Aydın’ın tarihçesi denilince aklıma;
Bundan bir asır önce 5 Mayıs 1919-7 Eylül 1922 yılları arasında yaklaşık 3.5 yıl boyunca süren işgal dönemi ve bu hazin dönemde eteklerini hoyratça Aydın’ın göbeğinde savurup Ayyıldızlı bayrağımızı gönderden indirerek haçlı bayraklarını çeken Yunan evzonları hatrıma gelir…

Ve ne zaman Bey Camii’nden aşağı süzülsem; Yunan askerlerinin minarelerden ateş ederek şehit ettiği Yörük Ali Efe’nin 50 kızanı canlanır gözlerimin önünde…

Her gün on binlerce kişinin geçip gittiği Aydın’ın göbeğindeki Şehitler Anıtı’ndaki kaidede ne yazıyor diye merak edip okuyan var mıdır bilemem ama şunlar yazılıdır:

“Ey zair, bu abidenin önünde dur vatan için aşk ve rüyalarına veda etmiş kurbanları düşün”
(7 EYLÜL 1922)

Zair; Seyirci demek! Öyleyse düşün ey Aydın’ın ahvalini seyre dalan haşmetli erkimiz, gani gönüllü hemşerimiz!

Esasen Aydın’da yaşayan her ferdin bu abidenin önünde durup bir lahza düşünmesi gereklidir gerekli olmasına da;

Ne yazık ki AB’ye uyumlu bir aday ülke olduğumuzun Batı’nın gözüne sokulduğu süreçte, Köşk’te Yunan askerinin işkenceden geçirdiği anıt ağaçtaki tarihi hatırlatmayı içeren tabelalar söküldüğü için ‘Milli Hafıza’mız da yakın zamanda bir hayli örselenmiş!

Merak edenler Köşk’e gidip o anıt ağaca uğrasın; İşgal döneminde Aydınlı ceddimiz işkenceden geçirilirken derilerinden ağaca asıldıkları o anıt ağacın üzerindeki demir çengel, üzerindeki kan pas tutsa da orada öylece duruyor…

İşte bu çengel beynimi derin bir soru işareti olarak kemirirken neden ‘Milli Bellek’ güncellemesi noktasında Aydın’da gereği yapılamıyor diye soramadan da edemiyorum!

İsrail’de Yahudi Soykırımı’nın ‘Holokost Anıtı’ vesilesiyle ülkeye dışarıdan her gelenin gözlerine nasıl sokulduğunu hatırlayıp bir kez daha düşündüğümüzde acı gerçek nasıl da sırıtıyor değil mi!..

Daha ilimizde 3.5 yıllık işgal döneminin acı tablosunu zihinlerde canlı tutacak bir kent belleği vizyonuna dönük vitrin köşelerimiz bile belirgin değil! Germencik’teki ‘Kanlıbahçe Şehitlik Anıtı’ndan, zaman zaman eskidiği için boyaları döküldüğünden ötürü arada bir hatra gelip karayolu üzerindeki değiştirilen tabela olmasa farkında olmayanlar var. Diğer anıt özelliğinde bulunan yerlerimizdeki bakımsızlığı ve ilgisizliği yazmıyorum bile!..

Oysa Aydın’da AB’ye sözde uyum süreci kapsamında; 'Üye ülkeye husumet besleyen hiçbir tabela, yazıt, tanıtıcı sembollere yer verilmemesi adı altında Yunan İşgali’nin izlerini hatırlattığı için sökülen levhalar' kapsamlı olarak araştırılmalı ve derhal bir bir yerlerine dikilerek ecdadımıza vefa borcu ödenmelidir! İlk olarak bu işe Köşk'teki anıt ağaçtan başlamalı, il merkezinde de bu yönde 'Milli Hafıza'yı canlı tutma adına kapsamlı düzenlemeler yapılmalıdır!

Bunun için de Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürü, hiçbir liyakati olmadan ADÜ bünyesinden paraşütle atandığı müdüriyet görevinde, ildeki antik kentleri ayağa kaldırıyorum algısı üzerinden siyasi PR çalışmalarına ara vererek bu konuların üzerinde de önemle durursa yerinde olacak diye düşünüyorum.

Elbette arada bir babası Türkücü Mahmut Tuncer’e Didim’de ya da aklına esen turistik öneme haiz yerlerde konser verdiregoysun(!), kulislerde konuşulana göre aklı evvel birilerinden Efeler’de nasıl belediye başkan adayı, Rektör ya da ‘Milletvekili Adayı’ olabileceğine dönük PR tüyoları da aladursun amenna fakat madem annem Aydınlı, ben de Aydınlıyım diyorsa;

Kendisinden önce makamını işgal eden ve beyinlerini bazı tarikatlarla birlikte ‘Paralel Devlet Yapılanması’na kiraya veren müdürlerin aksine bu yönde bir atılım beklediğimizi de önemle belirtmek isterim!

Kaldı ki bazı ayağa kaldıracaklarını iddia ettiği antik kentler için örneğin ‘Amyzon Antik Kenti’ ile ilgili olarak, “Buradan bir şey olmaz” dediği de biliniyor!

Biz yine de kendisinin sırf PR için kullandığı ileri sürülen bazı antik kentlerimizle ilgili sırf bu umutsuzluğuna rağmen hayal tacirliği yapabilitesini hesaba katmadan en yakın tarihimizde ihmal edilen bu hususlara dönük de gerekli uyarılarımızı yapalım; Belki kulağına küpe olur!
Unutmayalım ne diyor Şanlı Atatürk; “Tarihini bilmeyen milletler, yok olmaya mahkumdur”

Bununla beraber elbette gelecekte kendisinin siyaseten; “Aydın’daki antik kentleri ayağa kaldırdı” başlığı altındaki PR çalışmalarının içi dolu olacaktır ancak;
Aydın’ın en yakın tarihi acı hadiselerle dolu(!) ve bazı antik kentlerdeki bazı çalışmalarla ilgili 'boşuna' olduğu yönündeki duyumlarımız da günden güne artıyor!

‘Milli Hafıza’ noktasında Aydın’ın bugününü de yakından ilgilendiren en yakın tarihine tüm yönleriyle ışık tutacak çalışmaları, düzenlemeleri ve gereken önemi gözle görülür şekilde hasretle bekliyoruz vesselam!

sahsi-ikbaline-degil-aydina-umut-ol-254161-336ce2cc52879f551028635065c240a3.jpg