Şu altın kuralı hepimiz duymuşuzdur: “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan sen de çevrene öyle davran.” Bu cümle adalet, empati ve iyi niyet içerir. Hepimiz doğuştan mutlu ve sağlıklı olmaya programlanmışızdır. Dolayısıyla, çevremizden bize iyi davranılmasını, saygı görülmeyi ve onaylanmayı bekleriz. Fakat çoğu kez bunu başkalarına uygulamayı ihmal eder, sürekli karşımızdan bekleriz. Çevremizdekilere kaba ve olumsuz davranmayı tercih ederiz. Bunu neden yaptığımızı bile çoğu kez bilmeden. Yapılan bilimsel araştırmalar aslında insan beyninin doğuştan nazik ve yardımsever olmaya kodlandığını gösteriyor. Bu durum kişinin zaman içerisinde yaşadığı olaylar ve başından geçen tecrübelerle şekillenip, kişinin yardımsever olmasına ya da olmamasına sebebiyet veriyor. İyilik ve empati yeteneği bize başkaları ile daha yakın ve sıcak ilişkiler kurmamıza yardımcı olurken şaşırtıcı bir şekilde fiziksel olarak da bize iyi gelir. Başkalarına iyilikten kastım sadece insanlara karşı değil tabi ki; hayvanlara ve doğaya yapılan iyilik de aynı etkiyi göstermekte.
İYİ OLMAK İYİ HORMANLARI DEVREYE SOKAR
Bir yabancıya ya da sokak hayvanına iyilik yaptığınızda bu durumun sizi daha iyi hissettirdiğini fark ettiniz mi? Bu durumu beynimiz yapıyor. Nasıl mı? Başkaları için iyi bir davranışta bulunduğunuzda beynimiz serotonin adında bir hormon salgılar. Serotonin hormonu bizi mutlu etmeye yarayan bir hormondur. Özgecilik (fedakarlık) davranışı aynı zamanda yine bizi mutlu eden endorfin salgılamamıza sebep olur.
İYİLİK YAPMAK ANKSİYETEYİ AZALTIR
Anksiyete hafif gerginlik ile aşırı panik arasında yaşanan sık görülen bir ruhsal durumdur. Anksiyeteyi ilaçlar, düzenli egzersiz, psikoterapi, meditasyon gibi yöntemlerle azaltmak mümkün. Fakat anksiyeteyi azaltmanın en kolay yolu ne biliyor musunuz? Başkalarına iyi davranmak. Anksiyete yaşayan kişilerin hem kendilerine hem de çevrelerine olumsuz bakış açıları geliştirdikleri ve duygu durumlarının kötü olduğu tespit edilmiştir. Bu durumu düzelttiğimizde anksiyetelerinin azaldığı görülmüştür. Dolayısıyla, bizi mutlu eden başkalarına iyi davranmak davranışı bizi anksiyeteden de kurtarmış oluyor.
İYİ OL UZUN YAŞA
Özgecilik, yardımseverlik davranışları sergilediğimizde beynimiz oksitosin (oxytocin) denilen bir hormon salgılar. Bu hormon damarlarımızda nitrik oksit salgılanmasına sebep olur. Nitrik oksit kan yollarının genişlemesine sebep olurken dolayısıyla kan basıncını düşürür ve bu durum kalbimizi korur. Oksitosin aynı zamanda vücuttaki inflamasyonu (iltihaplaşma) azaltarak diyabet, kanser, kronik ağrı, obezite ve migren gibi rahatsızlıkların oluşmasını engeller. Başkalarının mutlu olduğunu görmek bizi mutlu ederken aynı zamanda bize hem fiziksel hem de ruhsal zarar veren stresi de azaltmaya yardımcı olur. Stresin azalmasıyla domino etkisi gibi stresin sebep olduğu birçok rahatsızlık da önlenmiş olur. İyilik yapmak yaşadığımız çevreyi daha yaşanabilir kılar, etrafımızdaki insanların olumlu görüşlerini kazanmamıza yardımcı olur, kalıcı ve samimi dostluklar edinmemizi sağlar. Bütün bu güzel etkilerinin yanında bir de bizi fiziksel olarak daha sağlıklı yaparak daha uzun ve kaliteli yaşamamıza yardımcı olur. O zaman ne duruyoruz? Haydi, çevrenizde yardıma ihtiyacı olan tüm insan ve hayvanlara ve hatta doğaya yardımcı olalım. Hem mutlu hem de sağlıklı olmanın en kolay en zevkli yolu bu olsa gerek.