Google amca bugün çok ağır ağır atıyordu adımlarını. Gelmesi uzun zaman almıştı. Kayıp mı oldu dersen mümkün değildi. Çünkü o kaybolan değil, kaybettiğin yolları bulman için sana yol gösterendi. Tabii bu hali yeterince dikkat çekiciydi. Özellikle de yeğeninin dikkatini çekti. Ee ne de olsa yıllardır bir arada yaşıyorlardı. Öyle ki yataklarını bile ayırmamışlardı. Amcasına kollarını sararak, amcasının masallarını dinleyerek uyurdu yeğeni. Çoğu zaman gözleri kapanırken onun karşısında, uyumamak için direnirdi. İyi de şimdi ne oluyordu? Evet Google amcanın yaşı vardı ölemezdi o. Ölümsüz değil miydi? Sonsuza kadar yaşayacak olan, hiçbir zaman ölmeyecek diye anlatmamış mıydı bu kelimeyi ona? O yok olursa, gitmesi gereken okulu kim tanıtacaktı? Kim tembihleyecekti yatırımını nereye yapması gerektiğini? Kim öğrenmek istediği soruların cevabını verebilirdi ki ona Google amca olmazsa. Onu hiç kırmamıştı, ne sorduysa kısa sürede cevabını vermemiş miydi? Öğrenmek istediği soruların cevabını ona kim verebilirdi ki Google amca olmasa. Konu fark etmeksizin bilimsel, teorik, uygulamalı istediği bütün bilgilere sahip olmuştu sayesinde. O en çok özlenilen, bağlanılan olmamış mıydı birçok kimse tarafından. İnsanoğlu gittiği her şehirde onu aramamış mıydı? Şüphesiz bunca emeğine karşılık, kocaman bir pasta alarak "uzun yıllarımız olsun bir arada" sesleri ile kutlanmalıydı 4 Eylül tarihinde yaş günü.