1944 yılında Köy Enstitüsü olarak kurulmuş okul, 1954 yılında Köy Enstitülerinin kapatılması ile ilk Öğretmen Okullarına dönüşmüştür. 1974 yılında Öğretmen Lisesi adıyla 2014 yılına kadar devam eden okul 2014 yılından itibaren Ortaklar Fen Lisesi adıyla faaliyetine devam ediyor.

Okul kendisine tahsisli 682.685 metrekare arazi üzerinde kuruludur. Kuzey tarafında Adabelen Tepesi eteklerine kadar geniş bir çam koruluğu bulunur. Çam ağaçları, meyve ağaçları ve palmiyelerden oluşan bahçesi göz alıcı bir güzelliğe sahiptir. Eşsiz görünümü, son derece temiz bir havası vardır. Görenlere adeta "Cennetten bir köşe” dedirtecek doğal güzelliği övülmeye değerdir. Okulun giriş kapısından ana binasına ulaşan yol; asfaltla kaplı, iki yanı ağaçlıklıdır. Yolun her iki tarafında Adabelen İlköğretim Okulu, erkek ve kız yurtları, yemekhane, kantin ve lojmanlar bulunmaktadır. Bu lojmanların bir bölümü apartman; bir bölümü ise tek katlı, müstakil, bahçeli konut biçimindedir.

Okul bu haliyle tam bir yerleşke görünümü arz etmektedir. Bu yerleşkede 7 adet bina vardır. Bunların dışında Köy Enstitüsünden kalma 30 adet bina bulunmaktadır ki bunlar, İzmir Tabiat Varlıklarını Koruma Kurumunca koruma altına alınmış birinci derecede sit alanıdır. Nasıl bir sit alanıysa, şuan ki hali yıkılmış ve bitik bir alan halindedir.

Tüm kurumsal yapılar yerleşkeleri ile bir bütündür. Burada verilen sit alanı kararı korunması adına doğru karardır. Ancak sit alanı demek yıkılmaya terk edilmesi anlamı taşımamalıdır. Sit alanı Türkiye’de her şey gibi içi boş bir kavrama dönüşmüş gözüküyor. Ortaklar Fen Lisesi’nin hali yıkılmaya terk edilmiş bir durumda. 460 öğrencisi bulunan okulun 300 civarındaki öğrencisi yatılı okumaktadır. Türkiye‘nin en zeki öğrencilerinin okuduğu okulun fiziki şartları eğitim ve öğretime uygun bir halde değildir. Bir tarihe tanıklık etmiş bu okulun ruhunu taşıması için aslına uygun restore edilmesi, kurumsal yapılarımıza verilen değeri gösterecektir. Bu alanın eğitim ve öğretimden çıkarılmadan aslına uygun bir hale getirilerek Türkiye’nin en iyi alanlarından biri haline dönüştürülmesi orta ve uzun vadede yararlı sonuçlar doğuracaktır. Alanın yıkılarak yeniden yapılması ya da okulun yerinin değiştirilmesi gibi geri kalmışlığın göstergelerini yaşamamalıyız. Alanın korunarak restore edilmesi, eğitim alanlarımızın kurumsallaşması açısından önemlidir. Kısa vadede okuyan öğrencilerimize acil çözümler bulunmalıdır. Yıkılmış, tehlike arz eden okulun bir an önce müdahaleye ihtiyacı olduğu açıktır. Adabelen dernekleriyle istişare altında, okulun kısa ve orta, uzun vadeli çözümleri bulunmalı ve gelişmemişliğimizin nedeni olan eğitimdeki ruh eksikliğimizin buradan başlayarak tedavi edilmesi gerekiyor. Burada yapılacak tüm faaliyetler Türkiye’ye örnek olabilecektir. Tarihinden koparılmamış ve kurumsallaştırılmış bir eğitim sistemi de yetiştirilen nesillere bir ruh sağlayabilecektir. Sit alanı kavramının altının doldurulması demek geçmişle günümüz arası bağlantının koparılmaması anlamına gelmektedir. Gelişmişlik, bu ve bunun gibi benzeri kurumların yaşatılması ve geliştirilmesiyle mümkündür.

Şuan bu gibi kurumsal yapılara değer verilmeyiş aslında gelişmemişlikteki ısrarımızın bir sonucu gibi duruyor. Tüm kamuoyunun ve kurumların ortaklar fen lisesi gibi güzide kurumların hali üzerinde durması geleceğimiz açısından önemlidir. Geçmişle bağlantımız, bu kurumların haline ağlamaktan öteye geçerek bir farkındalık yaratılması olmalıdır. Burada Adabelen derneğine de büyük görevler düştüğüne inanıyorum.