Aydın’da bir süredir pamuk primi desteklemelerinden kalan 70 milyon liranın ne zaman yatırılacağıyla ilgili belirsizlik sürerken Aydın’ın dört efesinden biri olan pamuğun 1950’li yıllardaki durumuna baktığımızda tablo esasen yine pek iç açıcı değil.

1950’de DP’nin iktidara gelmesiyle birlikte Aydın’ın önemli tarım ürünlerinden birisi olan pamuk üretimi konusunda da önemli adımlar atılmış da olsa o yıllarda pamuk ziraat alanlarının genişlemesine karşılık Ziraat Bankası’nın tedbir olarak yatırımların sadece yüzde 4 arttırması çiftçinin masraflarını karşılamaktan uzak kalmıştır. Halen dahi çiftçinin masraflarını karşılamakta zorluk çektiği pamuk üretiminde kısacası 69 yıl önce olduğu bugün de değişen pek bir şey yok!

Halen dahi eleştirilen Marshall Planı çerçevesinde, 1950’li yıllarda Türkiye’de pamuk üretiminin artırılmasına çalışıldığını ve pamuğun dünya piyasalarına artan bir miktarda sürümü için projeler hazırlandığını da unutmadan kronolojiye kısaca bir göz atalım;

Yıl 1955

Pamuk üretiminde masrafların yükselmesine rağmen krediler artırılmadığından Söke’de pamuk çiftçisi büyük sıkıntı içerisindedir. Ekim zamanında havaların yağışlı gitmesi sebebiyle Söke ovasına ekilmiş olan pamuklar, yüzde 20-25 oranında eksik ürün vermiş ve bu durum pamuk tarlalarının yeniden sürülmesi mecburiyetini doğurmuştur. Pamuğun çapalanma zamanı geldiğinde ise işçi sıkıntısı çekilmiştir. Bu dönem de çapa gündeliği 4 liraya kadar çıkmıştır. Bir dönüm sulanmış pamuğa geçen yıl toplam 50-60 lira masraf yapılmışken, bu yıl masraf 80 liraya ulaşmıştır. Bir dönüm tarlanın kirası ise 1955 yılında 30 liradan 50 kiraya yükselmiştir. Doğal olarak tarla kiralayıp pamuk ekenlerin masrafları daha fazla olmuştur. Bütün bu sebepler bu yıl üretim masrafının en az yüzde 25 nispetinde artmasına zemin hazırlamıştır. Bu da doğal olarak çiftçinin kredi ihtiyacını artırmıştır.

Yıl 1954

Söke’de tarım kredi kooperatifi ortaklarının geçen yıldan devreden borç miktarının 700.000 lira olduğu, dolayısıyla üreticiye bu sebeple yeni kredi açılamadığı, açılsa da bunun ihtiyacı karşılayacak miktarda olmadığı söylenmiş ve bu durumun hemen her ilçede böyle olduğu belirtilmiştir.

Yıl 1953

Aydın ovasında, geçen yıla nazaran daha az pamuk ekilmiştir. Çünkü bazı çiftçiler pamuk yerine tarlalarında güzlük ürün, bazıları ise diğer yazlık ürün ve özellikle de susam ekmeyi tercih etmişlerdir. Üreticiyi zor durumda bırakan bir diğer konu ise Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’nün eski yıllarda tespit edilen dönüm başına 40 lira çevirme kredisini yükseltilmesini kabul etmesi olmuştur. Bu arada işçi gündelikleri de yüzde 24-30 civarında artmıştır.

Yıl 1952

Zirai alanda görülen makineleşmenin gelişmesine paralel olarak pamukçuluk alanında sağlanan verim ile Adana’dan sonra ikinciliği Söke ilçesi almıştır. 1950-52 yılları arasında Söke’de çalışan 2000 traktör çalışmış ve 40 milyon kilo çiğitli pamuk elde edilmiştir. 1952 yılında 250-300 dönüm alana pamuk ekilmiştir. Yine bu yıl, pamuk satış kooperatifleri birliği tarafından İspanya’ya 290 kuruştan 480 ton pamuk yapılan satılmıştır.

Sonuç olarak bakıldığında 1955 yılı başında fiyatlarda da bir düşüş saptanmıştır. Fiyatlarda görülen bu düşüşün, ABD’den elinde bulunan stoklarını elden çıkarmak istemesinden kaynaklandığı bildirilmiştir. Bu sezonda da fiyatlarda bir gerilemeyi konuşuyoruz ve halihazırda baktığımızda pamuk tarımında maliyetlerin geçen sezona kıyasla yüzde 40 gibi artmasının pamuk üreticilerini endişelendirdiği de dillendiriliyor. 2020 yılından itibaren ciddi oranda pamuk ekili alanda daralma riskiyle karşılaşacağı da öngörülürken pamuk tarımının sürdürebilir olması açısından tedbirler bir an önce devreye sokulmalıdır. 2019 ürünü destekleme primleri de eldeki doğru veriler dikkate alınarak bir an önce belirlenmeli ve ilan edilmelidir.