Beynimiz uyku esnasında düşündüğümüzden çok daha aktif bir durumdadır. Gün içerisinde yaşadıklarını, geçmiş tecrübelerini ve açmazlarını beyin rüyalar yolu ile bir düzene sokmaya ve anlamlandırmaya çalışır. Rüya kelimesi, Arapçada “ra-e-ye” fiil kökünden “fa’la” kalıbında bir mastar olup uykuda bir şeyi görmek demektir. İsim olarak da uykuda görülen şey manasına gelir. Rüya kavramsal olarak ise; bir kimsenin uyku sırasında zihninden geçen hayal dizisine, kişinin uyku halinde gördüğü şeye ve uykuda bir şey görmesine denir. Gördüğümüz bütün rüyalar bizi geliştirmek içindir ve sadece bilinçaltımıza ait olan bir dil kullanırlar. Bazen çok korkuttuğumuz, çok üzüldüğümüz rüyalar görürüz. Nasıl olur da bu korkunç rüyalar bizi geliştirebilir? diye düşünmeden edemeyiz. Korkar ve sevdiklerimize ya da kendimiz için endişeleniriz. Rüyaların gelecek ve bugüne dair bilgiler içerdiğine dayanan inançları olan bireyler, gördükleri kabusların başlarına olumsuz olaylar geleceğinin habercisi olduğuna inanırlar. Biz uzmanlar bu rüyalara kabus deriz. Kabuslar, ruhsal anlamda ilerlememizde destek ve rehber olarak önemli ve değerlidir. Her ne kadar bize korkutucu ve rahatsız edici de gelse, kapsamlı ve dikkatli bir yorumlama ile kabusların bilinçaltımız hakkında aktarmaya çalıştığı mesajları anlamak ve çözmek büyük önem taşır.
STRESİN HABERCİSİ KABUSLAR
Kabuslar bize stres seviyemizin çok yükseldiğini ve bu durumun bize zarar vermeye başladığının habercisi olabilmektedir. Kabuslar, beynin kimyasal işleyişlerini etkileyerek stres seviyesinin azaltılmasını sağlıyor. Bunu bir tür rahatlama mekanizması olarak düşünmek mümkün. Bu düşünce çerçevesinde kötü rüyalar oldukça yararlı bir amaca hizmet etmiş oluyor. Kabuslar, bazen de travma yaşayan insanların, travma sonrası yaşadıkları kaygı ve stres bozuklukları nedeni ile görülebilir. Bu tarz durumlarda kabus görme sıklığının arttığı gözlemlenmiştir. Kabus görme sıklığı azaltıldığında, rahatsızlıkların da azaltılması mümkündür. Sürekli kabus gören, aynı kabusu sürekli gören insanlar için bazı psikolojik yöntemler ile kabusların sıklığı azaltılabilmektedir.
RÜYALAR BİREYSEL ANLAMLAR TAŞIRLAR
Rüya sembollerinin çoğu genellikle bireysel anlamlar taşır. Bir başka deyişle, rüyalar rüyayı gören kişinin kendi iç dünyasındaki değerlere göre düzenlenmişlerdir. Her insanın aynı sembole verdiği anlam ve değer aynı değildir. Herkesin bilinçaltında farklı duygular farklı sembollerle anlam kazanır. Bu nedenle de korktuğumuz bir durum bir kişide yılan, başka bir kişide bir ağaç, bir diğer kişide çocukken oturduğu ev olabilir. Dolayısıyla kabuslar, rüyayı gören kişinin iç dünyasındaki sembollerini, duygularını takip ederek doğru çözümlenmesi gerekmektedir. Bazı araştırmacılara göre rüyaların arzu tatminini sağladığı da kabul edilebilir. Özellikle fiziksel ihtiyaçlarla ilgili olan yeme, içme, korku ve cesaret gibi. Ancak görülen bütün rüyaları bu şekilde isimlendirmek doğru olmaz. Rüyalar sadece bilinçaltındaki arzularımızı dile getirmezler. Çoğu kez rüyalar insanların kendileri ve çevreleri hakkında farkında olmadıkları görüşlerinin ve inançlarının da bir yansımasıdır Bu açıdan rüyalar, ruhumuzun hem bilinçaltındaki özelliklerini hem de bilincin en değerli yönlerini gösterebilme gücüne sahiptirler. Günlük hayatımızda yaşayamadığımız birçok deneyimi rüyalarda yaşayabiliriz. Rüyadaki sınırsızlıklar bizim bilincimizi genişletir, farkındalığımızı arttırır. Aslında rüyalarda ruhsal bakımdan yaşamaya ve öğrenmeye de devam ederiz.