Cumhuriyet Bayramımızı büyük bir coşkuyla kutladık. Atatürk’ün bize emanetine ülkemizin büyük çoğunluğunda aynı duygularla sahip çıkıyoruz. Büyük fedakarlıklarla, hiç de kolay olmayan koşullarda kurulan cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü de o günleri hatırlayarak, bize bugünlerimizi armağan eden kahramanları yad ederek yaşadık.
Bu duyguları yoğun bir kalabalığın içinde bulunan herkesle paylaştığımızı görmek çok iyi geldi. Son yıllarda yaşadıklarımız geleceğe olan inancımızı zayıflatmaya başlamıştı. Her şeye rağmen cumhuriyetin coşkusu, umutlarımızı yeşertti. Bu ruhu hep birlikte yaşamaya ihtiyacımız varmış, siyasi görüş, din, mezhep ayrımı yapmadan hepimizin aynı duyguyla, aynı coşkuyla buluşması gerekiyormuş.
Ülkemizin dört bir yanında aynı manzaraları görmek çok gurur vericiydi de, bazı kesimlerin böyle bir günde bile ayrı durduğunu görmek, resmi törenlere katılmamaları hatta sosyal medya hesaplarından bile paylaşım yapma nezaketini göstermeyenlerin varlığı, nasıl bu hale geldiğimizi sorgulatıyor insana. Bir gün bile, farklı görüşe sahip insanlarla aynı ortamda olmaya tahammül edemeyecek kadar ne yaşadık?
Herkes istediği şeyi düşünebilir, kendi doğrularına inanabilir, dilediği gibi yaşayabilir. Bu özgürlüğe sahibiz. Ama bu özgürlüğü Cumhuriyet’e ve Atatürk’e borçluyuz. Bu nedenle bu Cumhuriyet hepimizin. Bu bayram hepimizin, ayrılık gözetmeksizin kendisini bu topraklara ait hisseden, Türk olmakla gurur duyan her birimizin en büyük bayramı…