"neyi kaybettiğini hatırla" derken şair, bizim şu halimizi kast etmemişti elbet. bizi darlandıran kaybettiklerimizin hatıra düşmesi değil, ezberlerimizin elimizden alınması. yoksa mesele bu denli üç beş methiyeyle, hayıflanmayla geçiştirilmezdi. hatırlamak için kaybın ne olduğunu bilmek gerek. bunu bilmek için kaybedilenin yarattığı kapanmazlığı kavramak gerek. kavramak için … mesele birbirine bağlana bağlana uzar gider, velhasıl "şair sözü elbette yalandır" deyip biz evimizde "sıkılma" temrinlerine devam edebiliriz, lâkin kıyısından da olsa şiire bulaşmış biri olarak, rahat kaçırmak adına da olsa, bu saatte fazladan kitap okumamak için bir bahanem olsun sebebiyle de olsa, elime aldığım çomağı, manzaranın tam ortasına sokmak niyetiyle yazıyorum.


sahi neyi kaybetmiş olabiliriz de bu denli yarası kapanmaz halde? aynı sokaktan bilmem milyonun kaçıncı tekrarı geçtiğimizin içimizde yarattığı "yolda olmak" eskiliği mi? çeyrek asra varan basma kalıp işçi, memur,amir oluşumuzun tekrar be tekrarının "vecd"e getiren virdi mi? periyodik aralıklarla gittiğimiz lokantaların, kafelerin, eğlence yerlerinin bedenimizde oluşturduğu hazzın ruha çimdik atması mı? liste herbirimiz için yan yollarda başka başka kaybedişler listesi çıkarsa da sonuçta bin yüz milyon baloncuk içinde döne dolaşa bu yaşa geldik. şimdi evimizdeyiz, o her ne ise eksikliğini hissettiğimiz, kapının dışında bir yerde. ve bize derin acılar, yoksunluk hisleri veriyor. ah acınası bizler, her neyse, oysa biz dışarıdayken de "içerideydik". mesela bahar gelir geçerdi, biz çok meşguldük. yağmur yağardı, şemsiyemizin altında aceleciydik. kurdun, kuşun; börtünün,

böceğin sonsuz ahenk içinde titreyişleri, seslenişleri, biz insanla konuşma çabaları; bindiğimiz arabaların, çalışan makinaların, uğultunun, böğürtünün içinde kaybolur giderdi.

yürüdüğümüz yola dizili evlerin içindeki hayatları, kıyıya köşeye itilmiş hikayeleri, insana yakın, yaşamımıza uzak coğrafyalarda metre kareye düşen ölümleri dışımızda bildik. çünkü biz fazlasıyla "kendimizdeydik"...

sahi şimdi biz neyi kaybettik ve bu neyin hayıflanması, neyin süslü kederi?

not: tüm islam âleminin ramazan-ı şeriflerini kutluyorum. bu mübarek ayın insanlığın dirilişine ve uyanışına vesile olmasını diliyorum...