Sevgili Hedef okurları, Sizlere kucak dolusu selamlarımı iletiyorum.

***

Daha önce de bahsettiğim gibi sorularınız olursa bana mail adresimden ya da yazılarımın altına yorum bırakarak ulaşabilirsiniz. Yazıma başlamadan önce geçen haftaki yazıma gelen bir kaç soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum.

***
1-Diş çürüklerimin olması çocuğumun da ağız sağlığını etkiler mi?
Çocuklar doğduğu zaman çürük yapıcı mikroorganizmalardan yoksun , steril doğarlar. Annenin veya bakıcının geleneksel ancak yanlış alışkanlıkları nedeni ile bu mikroplar çocuğa kolayca iletilebilmektedir.

***
Bunu yanı sıra ; yaygın biçimde görülen, çok hızlı ilerleyen ve çocukların ileri yaşlarda da ağız ve diş sağlığını tehdit eden “erken çocukluk çağı çürükleri”, bazen bebeğe gösterilen sevginin yol açtığı yanlış davranışlar nedeniyle de gelişebiliyor. Kaşığı ya da emziği temizleme amacıyla ağzınıza götürmemelisiniz. Çürük gelişiminde aktif rol oynayan mikroorganizmaların en önemli kaynağının, dişinde çürük olan anneler ya da bakıcılar ve beslenme kaşığı ya da emziği temizleme amacıyla ağızlarına götürmeleri ya da bebeği dudaktan öpme, enfekte olmuş tükürüğün dikey geçişi yoluyla, çürüğün bulaşmasına yol açıyor.

***
Gelelim bu haftaki konumuza. Geçen haftaki konumuza ilave olarak bebek beslenmesi ve bunun ağız sağlığı üzerindeki etkilerinden söz edeceğiz.

***
Çocukluk çağındaki beslenme yetersizliği ve/veya dengesizliği çeşitli sağlık sorunlarıyla birlikte ağız ve diş sağlıkları üzerinde de oldukça büyük problemlere neden olabilmektedir. Özellikle tek tip beslenme, poğaça, çikolata, börek, tatlı bisküvi ve yanında gazlı içecekler ve hazır meyve suları gibi besinler, çocuğun gelişimine hiçbir yarar sağlamadığı gibi hem obezite dediğimiz şişmanlık hastalığına zemin hazırlamakta hem de içerdikleri yüksek şeker oranı nedeniyle ağız ve diş sağlığını da olumsuz yönde etkilemektedir.

***
Çocukların her öğünde almaları gereken besinleri düzenli ve yeteri miktarda almaları ağız ve diş sağlığı açısından da büyük önem taşır.

***
Örneğin kahvaltıda yumurta, süt, peynir gibi hem besin değeri yüksek olan hem de diş gelişiminde ve dişlerin çürükten korunmasında önemli rol oynayan besinlere yer verilmelidir.

***
Özellikle peynirin yemek sırasında asidik olan ağız ortamını bazik hale getirmede ve dişlerin temizlenmesinde önemli bir rolü vardır. Bu nedenle kahvaltı sonrasında dişlerin fırçalanamadığı durumlarda en son peynir yenilmesinin diş çürüğünden korunmadaki etkisi büyüktür.

***
Ana öğünlerde; fast food tarzı beslenmenin yine ağız ve diş sağlığı üzerinde olumsuz etkileri büyüktür. Bu nedenle bu tür yiyeceklerin ve bunların yanı sıra kolalı içeceklerin tüketiminin kısıtlanması gerekir.

***
Ağız ve diş sağlığının devamlılığı açısından lahana, brokoli, karnabahar, semizotu gibi yeşil yapraklı sebzelerle, dönüşümlü olarak balık, tavuk, et gibi yiyecekleri tüketmek gerekir.

***
Şekersiz sakız çiğnetilerek ağızda tükürük akışının sağlanması ile çürüme bir miktar azaltılabilir. Atıştırmalık olarak kuruyemiş, kuru meyve tercih edilebilir. Atıştırma sıklığı azaltılabilir.

***
Günümüzde yetişen çocuklarda ve genç erişkinlerde diş çürüğü görülme oranı her geçen gün artmaya devam ediyor. Yapılan araştırmalar, bu durumun nedenlerinin başında çocukların ağız-diş hijyen alışkanlıkları ile beslenme alışkanlıklarındaki hataların geldiğini gösterir. Bu sebep ile birçok sayıda diş çürüğü olan bireylerde diş tedavilerinin yanı sıra mutlaka bireyin beslenme alışkanlıkları da araştırılmalıdır.

***
Düzenli hekim kontrolü, çocuğun hekim ile ilişkisinden kaynaklanan bilinçlenme, diş fırçalama alışkanlığının kazandırılması çocuğun ileriki yaşlarda rahat etmesini sağlayacaktır. 6-8 ayda ilk süt dişleri sürmeye başlar. Süt dişlerinin sürmesi ile birlikte temizlik işlemi de başlar.

***
Bebek 6-8 aylıkken, (yani ilk dişler ağızda göründüğünde) temizleme işlemi başlamalıdır. Sabah kahvaltısı sonrası ve gece yatmadan önce dişleri (en azından çiğneme yüzeylerini) temiz bir tülbent ya da gazlı bezi ıslatarak silmek, temizlemek yerinde olur. Diş fırçası kullanımına ise çocuğun arka dişlerinin çıkmasından sonra (ortalama 2,5 - 3 yaşında ) başlanması uygundur.

***
Okul öncesi çocuklarda diş fırçalama için bir teknik uygulatmak çok zordur. Bu yaşlarda önemli olan, çocuğa diş fırçalama alışkanlığı kazandırmaktır. Çocuklar diş fırçalarken çoğu zaman dişlerin görünen ya da kolay ulaşılan yüzlerini fırçalar. Oysa çürüklerin önlenmesi için dişlerin ara yüzleri ve çiğneyici yüzeylerini çok daha iyi temizlemek gerekir.

***
Bu nedenle fırçalamadan sonra anne-babanın kontrolü iyi olur. Diş fırçalamayı öğretmenin en kolay yolu anne-baba olarak ona örnek olmaktadır. Ev içinde büyüklerin diş fırçalamasını izleyen çocuk, bu alışkanlığı daha kolay kazanır.

***
Anormal bir durum yok ise ilk diş hekiminin muayenesi 2 yaşına kadar bir kere yapılmalıdır. Daha sonra kontroller düzenli olarak 6 ayda bir yapılır. Çocukların diş hekiminden korkmalarında en büyük etken anne, baba ve yakın çevredeki insanların diş hekimi hakkında konuşmaları, korkuları ve kötü hatıralarıdır.

***

Özellikle diş hekimi korkusunu arttıracak korkutmalar, tehditler çocukların korkularının yerleşmesine sebep olur. Böyle bir durumda çocuk daha önce hiç diş hekimine gitmemiş olsa bile diş hekimi korkusunu anne ve babasından öğrenebilir.

***
Ağrısının giderildiğini, tedaviden sonra mutlu olduğunu söyleyen anne-baba, çocuğa çok daha olumlu bir mesaj vermiş olur. Aynı zamanda tedavi aşamasında diş hekimi ile kurulan iyi diyalog çocuğun diş hekimine alışmasına yardımcı olur. Böylece çocuk, diş hekimi ziyaretlerinin normal ve düzenli olması gerektiğini öğrenir. Böyle yetişen bir çocuğun hayatı boyunca zaten dişleriyle sorunu olmayacaktır.
Sağlıklı günler dilerim.

***

DİĞER YAZILARI