Türkiye’de 200’den fazla üniversite ve bunlardan her yıl mezun olan milyonlarca genç var. Üniversite mezunu olan bu gençler, iş bulmak umuduyla yıllarca emek harcıyorlar. Sonucunda büyük çoğunluğu işsizler ordusuna katılıyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’de genç işsizlerin oranı yüzde 20,2 gibi vahim bir seviyede yer alıyor.
Üniversitelere erişim kolaylaşmalı evet; üniversite sayısının artması ülkemizin gelişmişlik seviyesi için önemli evet, üniversitelere açılan bölümlerin daha büyük önem taşıdığı atlanan bir detay olarak çıkıyor karşımıza.
Her üniversiteye mühendislik fakültesi, eğitim fakültesi gibi temel bölümler açılırsa işsiz mühendisler ordusu, atanamayan öğretmenler ordusu günden güne arttığı gibi bu bölümlere erişim kolaylaştığı için öğretmenlik gibi kutsal mesleklerde kalite de düşmeye devam edecektir.
Mevcut eğitim sisteminde gençlerin kendilerini tanıyabilmelerine imkan sağlanmadığı gibi her aile çocuğunun doktor, mühendis gibi mesleklere sahip olmasını diliyor. Herkesin bu mesleklere sahip olduğu bir ortamda da ara eleman sorunu karşımıza çıkıyor elbette. Bir şekilde mesleğini ve işini bulmayı başaran gençler, önlerini görememekten, geleceğe ve mesleklerine olan ilgisizliklerinden yakınıyor.
Böyle bir ortamda seçime giderken adaylardan Aydın için ikinci üniversite vaatleri duymaya başladık. Evet Aydın ikinci üniversiteyi kaldırabilecek bir şehir, hatta buna ihtiyaç duyan bir şehir ama üniversiteler şehirlerin ekonomik kalkınması için gerekli bir araç değil sadece. Buralar aynı zamanda eğitim kurumları. Dolayısıyla atılacak bu adımların detaylı düşünülerek şehre uygun temada bir üniversite vaat etmenin daha makul olacağı görüşündeyim.