Havalar giderek ısınıyor. Tam bahar havası yaşamaya başladık. Çiçekler açtı, böcekler uçmaya başladı. Baharı doyasıya yaşayacağımız günlerdeyiz. Havalar da iyice soğuğu üstünden atmaya başladı. Yavaş yavaş baharlıklar, daha sonra da yazlıklar dolaplardaki yerini alamaya başlayacak. Fakat hala tüm dünya olarak koronavirüs salgını ile tam gaz mücadele etmeye devam ediyoruz. Bu yüzden yaz geliyor ve kısıtlamalar kaldırıldı diye rehavete kapılmamamız gerekir. Hatta kısıtlamalar kaldırıldı diye tedbirlere iki kat daha fazla dikkat etmeliyiz.

Havalar ısınınca koronavirüs salgını bitecek gibi bir algı oluşamaya başladı. Bu algı geçen yaz da yaşanmıştı fakat hala korona salgını artarak devam ediyor. Buradan şunu anlayabiliriz ki havalar ısınınca koronavirüs salgını etkisini kaybetmiyor. Havalar ısındı diye ev gezmelerimiz arttı. Bu gezmeleri erteleyelim. Isınan havalarla beraber maskeler çene altına gelmeye başladı. Maskeler Sağlık Bakanlığının belirttiği gibi burun ve ağızları kapatacak şekilde takalım. Temas alanlarımızı azaltalım ve sosyal mesafeyi koruyalım. Taşıyabiliyorsak yanımızda dezenfektan ya da kolonya bulunduralım. Sosyal mesafeye dikkat edelim. Bizim yapacağımız bir hareket bir başkasının hayatına da etki edebilir. Bu yüzden tedbirlere birebir uymaya çalışalım. Kişisel temizlik konusunda çok sıkıntı yaşayan bir millet olmadık. Biz Türk Milleti zaten temiz bir toplum olduğumuz için bu konuda sıkıntı yaşamadığımızı düşünüyorum.

Havanın ısınması bizi yanıltmasın, yanlışa düşürmesin. Tedbirleri elden bırakmayalım. Bu süreç atlatılana kadar bir birimize karşı daha duyarlı olalım. Sağlığın önemini zaten bir kez daha anladık. Bu yüzden önceliğimizi sağlığa verelim ve bir birimizi zor durumda bırakacak davetlerde bulunmayalım. Davetlere de icabet edilir anlayışını bir kenara bırakalım. Toplu organizasyonlardan uzak durmaya çalışalım. Elimizden geldiğince aynı evde yaşayanlarla toplu olmayan alanlarda vakit geçirelim.