Birçoğumuzun vazgeçilmezlerinden olan şeker ve şekerli besinler, rahatlamayı ve mutlu olmayı sağladığından sıklıkla tüketilmek isteniyor. Ancak kan şekerini hızlı bir şekilde yükseltip, düşürmesi bakımından sağlığımız açısından oldukça tehlikelidir.
Karbonhidrat grubunda yer alan şekerin fazla tüketilmesi, damarları ciddi bir şekilde yıpratıyor ve kalp rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, unutkanlık, düşük kan şekeri, kanser riski ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi pek çok sağlık sorununa neden olabiliyor. Gün içerisinde aniden meydana gelen tatlı krizleri karşısında kontrolsüz bir şekilde davranılması, özellikle bel çevresinde yağlanma ve bol bol kiloya neden olur. Yani sağlık sorunlarının yanı sıra kilo kontrolümüzü de tehdit eder.
Tatlı krizinin başlıca nedenleri, yeme alışkanlıklar, kan şekeri düzensizliği ve psikolojik kaynaklı sebeplerdir. Düzenli olarak tüketilen şekerli besinler sonrasında beyin bu tür yiyecekleri algılıyor ve hafızaya alıyor. Sonrasında alışkanlık olduğu için bu yiyeceklerin özlemini çekiyor ve bu durum yeme içme alışkanlığımıza dönüşüyor. Sürekli tatlı yeme hissi olarak bize geri dönüş yapıyor. Şeker içeren besinler serotonin hormonumuzu yükselttiği için bize mutluluk hissi veriyor. Bu durumda psikolojik olarak her canımız sıkıldığında, tatlı bir şeyler yeme hissimiz çoğalıyor.
Tatlı krizlerinin önüne nasıl geçeriz. Tatlı konusunda kendinize koyacağınız kurallar, psikolojik olarak durumu tetikleyecektir. Kısıtladığımız gıdaları psikolojik olarak daha çok yeme hissi ortaya çıkar. O yüzden sadece yediğimiz besinlerin porsiyonlarını küçültmemiz bile bize fayda sağlayacaktır. Eğer gün içerinde yeterince su içersek bu tatlı yeme isteğimizi azaltır çünkü susuzluk açlık hissimizi artırır. Yoğurt, meyve ve tarçın tatlı isteğimizi karşılayan besinlerdir. Tatlı yeme hissi geldiğinde bu yiyeceklerden faydalanabilirsiniz.