Selahaddin Nerede?
Camiler yakılıyor, yıkılıyor!!
Müslümanlar Nerede?
Babalar, çocuklar ve kadınlar öldürülüyor,
İnsanlar Nerede?
Masum Filistin halkı direnerek, kutsal topraklardan vazgeçmiyor
Ümmetin onuru çiğneniyor.
İnsanlık, barış Nerede??
İslam aleminin kalbi, Müslümanların ilk kıblesi, ilahi dinler için kutsal şehir mübarek Mescid'i Aksa uzun zamandır barbarca çağdışı saldırılara maruz kalıyor.
Kutsal şehir Kudüs’te hukuksuzca, adaletsizce, vahşice ölümcül silahlar kullanılarak masum sivillere karşı insanlık suçu işleniyor. Bu bir soykırımdır..
Üstelik bütün dünyanın gözü önünde Soykırım yapılıyor..
Ortadoğu da yaşayan toplumların ayrılıklarından faydalanmak isteyen yapay devlet işgalci Israil ve küresel ortakları bölgedeki su kaynakları, petrol ve kutsal toprakları ele geçirme politikaları güderek bölgeye sürekli çatışma ve kaosu taşımaktadır.
ABD'nin Israil'in başkentini Tel- aviv yerine Kudüs olarak tanımasından sonra bölgede yeni bir süreçler izlenmeye başlandı.
Bu süreçte Uluslararası koşullar ve beklentiler Israil'in istediğini yapmaya devam ediyor. Siyasi , askeri ve nükleeri oldukça iyi olan Israil yayılmacı politikaları ile işgal ettiği bölgelerde tek bir Arap bırakmamak üzere insan öldürmeye doymuyor.
Buna rağmen Israil'in kendi iç dinamiklerinde de aşamadığı kültürel ve sosyolojik bölünmüşlükler, siyasi karışıklıklar ve yolsuzluklarda bulunmaktadır. Israil'de yakın gelecekte gerçekleşmesi planlanan seçim sürecindeki beklentilerin ve politik kaygıların bölgedeki kaosu artırma çabasıyla mevcut siyasi dengelerin de ortak çıkarlarına hizmet etmektedir.

Ayni zamanda Israil sağın ve solun yarıştığı, aşırılıkların oluştuğu radikal grupların bulunduğu bir siyasi geleneğe hakim. Öyle ki bir tarafta vahşice insan öldürülürken, diğer bir tarafta da Yahudiler ağlama duvarında ibadet yapıyorlar.
Nasıl bir paradoks!!
Bölgenin sömürgeci aktörü Israil ve destekleyici aktörleri Ortadoğu’da Nil nehrinden başlayarak Fırat ve Dicle nehirlerine kadar olan Mezopotamya’nın bereketli topraklarına sahip olma hayaliyle Kudüs rüyalarını gerçekleştirmek için büyük projeler peşinde amaçlarını adım adım yaklaşmaktadırlar .
Mesele, Fırat, Dicle Mezopotamya’dır..
Bu yüzden asıl sorun İsrail sorunudur. Sorun masum Filistin halkı değildir. Sorun Müslümanlar hatta İslâm da değildir..
Çünkü islâm sadece din değildir. İslam, bireylere ve toplumlara ahlâkî vicdani, siyasi ve ekonomik davranış konularında etik değerleri aşılayan bir yol göstericisidir. İslâm daha iyi bir insan olma mücadelesidir, içsel bir yolculuk ve yasam tarzıdır. İşte tam da bu nedenle de en hızlı yayılan bir dindir.
Bu saldırılar için ne yapılmalı çözüm nedir???
Bölgenin stratejik ülkeleri Mısır, Türkiye ve Iran bir araya gelerek siyasal anlamda iş birliği ile hükümetler üstü kurumlarda bir hukuki çözüm önerileri sunarak yaptırımlar getirebilirler. İslâm İşbirliği ve Arap birliği üye ülkelerinin de bütünlük çerçevesinde bölgedeki çatışmayı yok etmede birlikte hareket edebilme fonksiyonlarını artırabilirler.
Uluslararası toplum olarak sadece kınama ve lanetleme bildirimleri yetmez. Kamuoyunda basın açıklamaları, mesajları hatta BM den çıkan kararlar da çözüm değildir.
Çözüm, giydirilmiş barış yerine hukukî fonksiyonel karşılıklı demokratik haklara sahip gerçek bir barıştır, kendi topraklarında yaşayan halkın geleceğini kendisinin belirleyebileceği insan hakları ideallerinde olan bir yaşamdır.