Ana-baba tutumlarının, çocukların psikolojik ve sosyal gelişim süreçlerinde, davranışlarının, karakterinin dolayısıyla kişiliğinin şekillenmesinde oldukça önemli etkileri olduğunu ortaya koyan, konuyla ilgili literatürde birçok bilimsel araştırma bulunmaktadır. Ana-babaların bazı tutumları, çocuklarının gelişimini, kişiliğin çok önemli bir boyutu olan karakter oluşum süreçlerini olumlu yönde etkilerken, bazı tutumları da olumsuz yönde etkilemektedir.

Ana-baba tutumları olarak genelde otoriter, ilgisiz ve demokratik tutumları öne çıkarabiliriz.

Otoriter tutum gösteren ana-baba, çocuğuna çok katı kurallar, yasaklar koyan, onunla doğruları ve o doğrunun niçin gerekli olduğunu tartışmayan, çoğu zaman fiziksel ve sözlü şiddete meyilli, isteklerinin tartışmasız yapılması gerektiğini öne çıkaran bir tutum sergiler.

İlgisiz tutum gösteren ana-baba, çocuğuna ne otoriter, ne demokratik davranış gösteren, çocuğu ve onun ihtiyaçlarıyla genellikle ilgilenmeyen, hiçbir uyarıda bulunmayan, gözlemeyen, takip etmeyen bir tutum sergiler.

Demokratik tutum gösteren ana-baba, çocuğu ve onun ihtiyaçlarıyla çoğu zaman ilgilenen, bu ilgilenme sürecinde onu sürekli gözlemleyen, gelişimine yapıcı katkılar vermeye çalışan, doğruları ve niçin yapılması gerektiğini, yanlışları ve niçin yapılmaması gerektiğini çocuğuyla sürekli müzakere eden, çocuğunun görüşlerine önem veren, sabırla dinleyen, artı eksilerini bağırmadan, fiziksel ve sözlü saldırıda bulunmadan çocuğa aktaran bir tutum sergiler. İşte bu tutumu benimseyen ana-babaların çocuklarının karakteri ve kişiliği sağlıklı gelişir.

Demokrasiyi kelime anlamıyla katılım olarak vurgularsak, ana-babalar karar alma, terbiye, yetiştirme süreçlerine demokratik bir davranışla çocuklarını katabilmeliler. Çünkü çocukların yetiştiği zamanla, eğitim koşullarıyla, edindikleri değerlerle, ana-babalarınki arasında farklar söz konusu. Kuşak çatışması da bu nedenle ortaya çıkmakta zaten. O zaman çocuklarımıza demokrasi ve uzlaşma kültürüyle yaklaşmak, gelişimlerine kesinlikle olumlu katkılar verecek ve çocukların, özellikle kendilerine verdikleri değer düzeyini artıracaktır.

Yalnız unutulmamalıdır ki, çocuğa demokratik yaklaşmak her dediğini yapmak anlamına gelmemektedir. Bilimsel araştırmalar ve görüşler, çocuğa bir miktar kural koymanın, hiç kuralsız olmamanın, çocuğun istendik davranışları edinmesinde, sorumluluk bilincine sahip olmasında ve doyumsuz yetişmemesinde büyük bir öneme sahip olduğuna işaret eder.

Sonuç olarak diyebiliriz ki, sağlıklı kişiliğe sahip, mutlu, huzurlu, üretken, demokrasi ve uzlaşma kültürüne sahip çocukları yetiştirebilmemiz için, ana-babalara ana-babalık eğitimi verilmesi, bununla ilişkili işlevsel sosyal politikalar geliştirilmesi ve bu politikaların yasalarla hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Tabiki kişiliğin son şeklini almasında yalnızca ana-baba tutumları etkili değildir, ancak önemli bir yere sahiptir diyebiliriz. Ana-babalar tabiki de, hayat tecrübelerinden çocuklarına doğruyu yanlışı öğretmekle sorumludur, bunu içtenlikle ve iyi niyetle yaptıklarından da eminiz ancak, bu konuda daha iyi neler yapılabilirle ilgili bilimsel bilgilere, desteğe ve uzmanlığa da çoğu zaman büyük ölçüde ihtiyaç duymaktalar.

Önerimiz yeni evlenecek gençlere, evlenmeden önce etkili ana-baba olma ve daha sağlıklı çocukları nasıl yetiştirebiliriz konusunda sertifika vb. 2-3 haftalık, psikiyatristlerin, psikologların, psikolojik danışmanların, sosyal çalışmacıların, çocuk gelişimcilerin karmasının oluşturduğu ekiplerle eğitim verilmesi ve yeni evlenecek gençlerin aldıkları eğitim bilgileriyle ilgili sınava tabi tutulmaları gerektiğini düşünmekteyiz. Bu eğitimlerde saydığımız meslek elemanlarının hangisine ne için başvurabilecekleri, çocuk yetiştirme sürecinde saydığımız meslek elemanlarından kesinlikle sık sık yararlanmanın önemi de aktarılmalıdır. Bu kapsamda geliştirilecek sosyal politikaların ışık tuttuğu çıkarılmış yasalarla, evlenmeden bu sertifika vb. etkili ana-babalık eğitimleri zorunlu tutulmalıdır. Çünkü çocuklar, kişiliğin en önemli temellerinin atıldığı yılları, ana-baba yanında ve onların tutumlarına maruz kalarak geçirmektedir.