Birkaç gündür cennet ülkemizin her yerinde yangınlar ciğerimizi ve milyonlarca canlının yaşam alanını canlarıyla birlikte yok etti. Kuracağımız hiçbir cümle yaşanan bu elim olayın acısını dile getirmeye yetmeyecek. Hiçbir söz acıyı alıp götüremeyecek ancak bundan sonrası için yapmamız gerekenleri ortak akılla planlamak bir daha böyle bir olay karşısında nasıl ve ne yapmamız gerektiğini, atılması elzem olan en doğru adımları konuşmamız birinci önceliğimiz olmalı.

Milyonlarca can yitip gitti birçok insan mağdur oldu en acı vericisiyse ormanların dilsiz sakinlerinin çektiği acılar. O kadar hazin bir durum ki yüreğinde birazcık vicdan bulunan her canlı bu korkunç durum sonucunda acı çeker. Ben de birkaç gündür yaşanan bu olaylardan dolayı acı içindeyim. Yaralarımızı sarmak için çalışmalara başlamak tabi ki bundan sonrası için atmamız gereken bir adım lakin bilgi kirliliği ve sorumsuzca atılan adımlar yarayı iyileştirmek yerine uzvun kaybedilmesine neden olabilir. Bu yüzden yanan bölgelerde hemen ağaçlandırma işlemi için kampanya başlatmak yerine alanların kesinlikle imara açılmasına izin vermeden, doğanın kendisini toparlamasına olanak vermeliyiz. Ormanlar milyonlarca yıldır yangınlara karşı kendilerini savunacak mekanizmalar geliştirmişlerdir.
Bir ormanda yangın sonrasında toprağın dibinde bulunan kökler ve hazır halde bulunan tohumlar dumanlar sonucunda uyarılır ve orman yeniden canlanmaya başlar. Bu yüzden hemen ağaçlandırma kampanyaları yerine ormana kendini yeniden geliştirmesi için zaman tanımalıyız. Aksi takdirde orman ekosistemine bulunulan yanlış müdahaleler geri dönülmez zararlara neden olabilir. Onun yerine ağaçlandırmaların eksik olduğu yerlerde fidan dikimi yapılabilir. Bu fidanlar da hemen tutuşacak cinslerden olan çam ağaçları yerine meyve veren zeytin gibi ağaçlar olmalıdır.
Tabi ki en önemli nokta yanan alanların kesinlikle imara açılmaması. Zaten sınırlı olan doğamıza bu kötülüğün yapılmasına izin vermeyelim. Lütfen birlikte yaşadığımız doğaya daha fazla kötülük yapılmasına izin vermeyelim.