Ve çok mu zordur ey dünya
Dimdik durabilmek çok mu zor?
Şu küçük tükenmezler gibi
Dimdik durabilmek ayakta...

Tükenmez insanlarda sevgi
Tükenmez insanlarda gerçek
Ve sakıncalı da olsa, gelecek
İnsanların güzel günleri..!

Merhum Uğur Mumcu’nun yazıya başlarken iliştirdiğim ‘Sakıncasız’ adlı şiirini, zaman zaman okuyup inceden mesleğimize dair derin düşüncelere dalar, mesleğe ilk başladığım günden bu yana geçen süreci bir film şeridi gözlerimin önüne getiririm.

Örneğin; Söke’ye bağlı Nalbantlar’da hırsızların kömür yardımı bahanesiyle evine girip yastığının altındaki parasını çaldığı için ağladığı Ayşe Nine’nin gözyaşlarını haber yapışım ve haberden sonra İstanbul’dan çalınan paranın iki katının gelmesi karşısındaki sevinci dün gibi hatırımdadır.

Karpuzlu’ya bağlı Tekeler Mahallesi’nde toynağı orakla kesilen beyaz kısrak gözlerimin önüne gelir ara ara… Sonra o kısrağın ADÜ Veterinerlik Fakültesi’ne kaldırılışı ve tedavi altına alınışı…

Sırf haber yaptığım için dünden bugüne başımdan geçen olumsuz bir dizi konu da hayal meyal gözlerimin önüne gelir;

Gah ‘Sakıncalı’ olarak fişlendiğimiz, ardımızdan hakareti aşan boyutlarda sövüldüğümüz, gah işverenlere şikayet edilip işimizden, ekmeğimizden edilircesine çevrilen dolaplar dün gibi hatırımdadır!

“Biz kimseye kin tutmayız/ Cümle alem birdir bize” diyen Yunusca bir sevgi dehlizinden bakıyorum da bazen dünyaya; İnsanların bunca biriktirdiği hırs ve ihtirasın sonu acep nereye çıkar?

-Bing Bang’den önce kamaşan hiçliğin zerresindeyim / Bir ölgü evresindeyim doğuma gebe / Şu Satürn’ü tavaf eden yıldız tozlarıyla / Aynı el karmıştır harcımı / Bilirim geldiğim ve gideceğim yeri!..

Geldiğimiz yeri ve gideceğimiz yeri bilmek!

Sahi öz farkındalık noktasında beynimizin tüm çeperiyle hayatı sorgulayıp daha anlamlı kılma adına ne kadar mücadele içindeyiz!

Nefsimizin sürüklendiği kör saplantılar, arzular sahi bizi nereye götürüyor?

Bir uçuruma mı? Mutlak bir zafere mi? Sığ bir ideale, makamı mı, şatafata mı?

Kendimizi ispatladığımız kanısına varacağımız mutlak sonuca mı?

Oysa Kuran-ı Kerim’de Allah, kendi kendimize sormamız için güzel bir soruyu öğütlemektedir; “Bu gidiş nereye?”

Kendimize sık sık bu soruyu sormamız ve hatta kulağımıza küpe yapmamız duasıyla…

Esen kalın!

DİĞER YAZILARI