Türkiye’nin durumunu, siyasi ve bürokratik yapının halini en iyi anlatan cümle. Gerçeklerin konuşulmasının istenmediği bir ülkede en iyi yol, gündem yaratarak magaziner tartışma ve kavgalar olsa gerek . Son zamanlarda Türkiye’nin yaşamakta olduğu ekonomik krizin kapatılması, dış politika çıkmazlarının konuşulmasını azaltmakta kullanılan bir yöntem. Halkın kandırılması ve çözüme dönük hareketlerin geciktirilmesi, sorunların ortadan kalkmasından çok, dahada ağırlaşmasına neden olmaktadır. Reel sektörün zarar görmesiyle üretim gücümüzde zaafa uğrayacaktır . Sorunların üstünü örtmek için yapılacak tüm çabalar, geleceğe konan ipoteklerdir. Borcun artması, verilecek tavizlerin yükselmesi geleceğinde kaybına neden olmaktadır. Halktan birşeyleri gizleyerek gidilecek yollarsa birgün tükenecektir. Ancak yolun sununda ödenecek bedeller çok ağır olabilir. Türkiye OECD ülkeleri arasında çalışanların en memnuniyetsiz olduğu ülke seçilmiş durumda. Gerçek üretici kesimlerin emeklerinin değerini alamadığı bir ülkenin ayakta kalması mümkün değildir . Oluşturulmuş olan içsel ve dışsal sömürü düzeni yolun sonuna gelmiştir. Ancak halkın bunu farketmemesi için her şey yapılmaktadır. Devletteki israf halkın üzerinde büyük bir yük olarak duruyorken, dünyada meydana gelen finansal gerçekler durumu dayanılmaz bir hale sokmaktadır. Türkiye’nin en zengin ili, çalışan İstanbul yerine bürokrasinin merkezi Ankara olmuş ise, bu geldiğimiz son halin anlaşılmasını sağlayacak en önemli örnek olacaktır. Rantçılar ve tüccarlar ile Siyasi ve büroratik yapının sömürüsü altında kalmış çalışan kesimin, olayları anlamasını engellemek için yaratılan kayıkçı kavgaları durumu idare edemiyor. Gerçekler kendini alım gücü ve refah azalışıyla ortaya koyuyor. Geniş halk kitleleri, fakirlikle hamaset arasında sıkışmış bir halde ne yapacağını bilemiyor. Tüm bunlar hızla toplumsal barışın zedelenmesiyle sonuçlanacaktır. Artık halka gerçekleri anlatmamız ve oligarşik bürokrasinin tahakkümünden kurtulmamız gereklidir. Halkın bir dalga ile tüm toplumsal katmanları vasıtasıyla uyanması ve hak ettiği yaşam standartlarını yakalaması elzemdir.Toplum, siyaseti bu temel amaçları gerçekleştirmesi adına yönlendirmelidir. Toplumsal uyanışın tek anahtarı da gerçeklerdir.
Saygılarımla