İnsanları önemseyin ve önemsediğinizi belli edin. Zaman kısa ve her şeyi anlık yaşayıp anlık tüketiyoruz. Zamanı durdurmak gibi bir kabiliyetimiz olmadığına göre elimizde olanı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. İnsanız hata yapma oranımız çok yüksek. Ya da doğrularımızın başkalarının doğrularıyla çakışması çok yüksek. Burada ön plana çıkan şey de saygı, sabır oluyor. Yani yaşantımızı özgür şekilde yaşamalıyız ama başkasının da özgürce yaşamasına müsaade etmeliyiz.

Doğa bizi her şeyi sunmuşken, bize sunulanı bir tarafa atmadan kendimizi ve sevdiklerimize zaman ayıralım. Hızlı geçen zamanda neden bunu yapmadım demeyelim. Nedenler ve keşkeleri içimizden atmak için çaba harcamalıyız. Sevdiklerimize zaman ayırmalıyız. Onlarla yaşayacağımız her anın son anmış gibi değerlendirelim. Kim bilir belki de gerçekten son olacak. Kayıplar verildiği zaman keskenin de arkaya bakmanın da hiçbir anlamı olmuyor. Giden gidiyor. Ama gittiği gün bitmiyor. Kimi için aylarca, kimi için yıllarca, kimi için ömür boyu acı çekiyoruz. Vefatlar da elimizden gelen bir şey olmuyor. Ama vefat etmeden önce elimizden çok şey gelir. Gidin özü dileyin, kalp kırıklığını geçirin, zaman ayırın, değer verin, sevdiğinizi belli edin.

Ama bir de sağ olduğu halde hiçbir şey yapamadıklarımız var. Zamana gerçekten kısa. En azından kaybetmeden kalp kırıklığını geçirin. Sonra pişman olmayın. Sonrası olmaya da bilir. Kalbi kırık giden siz olabilirsiniz. Bu yüzden zamanınızı değerlendirin. Sizin gönlünüz rahat olsun. Bırakın içi rahat olan siz olun. Kendini yiyen, ilerde keşke diyen karşı taraf olsun. Keşkeler insanları geri götürür, önünü kapatır. Önünüzü kapatmayın. Gerçekten üzerinizdeki yükü atmış oluyorsunuz. Yükünüzü, kamburunuzu üzerinizden atın. Mutlu olun. Bu dünya mutsuz insanlar gerçekten çekilmiyor. Ömür boyu gülmeniz ve mutlu olmanız dileğiyle…