CHP, Türkiye’nin en köklü, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve bugüne kadar bir şekilde siyasi varlığını her zaman hissettirmiş bir parti. İnişleri çıkışları tarih boyunca olmuş elbette ama bugün yaşananlar, koskoca bir tarihi ayaklar altına düşürüyor.
Tepeden tırnağa çalkalanıyor parti.

Aydın’da devam eden ilçe kongreleri süreci ve yaşanan kavgalar, sorunun sadece bir yerden kaynaklanmadığını ispatlıyor. Burada eleştirim bu partinin bir şekilde içinde yer alan ve oy veren herkese. Sadece yöneticilere kızmıyorum yani. Herkes eşit miktarda suçlu. Bu parti bu hale geldiyse, bu kadar net gruplaşmalar ve çatışmalar yaşanıyorsa bu birden oluşmamış demektir. Aydın’ın insanı ağırlıklı olarak Atatürkçü, laik bireylerden oluşuyor.

O nedenle zaten çok önemli bir siyasi parti olan CHP burada daha büyük bir önem taşıyor. Ve gelinen noktada İlçe Başkanlığı seçimlerine şaibe karıştığı, şeffaf bir şekilde yapılmadığı iddia ediliyor. Bunlar sadece iddia ile de kalmayıp birkaç ay öncesine kadar yan yana oy isteyen kişilerin birbirine düşman olmasına neden oluyor. Peki bu durum CHP’ye ne kazandırıyor?

Demokratikliğiyle övünen partinin içinde aslında demokrasi olmadığını gösteriyor. Bunu zaten Genel Merkez siyasetinde yaşananlardan görebiliyorduk da, bu sorunun yerele kadar indiğini de bu şekilde görmüş olduk.

Kendi içlerinde samimiyetlerinin olmadığını, aslında büyük gruplaşmalar yaşandığını gördük. Bunu da zaten parti içinde olan herkes görebiliyordu ama şu an şehriyle ilgilenen tüm vatandaşlar biliyor. “Küskün CHP’lilerin” neden küskün olduğu ortaya çıkmış oldu böylece.

Ve en önemli sonucu; oy oranlarını daha da fazla düşürdüler. Yerelde siyasetin daha farklı ilerlemesi gerekirken yerel seçimler öncesinde bu kadar göz önünde kavgaların yaşanması partiye olan güveni daha da çok sarstı.

Bunlar kime yarıyor? Ne için bu kadar göz önünde veriliyor bu kavgalar? Koca bir partinin küçük düşmesinden başka ne işe yaradı?