Dondurma bir gün sıkılmıştı, güneşlenmek istedi. Ne de olsa buz gibiydi. Acaba nasıl bir şey sıcacık olmak merakı içinde sahile çıktı. Uzandı, eee insanlar öyle yapıyordu. Önceleri anlamadı ne olduğunu. Hatta hoşuna bile gitti ama o da ne eriyordu. Normal herhalde diye düşündü. Dondurma almaya gelen küçük çocuk alnındaki terleri silerken "çok terledim, bir tane dondurma alabilir miyim" dememiş miydi? Bir süre sonra böylesine yok olmak dondurmanın hiç hoşuna gitmedi. Galiba herkes kendi şartlarına uygun kalmadı diye düşündüm. Hatta dondurucuda olmayı bile özlemeye başlamıştı. Bu sıcağa şaşıyordu. Cehennem sıcağı dedikleri bu olsa gerek dedi kendince ve kendisiyle gurur duydu. Sıcak altında bunalanlara çare oluyordu ne de olsa. Koşarak gelmiyor muydu genci, yaşlısı onun yanına. Sonra közü düşündü birden. Onun görevi de sıcaklıktı. Yanacaktı ki yakacaktı. Kim bilir belki onu dondurucuya koysalar o da memnun olmayacaktı halinden. Alışılmış iyidir herkes alıştığı gibi olsun, Alıştığı yerde dursun diye düşündü. "Evet hep merak ederiz bizde olmayanı ama ben dersimi aldım. Güneş uzaktan güzel "diyerek noktasını koymuştu hikayesine.