bireyin de toplumun da özgürlüğü olmaz, ütopiktir ve elde edildiğinde ne işe yaradığı hakkında fikir sahibi değilizdir. özgür olmak tetikte olmaktır. reddetmek, karşı durmak, rüzgara ve sele kendini kaptırmamaktır. en basit eylemden, en büyük mücadeleye kadar gevşemeden, şaşırmadan neysen o kalmayı göze almaktır.

oysa yaşamımıza baktığımızda; irademiz, değerlerimiz, inandıklarımız kalıplaşmış bir kaç eylemden öteye geçmez. her yanımızla bir sese, görünmez ipe, rüzgara bağımlıyızdır. bizim adımıza karar verirler, bizim adımıza konuşurlar, bizim adımıza yön tain ederler...

eşyamızın biçiminden, öfkemize, sevincimizden, sevme biçimimize her şey dışımızdadır. biz sadece uygularız. çok zaman bunu özgürlük adına, din adına, insanlık adına yaparız. sevin derler seviniriz, kutlayın derler kutlarız, dövüşün,savaşın, sevişin, paylaşın derler eksiksiz ve huşu içinde yaparız...

annemizi, eşimizi, sevgilimizi, ülkemizi, babamızı ne zaman nasıl, hangi biçimde kutlayacağımız, seveceğimiz bizim dışımızda şekillenen eylem biçimlerimizdir.

biz sadece zevk alırız, şevk duyarız, hüzünleniriz, seviniriz; ama mutlaka uyum içinde hain düşman aramıza girmeden, birlik ve beraberliğimizi bozmadan yerine getiririz...

bireyin kulluğu olmaz, daha iyi köleliği olur...

biz iyi köleleriz, babalarımız da öyleydi...
"noel ağacı ve manolyalar kahrolsun"