZLAR
Gözler ruhumuza açılan kapılardır. Kişilerin bakışlarından ve göz hareketlerinden içinde bulundukları ruh halleri ve hisleri anlaşılır. Eğer karşınızdaki konuşurken ya da sizi dinlerken sizinle göz teması yapıyor ve direkt olarak size bakıyorsa size odaklanmış ve söylediklerinizi dikkatle dinliyor demektir. Fakat çok uzun süren kesintisiz bakış bazen tehditkar görünebilir. Öte yandan, sık sık göz temasını kesmek ve konuşurken uzaklara bakmak kişinin sizi dinlemediği, size dikkatini vermediği, huzursuz olduğu ya da yalan söylediğini gösterebilir. Göz kırpıştırmak ve dudaklarımızın şekli de yine sessiz iletişimin bir başka şeklidir. Kişi eğer çok sık gözlerini kırpıyorsa rahatsız ve stres altında olduğu anlamına gelir. Alt dudağını ısıran birini gördüğünüzde onun endişeli, korkmuş ya da kendine güvensiz olduğunu düşünebilirsiniz. Dudaklarımızı bükmek genellikle tiksinti, onaylamama ve güvensizlik manasına gelir. Dudakların aşağıya sarkıtılması üzüntü, reddetme ve pişmanlık manasına gelebilmektedir.
KOLLAR VE BACAKLAR
Kollarımız ve bacaklarımızın duruş şekli de sözsüz iletişimin bir parçasıdır. Kollarımızı kavuşturmak kişilerin savunmacı ya da iletişime kapalı olduğu anlamına gelebilmektedir. Ellerin belde olması saldırgan ya da kontrolcü bir ruh halinin belirtisi olabilmektedir. Ellerin arkada kavuşturulması kişinin sıkılmış, endişeli ya da kızgın olabileceğini gösterir. Parmak uçlarının masaya vurulması ya da el/bacak sallamak kişinin sıkılmış, sabırsız, kızmış ya da heyecanlı olduğunu gösterebilir. Kişilerin oturuş şekilleri de iletişimin niteliği hakkında bilgi verebilmektedir. Dik bir oturuş şekli kişilerin karşısındakine dikkatini verdiği anlamına gelirken kambur bir oturuş ise kişilerin sıkılmış ya da umursamaz olduğu anlamına gelebilir.