Sevgili Hedef okurları,
Sizlere kucak dolusu selamlarımı iletiyorum. Daha önce de bahsettiğim gibi sorularınız olursa bana mail adresimden ya da yazılarımın altına yorum bırakarak ulaşabilirsiniz. Yazıma başlamadan önce geçen haftaki yazıma gelen bir kaç soruyu sizlerle paylaşmak istiyorum.
1-Plak tedavisi herkese uygulanabilir mi?
Plak tedavisi yaş grubu olarak belli bir kıstas içermemektedir. Her yaş grubunda ve erişkinlerde rahatlıkla kullanılabilen bir tedavidir. Lakin mevcut diş çapraşıklığı, diş eksikliği, tedavi gerekliliği, yöntemi ve süreci bir diş hekimi tarafından karar verilmesi gereken bir durumdur. Eğer diş pozisyonlarından dolayı rahatsızlığınız veya estetik kaygınız bulunuyorsa mutlaka hekiminize danışmanızı öneririm.
2-Şeffaf plak tedavisinde diş çürüğü daha mı az oluyor?
Öncelikle iyi bir ağız bakımınız olduğu sürece telli ortodontik tedavide çürük oluşumu ve dişeti sağlığının bozulması pek de söz konusu olamaz. Lakin plak tedavisinin en önemli avantajlarından biri tüm dişlerin yüzeyine sabitlenen plak tutucu bir materyal olmadığı için daha rahat temizlenebilir alan sağlamasıdır. Yani asıl çürük oluşmama başarısı yine sizin etkin ve doğru ağız bakımı yapmanızdan geçer.
Gelelim bu haftaki konumuza. Bu hafta gebelik ve bu dönemdeki diş sağlığı, ağız bakımı ve diş hekimi kontrollerinden bahsedeceğim.
Vücudun fizyolojik ve psikolojik yönden pek çok değişikliğe uğradığı hamilelik döneminde; hormonal etkiler sonucunda, ağız ve diş sağlığı iyi bakım yapılmadığı takdirde olumsuz etkilenmektedir. Mide bulantıları ve kusmalar ağız içinde asit salgısını artırarak dişlerin yüzeyinde aşınmalara devamında da dişin sert dokularının bakterilerin salgıladığı asitlerle yumuşatması sonucu çürüklere yol açmaktadır.
Annenin sık aralıklarla şekerli gıda tüketme alışkanlığı ve diş eti kanamaları nedeniyle diş fırçalanmaması ağız bakımının aksamasına ve bunu takiben diş eti enfeksiyonu ve çürük riskinin artmasına sebep olmaktadır.
Hamilelik döneminde en çok östrojen ve progesteron hormonlarındaki dengenin bozulmasına bağlı olarak dişetlerinde hamilelik gingivitisi adı verilen dişeti hastalığı görülmektedir. Hamileliğin erken safhalarında diş etlerinde şişlikler, kızarıklıklar gözlenebilir. Bu şekildeki diş eti oldukça hassastır ve kolay kanar. Hamilelik gingivitisi genellikle hamileliğin 2. ayında başlayıp 8. ayında en üst seviyeye çıkar, doğumdan sonra da geriler.
Vücudunuz büyüyen bebeğinizi beslemekle meşgulken, bunu yapmak için gerekli olan artan kan akışı diş eti şişmesinin doğrudan bir nedenidir. Bu konudaki araştırmalar; hamileliğinizin periodontal hastalığa yol açmayacağını ancak durumu daha da kötüleştirebileceğini belirtmektedir. Hamilelik sırasında yapılan ağız bakımı, diş etlerindeki iltihaplanmayı önlemek ve azaltmak için gerçekleştirilen en yararlı adımlardan bir tanesidir.

Günlük düzenli ağız diş bakımı yapmayan kişilerde oluşan ve diş eti enfeksiyonuna neden olan bakteri plağı ya da diş taşı gibi etkenler hamilelik gingivitisi tablosunu daha ciddi boyutlara taşıyabilmektedir.
Çalışmalar, annenin tedavi edilmeyen hamilelik gingivitisinin düşük kilolu bebek doğumuna yol açtığını bildirmiştir. Diğer diş tedavilerinde olduğu gibi diş taşı temizliği de özellikle hamileliğin ikinci üç ayında yapılmalıdır.
Peki hamilelikte dental işlemler yapılırken nelere dikkat edilmelidir? Örneğin; lokal anestezi tedavi sırasında ağrı duymayı engelleyerek stresi azaltması sebebiyle uygulanabilmektedir. Ancak hamilelik esnasında lokal anestezik madde seçiminde dikkatli olunmalıdır.
Rahmin kasılmasına sebep olacak adrenalin içeriği yüksek anestezikler erken doğuma neden olabilirler.
Bunun haricinde bu dönemde röntgen çekimi kriterleri de çok önemlidir. İlk 3 aylık dönemde bebeğin organ taslakları geliştiği için röntgen çekilmesi tavsiye edilmez. Sonraki dönemlerde röntgen çekilmesinde bir sakınca yoktur. Bu konuda kadın doğum doktorunuzun görüşü alınarak çekim yaptırmanız gerekmektedir. Eğer acil bir tedavi için kesinlikle röntgen filmi çekilmesi gerekiyorsa, anne adayına özel koruyucu kurşun önlük giydirilmeli ve düşük doz uygulaması yapılmalıdır.
İlaç kullanımında ise; genellikle hamilelik sürecinde parasetamol tipi ağrı kesiciler güvenle kullanılmaktadır. Ağrı kesici kullanımında dikkat edilmeli ve kesinlikle kadın doğum doktorunuzun önerilerine uyulmalıdır. Antibiyotik kullanımı gerekirse Penisilin türevleri antibiyotiklerin kullanımının bebek için herhangi bir sakıncası yoktur. Tetrasiklin grubu antibiyotikler kullanılmamalıdır. Tetrasiklin gebelik sırasında alınırsa bebeğin dişlerinde "tetrasiklin renkleşmeleri" oluşmasına yol açar.
Hamilelik sırasında beslenme de hem annenin hem de bebeğin genel sağlığı ve ağız diş sağlığı için oldukça önemlidir. Hamilelikte bebeğin diş gelişimi 5. ve 6. haftalarda başlar.
Ağız ve diş sağlığı açısından tüm hamilelik döneminde: A,C,D vitaminleri ile fosfor ve kalsiyumdan zengin meyveler ve sebzeler, tahıl, süt ve mandıra ürünleri ile et, balık ve yumurta dengeli olarak alınmalıdır. Eğer iyi bir beslenme ile beraber yeterli ağız diş bakımı yapılırsa hamilelik döneminde normal dönemden farklı bir diş ve diş eti sorunu ile karşılaşılmaz.
Günde iki kez diş fırçası ve bir kez diş ipi kullanarak etkili diş bakımı yapılarak plak birikimine engel olabilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.