İçimizde ölen birileri var. Hayat tabi hayatın doğasında var ölüm dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız da hayatın doğasında var ölüm kabul buna bir sözümüz yok. E peki içimizde ki ölenleri ne yapacağız? Burada katil biz miyiz? Ölmemize izin verdiğimiz için, bizi öldürmelerine izin verdiğimiz için. Dikkat ettiniz mi hiç insanoğlunun kendine acıma duygusu yok. Kendine işkence yapar diğer canlılara kıyamazken. Kendi sonunu kendi hazırlar insan. Yiğitlik yapar bana bir şey olmaz edasıyla. E tabi o kadar yoldan geçmiştir şimdiye denk ve hiçbir şey olmamıştır ya da o öyle zannediyordur. İçindeki umutların yaşama sevincini öldüğünü fark edememiştir ama insan artık eski insan değildir. Bunu da sıradan hiç planlı olmayan bir günde karşılaşır.
E oysa her gün aynı sabahtır aynı güneş doğmuştur ama bir şey bir şey ya farklıdır. içinizdeki enerji kaybolmuştur aynaya baktığınızda gördüğünüz suret yabancı gelir. Kendinize ve sorularınız başlar nereye gitti o eski ben? Ne oldu bana? Ama cevaplarını bulmak. Bu soruların zaman ama asıl önemlisi bu cevapları bulduğunuzda siz eski siz olacak mısınız? Çok daha önemli bir sorudur. Peki ya sorulara cevapları vermeden sınavı geçmek mümkün müdür? O da ayrı bir soru. Muammalı, çok ünlü Senarist gibi herkes katil olabilir her şey şüpheli, merak uyandıran, arayışın bitmediği. Oysa tüm eşsiz romanlar gibi katil hep göz önündedir.